Halil KAYA / SELÇUKELİ


Anlattığım ülkücülük...

Anlattığım ülkücülük...


YEDİ SENE ÖNCE DEMİŞİM.BU GÜN DE CARİDİR,BİLİNSİN…

***
Ben seksen öncesinde de ülkücülük temalı dersler verdim.
Ülkücüler yetiştirdim.

Anlattığım ülkücülük, bizzat kendi gönlümden geçen, kendi duruşumdan mülhem, bulunduğum yer veya cemiyeti empoze etmeye çalışan bir ülkücülük değildi.

Bize nasıl öğretildiyse, onu öğrettik…

Kafamızdan katkılar, ilaveler oluşturmadık; oluştursa idik hadsizlik ve ihanet içinde olurduk.

Teşkilatlarımıza hasbelkader iki, bilemedin beş-altı yıl önce intisap etmiş; bir gruba ya da ekole mensubiyeti olduğu için kendinde bir ayrıcalık da vehmeden kişi yahut kişiler, benim kırk dokuz yıl önce sınırı, köşesi belli olarak benimsediğim ülkücülüğüme istikamet falan çizmeye kalkarsa, işte orada benim de, benim gibilerinin de frenlerini kontrol edemezsiniz.

Bir dini veya felsefi ekolün müridi olabilirsiniz. Bu hür iradenizin ve Allah'ın lütfettiği şahsiyetinizin, onurunuzun size tanıdığı bir haktır. Bu kimliğinizle ülkücü yürüyüşe iştirak de edebilirsiniz. Bunda hiç beis yok. Ama, müntesiplik ilişkisi içinde olduğunuz yerin kabullerini, bizim kutlu yürüyüşümüze bir desen olarak bezemeye çalışamazsınız. Böyle bir hakkınız yok, yetkiniz de yok. Camia içinde, geldiğiniz yer adına yapılanma çabalarına veya onu andıracak duruşlara giremezsiniz.
Ülkücü hareketin paradigmalarından birisini bu vesileyle burada zikredeyim.
Yakın tarihimizden Çanakkale ruhu, milli mücadele ruhu ve Atatürk, ülkücü hareketin paradigmalarındandır.

Bu ruhun neticelerinden olan ve bir mecburiyet olduğunda hiç kuşku bulunmayan İstiklal Mahkemelerine düşmanlık ederek ya da o mahkemelerin neticesi olarak tecziye edilmiş bazı hoca kılıklı hainlere mazlumluk kılıfı giydirerek ülkücülük yapamazsınız. Yapma çabasında ısrarınız, bizim size sızma olarak bakmamızı sağlar.
Ta, Osmanlı döneminde iken akçeli kirliliklere bulaştığı için Kırım'a kaçan, başında bulunduğu cemiyetin milli mücadeleye karşı direniş bildirilerini Yunan uçaklarıyla Türk topraklarına attıran, "bu topraklarda İslam kilidini İngilizlere teslim etmekte sakınca yoktur" diye fetva veren bir haini, bu hainliğinden ötürü idam edilen bir haini savunup, milletin değeri imişçesine takdim edip, sonra da "ülkücüyüm" diyemezsiniz.

Ülkücü önüne gelenden bir paradigma ve de mazlum veya kahraman ilan edilecek bir obje dayatmasının muhatabı olmaz.

Bir kaç gündür yeri geldiği için bir hain hakkında söylediklerimden dolayı, bir arkadaşım tarafından liste dışına atılmamı kayıp saymıyorum.

Ben, tarihi masalcılardan öğrenmiyorum. Dersime çalışarak konuşuyorum…

Sonuç: İskilipli Atıf vatan hainidir. Onu mazlum ve de değer olarak kabul eden de ülkücü falan değildir.

31 Temmuz 2017
HALİL KAYA

YAZARLAR