İnsan bir yolculuk üzre yaratılmıştır. O yolun dünyada bir sonu vardır. Biz de geldik, gidiyoruz. Bir gün son noktaya ulaşacağız.
Dileğimiz bizden sonrakilerin öngörebildiğimiz sıkıntıları yaşamamalarıdır.
Konjonktürel tercih ve duruşlardan zaman gelip geriye dönüldüğünde, o noktadaki daha önce tesis ettiğiniz güvenin ve yakınlığın aynen muhafaza edilmesini temin edecek bir duruşa sahip olmak lazımdır.
Ak Parti ile MHP arasında yürüyen ittifak her halükarda bir gün mutlaka bozulacaktır. Her ne kadar ilk ittifak protokolünde 2071 hedeflerine vurgu yapılmışsa da Ak Parti gibi kitle partilerinin bedensel karakteristikleri gereği o yıllara kadar yaşamaları mümkün değildir. Ayrıca Ak Parti camiasının tamamının bizim camiaya karşı Sayın Cumhurbaşkanımızdaki sıcaklığı duymadıkları da mutlaktır. O camianın içinde bir damarın bize karşı geçmişten getirdikleri ihmal edilemeyecek bir haset ve kin duyduğu inkar edilemez, bilinen bir gerçektir. O damar eninde sonunda ara ara yaptığı kafalarını çıkarma denemelerini daha keskin bir özellikte tekrar edeceklerdir. Üstelik bazı temel meselelere bakış açılarımızın çeliştiği de bir vakıadır.
O halde ittifak sürecimizin sadece bizim tarafın safiyane ve fedakar duygularına dayanarak yürümesini istemek ve buna razı olmak haksızlıktır. Özellikle son yıllarda biz ayrı bir hükmi şahsiyet olduğumuzu unutmuş görünüyoruz. Adeta müttefiğimize akredite bir hava soluyoruz. Bu söylediklerimden alınıp, gücenecek bir şey yok. Kamuoyunun satınaldığı algı bu...
Gün gelip müttefiklik ilişkimiz son bulduğunda, ittifaka başladığımız ilk noktadaki durumumuza döndüğümüzde bize güvenenlerin aynı güveni koruyor olmasını mutlaka sağlayacak bu güne ait tavırlar üretmeliyiz.
Unutmamalıyız. Biz Ak Parti'nin dışında paradigmaları ve dinamikleri farklı bir tüzel kişiliğiz.
Bu ittifakı bizim taraftan yürütmekle yükümlü kadroların daha efektif ve verimli kurmay müşavirlikleri üretmeleri de şarttır.
Şimdilik(!) bu kadar...
31.10.2025
Halil Kaya
