Anadolu’da çocuk olmak, her sabah yeni bir masala uyanmak gibidir. Gözlerini açtığında karşısında uzayıp giden toprak yollar, arkasında köy evlerinin kiremitten çatısı, başında bir çift serçenin cıvıltısı vardır. Daha sabah güneşi bile yorgun düşmemişken, bir çocuğun ayakkabısız koşturduğu sokaklarda dostluk, samimiyet ve paylaşmak vardır.
Anadolu’da çocuk olmak, elindeki ekmeğin yarısını arkadaşına bölüp vermektir. Kendi yediğinden utanmadan, başkasının aç kalmasına gönlü razı olmayandır Anadolu çocuğu. Bayram sabahı ilk şekerini küçük kardeşinin avucuna sıkıştıran, düğünde oynayan ablasının eteğine nazar değmesin diye dua eden, cenazede büyüklerin yasına ortak olandır.
Şimdiki zamanın apartman aralarına sıkışmış çocukluğundan başka bir haldir bu. Anadolu’da çocuk olmak; dut dallarından sarkan yaprakların gölgesinde, nenesinin dizinin dibinde uyuyakalmak demektir. Harman yerinde toz içinde top peşinde koşmak, dere kenarında taş sektirirken hayallere dalmaktır. Ve elbette, soğuk kış gecelerinde soba başında diz dize oturup büyüklerden hikâyeler dinlemek...
Anadolu’nun çocuğu, rüzgârı bilir, ayazı tanır, yağmuru bekler. Bahar geldi mi kırlara açılır; çiçek toplar, ip atlar, uçurtma uçurur. O uçurtmanın kuyruğu bir ucuyla gökyüzüne, bir ucuyla kendi hayaline bağlanır. O yüzden Anadolu’da çocuk olmak, hayalin bile toprak kokmasıdır.
Anadolu’da çocuk olmak, yoklukta var olmayı öğrenmektir. Bir lokmayı bölmeyi, bir bardak suyu paylaşmayı, bir elmayı dörde bölüp kardeş sayısıyla eşit etmeyi bilmektir. Mahallenin tüm teyzesi birer anne, tüm amcası birer babadır. Her sokak bir oyun alanı, her taş bir hatıra, her ağaç bir sığınaktır.
Ve Anadolu’da çocuk olmak, yüreği temiz tutmaktır. Gün batımında eve dönerken ardında bıraktığı günün tozunu değil, dostluğun sıcaklığını taşır. İşte o yüzden Anadolu’nun çocukları, büyüyünce de vefalı, yürekli ve helâl lokmanın peşinde olur. Çünkü onlar çocukluğundan beri bilirler ki insan, insanın gölgesinde serinler.
İşte Anadolu’da çocuk olmak, başka bir bahar gibi…
Dertsiz, tasasız görünen ama içinde binbir hikâye saklayan bir çocukluğun adıdır.
Şakır DENİZ
Akdağmadeni