İlhami ERDOĞAN / Ozan İlo


Anlatırız anlatmasına da...

Varsa ben, yoksa ben, olursa da ben, olmazsa da ben.. Ben ben ben! Bir türlü birbirimizi sevip, BİZ olmayı başaramadık!..


ZARURETE MEBNİ MÜKERRER BASKI!..

KIYISINA KÖŞESİNE KENARINA BUCAĞINA!..

Lâfta yüce ideâllerin mensuplarıyız!

Güyâ İ'lâ-yı Kelimetullah, Nizâm-ı Âlem dâvâsı gibi mukaddes bir dâvânın dâvâcılarıyız!

Sordular mı, Âleme nasıl nizâm ve intizâm vereceğimizi ağızlar dolusu, ballandıra ballandıra anlatırız!
Anlatırız anlatmasına da, kendimiz kıyısına, köşesine, kenarına, bucağına hiç uğrar mıyız?

Kendimizden gayrı herkesi, her ferdi, her toplumu ve
özellikle de mensubu olduğumuzu iddiâ ettiğimiz koskoca
teşkilâtımızı aleşkere ithâm etmekten, teşkilâtın aldığı kararları beğenmemekten, onlara karşı çıkmaktan ve bu hâlin olumsuz lakırtılarını yapmaktan aslâ imtinâ etmeyiz!

Varsa ben, yoksa ben, olursa da ben, olmazsa da ben.. Ben ben ben!
Bir türlü birbirimizi sevip, BİZ olmayı başaramadık!.. Peki, böyle olunca, yukarıda yazdığımız mukaddes gâyelerimize nasıl yol bulacağız, onları nasıl gerçekleştireceğiz?..

Bütün bu olumsuzluklar o kadar çok ki ve gündem her gün onlarca kez hızla değişiyor ki, bunlara yetişmemizin imkânı yok maalesef! Ben de bundan dolayı sizlere dört Şiiri birden
yazdım.. İnşaAllah okunur ve okunulmasına vesile olunur!..

Bütün canlara selâm ve kalbî muhabbetimle...

ART NİYETLER BİN METREDEN OKUNUR!..

Teşkilâtın kararını karalar,
Ha demeden, taarruza yekinir!
Akîl olsa, sebebini aralar;
Aslı bilir, Puşt tezgâhtan sakınır!

Yeniçeri, her konuya Kazanı,
Kaldırırlar, hiç görmeden azanı!
Almış ele, ibre bozuk mizânı;
Bir de bilmiş, pozlarını takınır!

Görmediğin, bilmediğin konu da,
Niye hemen, kalkıyorsun hamuda?
Kabak gibi, düşmân aklı hemi de;
Art niyetler, bin metreden okunur!

Hiç bir işin, neticesi beklenmez,
Kaz da olsa, buncalayın keklenmez!
El aklıyla, yol gidenler aklanmaz;
İdrâk etse, âkibetten çekinir!

Ferâset ki, mü'minlere vergidir,
Aculiyet, Şeytân işi yargıdır!
"Sonu bekle!" Evliyâdan vurgudur;
Cümle Ârif, iş sonuna bakınır!

Sadâkâttir, Ülkücü'nün nişânı,
Kim neylesin, had hududu aşanı?
Uyarıyom, her Hıyar'a koşanı;
Ozan İlo, hadsizlere dokunur!
08.12.2014/19.25
İlhami ERDOĞAN
 (Ozan İlo)

RABBİM BU NASIL KULMUŞ?..

Dâvâ üç beş yiğit'in,
Gönlünde hapis kalmış!
Amma çok soysuz İt'in;
Geçim kapısı olmuş!

Kime ne Şehîd, Gâzi,
Sığınak Puşt'a mâzi!
Konuşurlar farazi;
Dinletiyor çok bilmiş!

Edepsiz, hırladıkça,
Ul'orta, gürledikçe,
Kıçını zorladıkça;
Nemasın, kimden almış?

Kızmadan, sakin sakin,
Kazıyın, dibe bakın!
Çıkar neliği b.kun;
Nerde yediği yal'mış!

Gâmlı Baykuş'tur öter,
Sır toplayıp, sır satar!
Kimse demez ki yeter;
Köpeksiz Köyü bulmuş!

Sanmayın ki âr eder,
Sustukca, car car eder,
Şeytân dâhi zâr eder;
Rabbim, bu nasıl kulmuş?

Anlatırsın, ders almaz,
Çekersin, Hakk'a gelmez,
Sanıyor ki, hiç ölmez;
Albız, aklını çelmiş!

Oturur, çeker kura,
Sonra; Yalan, iftirâ!
Uslan ey dîni kara;
Aklın çirkefe dalmış!

Âhdim dünden bu güne,
Ömrüm olursa yine,
Hizmet ederim dîne;
Şükür Hakk, yola salmış!

Kibri, gururu bırak,
Nefsine durma çırak!
Deme ki ölüm ırak;
Bir baktın, ömür dolmuş!

Yol yakınken, tövbe kıl,
Olmayasın, Sin de züll!
Varisin var, Kız, Oğul;
Onlar da olsun gülmüş!

Sürûru kalp de yaşa,
Kâbir zor, basma yaş'a!
İLO gelir mi tuş'a?
O ki; Rüstem-i Zal'mış!
08.12.2014/19.05
İlhami ERDOĞAN
 (Ozan İlo)

RÜYÂ RÜYÂ UYUTMUŞ YA!..

Unutmak ayıp değil ya,
Diye diye uyutmuş ya!
Düşmânımın sofrasında;
Yiye yiye uyutmuş ya!

Nere gitse, oldu ze'mlek,
Patlattı, Çanağ-ı Çömlek!
Üst üste çıkardı Gömlek;
Giye giye uyutmuş ya!

Ölüsündeymiş kerâmet,
Bizim saflar, bir alâmet!
Okuyorlar, buna râhmet;
Baya baya uyutmuş ya!

Her dem yırtık dondan çıkıp,
Dile Başbuğumu takıp,
Gözlerin içine bakıp;
Saya saya uyutmuş ya!

Kel öldü ya, sırma saçlı,
Badem gözlü, Altın Taçlı!
Ömrünce aradı güçlü;
Doya doya uyutmuş ya!

Kaypak, âhdin de durmadı,
Vefâyı gözü görmedi,
Hırsıza bir gün ürmedi;
Riyâ riyâ uyutmuş ya!

Kim söverse bize koşup,
Alkışlarız bönce coşup!
Altına bakmayız eşip;
Rüyâ rüyâ uyutmuş ya!

Ozan İlo'm, geldi gına,
Dönek seven, yaksın kına!
Rabbim sâbır versin sana;
Duya duya uyutmuş ya!
07.12.2014/01.15
İlhami ERDOĞAN
 (Ozan İlo)

KIRK SENE SORULMAZ HATIR!..

Değerlere küfredene,
Her tür imkân saçılıyor!
Sâdıkâne yol gidene;
Vurup yara açılıyor!

Hazzetmeyip, türetenden,
Çalışandan, üretenden,
Dâvâsın da diretenden;
Fersâh fersâh kaçılıyor!

Fırsat vermemişse yâd'a,
Bakmıyorlar; San'a, ad'a!
Kulak tıkalı feryâda;
Umarsızca geçiliyor!

Yoldaşınmış, gönüldaşmış,
Hikâyeymiş, onu aşmış!
Olursanız, bir de düşmüş;
Vasfın tümden küçülüyor!

Bir köşeye çekil otur,
Kırk sene sorulmaz hatır!
Börü idin, hem de Batur;
Miskinleyin göçülüyor!

Yanlış öğrenmişiz zahir,
Gardaşlık edildi tehir,
Bunları yaşarsan, zehir;
Şerbet diye içiliyor!

Mertti eski arka daş'lar,
Çağla değişti bu işler!
Ne hikmetse, arkadaşlar;
Kıvraklardan seçiliyor!

Değer ver elin Piçine,
Ozan İlo'nun suçu ne?
Ne var, ne yoksa içine;
İtinayla s.ç.lıyor!
02.12.2014/00.30
İlhami ERDOĞAN
 (Ozan İlo)

YAZARLAR