Siyaset ikircikli kararlar alabilir, hatta geri dönüşlerde yapar. Çünkü maalesef siyasetin doğasında bu var!
Ancak evvel emirden beri söylediğimiz gibi, orduda disiplin şart! Üstelik bu kuralın en önemli ilkelerinden biri olan ve "emir demiri keser" diye de tarif edeceğimiz emre itaatsizliğe asla yer yok!
İşte bu kural, Türklerin atası Mete Han'dan beri zaman zaman bazı kötü niyetliler tarafından aksatılsa veya farklı yönlere çekilse de değişmeden yürürlükte kalmıştır!
Ki, bu bağlamda;
Gerçek "Mustafa Kemal'in askerleri", Çanakkale Savaşlarında kısa bir süre sonra şehit olacağını bile bile O'nun askerlerimize dönerek,
"Size taarruz etmeyi değil ölmeyi emrediyorum" komutuna "hayır ben canımdan olacağım bu yüzden' emre uymuyorum" demeyi aklının ucundan dahi geçirmeden ve hiç tereddüt etmeden; ölüme atlayan ve "Bedrin aslanlarından" bile mübarek olan Mehmetçiklerimizdir!
Keza aldığı eğitim ve disiplin gereği kendisine verilen emre tereddüt etmeden uyup ölüme giden Ömer Halisdemir'dir!
Hülasa, yine siz gerçek "Mustafa Kemal'in Askerlerini” arıyorsanız eğer...!
"Siz Mustafa Kemal'in generali olsanız ne yazar it sürüleri" diyen Sırrı Sakık'a bırakın ses çıkarmayı onunla aynı karede pozlar veren, 6'lı masalarda yer alan, ya da "kent uzlaşısı" adı altında seçim ittifakları yapan ve büyük Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözünü bir kere bile demeyen/diyemeyen Kılıçdaroğlu, E. İmamoğlu, Ö.Özel'in yansıra; bunlarla başını fikri manada ABD'li lokomotifin çektiği trenin aynı vagonunda seyahat eden Müsavat, Ümit, Yavuz, Ali ve Ahmetler..
Ha keza sözde ülkücüler dahil her telden siyaset yaparken tutup CHP'ye yama olanlar yada CHP'yi ekmek ve gelecek kapısı görenler değildir!
Aksine bunların dümen suyuna itibar etmeyip. Estirilen yapay rüzgarlara kapılmayıp, hiçbir siyasi veya maddi menfaat gütmeden; gerekirse, vatan, millet, bayrak ve mukaddesatlar için gözünü kırpmadan şehit ya da gazi olmayı şiar edinen erinden generaline kadar disiplin abidesi kınalı kuzulardır "Mustafa Kemal'in askerleri...!"
Sözün özü son yaşadığımız bu türden nahoş olayların tekrarının yaşanmaması dileğiyle ve hepimizin ortak değeri Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adını istismar edip, olayı köpürten siyasi malum cenah ile onların dümen suyunda hareket edenler başta olmak üzere herkese; bir kez daha aklınızı başınıza alın diyerek yazımı sonlandırıyorum...
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
Ankara