ALNIMA…
Ne bir silah dayandı ne mecbur bırakıldım
Bu sıfatı bilerek, isteyerek kuşandım!
Başbuğumdan öğrendim görünmezi görmeyi
Liderimden öğrendim, oyunları sezmeyi
Cahil olan zahirle tutup hüküm verse de
Nasip olmaz bilgelik zor zamanda herkese
Bilenmiş Ülkücüyüm Hak yolunda neferim
Şeytanla İblislerin üstünedir seferim
Üzerime giydiğim bu sıfat yüce, âli
Büyüktür Ülkücüyüm diyebilme vebali
Her Ülkücü kendini hele şöyle bir tartsın
Lafı ile tavrını ona göre abartsın
Bir Ülkücü Siyaset hem de tarih bilmeli
Ders alarak geçmişten, fitneleri silmeli
Olayları ön görüp öyle adım atmalı
Yön verirken millete aklını da katmalı
Ki; Devletiyle milleti fırtınada yol alsın
Sağ salimce güneşli, geleceğe ulaşsın
Kurtuluş Savaşı’nda bir bak nasıl yol tutmuş
Fitne fesat ağını Devlet nasıl kurutmuş
Düşsün diye bölgede, Diyap ağa ardına
Varsın diye bir millet Şeyh Sait’in farkına
Diyap’la bir olanı koca millet bir tutmuş
Sait’in bendesini, silahıyla tüm vurmuş
Atatürk’te Diyap ‘ta vekil olmuş bizlere
Mecliste de yan yana oturmuşlar diz dize
Aklın varsa bir düşün, önyargısız bir düşün
Son dünya savaşında sert olmasın düşüşün
Bir cerrah niye neden, cerahatı kanatsın?
Durduk yerde bir lider oyun kursun zar atsın?!
Akıllı ol Ülkücü, el aklını çelmesin
Hiç kimse çakalların tezgâhına gelmesin
Zor zamanda düşmanın fırlattığı her bir ok
Doğru yeri gösterir, şu aklına iyi sok
Kürşat emir verince söz mü düşer çeriye!
Kırkı birden atılır, dönüp bakmaz geriye
Sözün daha fazlası söylenirmiş aptala
Kar etmezmiş dev lügat beyinsize şapşala…
Mehmet Ayhan Günaydın
27 Kasım 2024/Ankara