-40 YIL MUTSUZ OLMAKTANSA,
39 YIL MUTLU OLUN CANLAR…
ÇÜNKÜ… HAYATTA İŞ VE EŞ ÇOK ÖNEMLİ. BU İKİLİYLE PAZARA KADAR DEĞİL MEZARA KADAR.
YKS tercih sonuçları için heyecanlı bekleyiş sona erdi. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tercih sonuçlarını açıkladı.
Son 35 yılda nice “umutsuz” genci yüreklendirip hayata kazandırdığım için kendimi mutlu hissediyorum.
Üniversite sınavında başarısız olan öğrencileri “babacan” bir tavırla karşıma alıp;
“-CANLAR…Planlı bir şekilde çalışanın başaramayacağı hiç bir şey yok,
-40 YIL MUTSUZ OLMAKTANSA
39 YIL MUTLU OLUN,
-Bu yüzden istediğiniz fakülteyi kazanın ve sevdiğiniz işi yapın, çünkü hayatta eş ve iş çok önemli…Bu ikiliyle pazara kadar değil mezara kadar.
Her şeyden ümidini kesmiş iken hayata kazandırdığım gençler ile anne ve babalarından aldığım dualar bu dünyadaki en büyük servetim olmuştur.
Rabbime şükrediyorum bana 40 yıl öğretmenlik zevkini tattırdığı için.
Allah rahmet eylesin milli şairimiz
M.Akif Ersoy ne güzel söylemiş;
“MUALLİMİM diyen olmak gerektir, İMANLI-EDEPLİ sonra LİYAKATLI.”
Türkiye dereceleri yapan…Hem ilk
3’e hem de ilk 10’a ve ilk 100’e giren çok sayıda öğrencim olduğu kadar maalesef üniversiteyi kazanamayan öğrencilerim de olmuştur.
Sınavı kazanamayan karayağız bir öğrencim Konya/Kadınlar Pazarı’nın girişinde babasından devraldığı güzel bir manavı işletmektedir.
Bizi gördüğü zaman saygıda kusur etmez, buyur eder, bir çayını içerim. Ne zaman eşimle sebze meyve almaya gitsek konuşur hal hatır sorar sohbet ederiz..
“-Keşke okusaydık hocam" der…
Ona derim ki:
“-Helal yoldan çalışıp ekmek paranı çıkarıyorsun ya bundan kıymetlisi yok, hayat böyle, kafana takma evlat."
Bizim için en büyük onur memlekete işinde gücünde bir evlat yetiştirmek. Bunu başarabilirsek ne mutlu bize.
Hayattaki seçimlerini doğru yapanların az “keşkeleri” olur.
Hayatta bazı “KEŞKELERİM” olmuştur, ancak bu ulvi öğretmenlik mesleğini seçmemde ASLA olmamıştır.
Kapıyı kapatıp, yoklamayı aldıktan sonra “HAYDİ CANLAR” deyip derse başlayınca bambaşka dünyalara daldığım o inanılmaz meslekte.
Uzun yıllar kurucu/müdürlüğünü yaptığım özel eğitim kurumunun seminerinde defalarca konuşmasını dinlediğim değerli ilim ve gönül insanı rahmetli Prof.Dr.Doğan Cüceloğlu derdi ki;
“-Hangi eğitim sistemi içinde olursa olursa olsun,
-Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin,
-Öğretmen öğrencisiyle gözgöze geldiği bir an vardır.
-O anda öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır...
…VE İŞTE O AN EĞİTİM BAŞLAR.”
Biz de deriz ki;
Öğrenciler, öğretmenin elinde şekillenir, olgunlaşır ve hayata hazırlanır. Öğreten ve öğrenen arasında GÜVEN ve SEVGİ ilişkisine dayanan bir meslektir öğretmenlik.
Bir milletin milli, ahlaki ve kültürel yönden, güçlü ve medeniyet bakımından kalkınmış olması, öğretmenlerimizin üstün ve fedakar çalışmalarına bağlıdır.
Yaşadığı dönemlere sığmayıp çağlar üstüne sıçrayanların mutlaka rahle-i tedrisinden geçtikleri bir öğretmenleri, bir büyükleri, dağ gibi arkalarında duran bir AKŞEMSEDDİN gibi hocaları vardır ve bu durum kaçınılmaz bir hayat gerçeğidir.
İlim ve hikmet sahibi, alim ve arif şahsiyetli büyüklerimiz tarihin her döneminde milletimizin yüz akları olmuş, Türk-İslam aleminin mümtaz karakterleri olarak anılmışlar ve saygı görmüşlerdir.
Öğretmenlik mesleğini diğer mesleklerden ayıran en önemli özellik, malzemesinin İNSAN olmasıdır.
Biliyoruz ki, eğitim ve öğretim dediğimiz çok boyutlu hayat, satırlar ve sınıflar arasında değil, GÖNÜLLER arasındadır.
İnsanın insan olma vasfını ön plana çıkaran şey ise “eğitim ve kültürdür.”
Dolayısıyla öğretmenler ömür boyu “ÖĞRENEN ve ÖĞRETEN” olmak gibi bir özelliğe sahiptir.
Türk Gençleri bizim has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir.
-İmanlı, bayrak, vatan ve millet
sevgisiyle bezenmiş,
-Taassuptan uzaklaşmış,
-Tahriklere yüzünü dönmüş,
-Küçüğünü büyüğünü bilen,
-Milli seciyesiyle gururlanan,
-Hadiselerin akışına milli ve yerli bakabilen Türk Gençliği irfan sancağımız, istiklal zırhımızdır.
Yeni nesili şuurlu yetiştirmek için devletimizin banisi Gazi M.Kemal ATATÜRK ne de güzel yol gösteriyor;
“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.”
Çocuklarımız, gençlerimiz ülkemizin ve Türk dünyasının geleceğidir. Hep beraber vatanını ve milletini seven, üstün vasıflı, hedefleri olan gençler yetiştirmeliyiz.
Türk gençliği bizim has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir….
Gençlik hür istikbalimizin mimarı, mihmandarı, mirasçısı, mihrabıdır.
Türk gençliği milli ve manevi değerlerle teçhiz edilirse/donatılırsa anasının ve babasının hayır duasıyla yoluna devam ederse hiçbir kötülük semtine dahi uğrayamayacaktır.
Gözümüze nasıl bakıyorsak onlara da öyle bakmalıyız. Sağlam bir kafaya, imanlı bir kalbe, çalışan ve çalışkan bir kola sahip bir gençliğin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluğun olmadığı, olmayacağı inancındayız.
Bilinsin ki, teminatımız ve tesellimiz Türk gençliğidir…
Gönlündeki fakülteyi kazanan gençlerimizi tebrik eder, kayıtların
19-23 Ağustos günleri arasında olup,
bu kaydınızın gelecekteki parlak kariyer günlerinin “sadece başlangıcı” olsun inşallah.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
Orjinal Köşe Yazısına Git