Anadolu coğrafyası dünyanın tamamının görülebildiği devasa bir penceredir. Bu pencere üç yüz altmış derecelik bir bakış açısı kazandırır ev sahiplerine. Dünyayı Anadolu'dan görmek ve gördükleriniz ışığında dünyayı okumak diğer coğrafyalara nazaran çok daha kolaydır.
Yerkürenin kıyısında kenarında olmamanın avantajını sahiplerine cömertçe sunar Anadolu. Acunun göbeğinde, merkezinde olmanın kazanımlarını üzerinde yaşayanlardan katiyen esirgemez. Tüm stratejik nimetlerini üzerinde bayrağını dalgalandıran millete arz eder.
Anadolu öyle efsunlu bir topraktır ki bu topraklara çadır kuranların ufkunu genişletir, basiretini, ferasetini ve faziletini artırır. Bu topraklara tohum saçanlara vizyon kazandırır, misyon yükler. Burayı vatan bilenlere cesaret aşılar, büyük hayaller kurdurur. İlk adımını burada atanlara irfan bahşeder, Onları ilimden nasiplendirir. Sevdiklerini bu topraklara gömenlere anne gibi kucak açar, şefkatle yaklaşır.
Anadolu'daysanız otomatik olarak büyük ülküler yüklenir sırtınıza. Gerçekleşmeyi bekleyen devasa hayaller zihninizde yer kaplar. Odak noktanız her çağda cihan hakimiyeti olur. Yüreğiniz dünyanın diğer coğrafyalarına el uzatmak için çarpar. Gözünüz mazlumlarda olur.
Anadolu yerinde sayanları sevmez. Hele ki geriye gidenlerden nefret eder. O hep çok çalışılmasını, başarıya ulaşılmasını bekler. Tembellikten haz etmez, ataletten asla hoşlanmaz. Yüce ideallerine bir an önce ulaşması için fedakarca mücadele etmesini talep eder üzerinde ikamet edenlerden.
Dünyanın en bereketli toprağı, en stratejik üssü, en cömert kara parçası, en lütufkar coğrafyası, en dinamik merkezi olan Anadolu işte böyledir. Tarih boyunca yalnızca bu topraklara hükmetme becerisine sahip olanlar bayraklarını Anadolu'da dalgalandırmışlardır.
Hamdolsun ki bin yıldır şerefimizle buradayız. Şükür ki bu süreçte sancağımız hep göklerde kalmayı başardı. Tarihi seyir içerisinde biz Anadolu ismini, Anadolu da milletimizin ismini yüceltti. Birlikte tarihe şan kattık, dünyaya namımızı yaydık.
İlk buluşmamızdan bu yana Anadolu bizi, biz de Anadolu'yu çok sevdik. Aşk ile birbirimize bağlandık. Tutkuyla birbirimize sarıldık. Aynı yastığa baş koyduk. El ele, diz dize bir hayat sürdük.
Belki hasretle o günü bekleyenler vardır diye biz buradan bir kez daha deklare edelim; ayrılmaya hiç niyetimiz yok.
