Şahin ESENDEMİR / KUŞAK FARKI


Arif olan anlar!

"Kendi değerlerine sahip çıkamayan, geleceğe kara gözlükle bakmaktan kurtulamaz!" diye bir söz var sanırım.. "ARİF OLAN ANLAR"


HÜSEYİN AKŞEN'İ AĞIRLADIK, HASRET GİDERDİK, SEVİNDİK, ÜZÜLDÜK..

Adana'da son 50 yıllık dönemde sanatsal girişimleri, örnek alınması gereken insani ve kültürel çabaları ve öncelikle bu kentin en önemli sermayesi olan sanatçı tarlasına attığı modern sanat tohumları ile onur ve gurur duyduğumuz, ağabeyimiz, liderlik aşkını örnek aldığımız Hüseyin Akşen'i Hayal Park'taki Mono Cafe'de ağırladık..

***

O 55 yıl öncesine olduğu gibi, daha gençlikte tanıdığımız ve hiç değişmeyen karekterindeki gibi son zerresine kadar samimi, sevecen ve mütevaziydi..

O gözlerin derinliklerinden, yanaklarımıza sıcaklığını hissettiren dudaklarının samimiyetine kadar tam bir Adana delikanlısı idi..

***

Adanalı olmakla onur ve gurur duyan, Adana'nın sanatsal geçmişine sahip çıkmanın yanısıra geleceği için kültürlü ve memleket sevdalısı gençler yetiştirmek için maddi ve manevi çok şeyler ortaya koyan Hüseyin Akşen ağabeyimiz daha randevuya gelirken bile bizleri duygulandırdı..

***

"Nerede olduğunuzu söyleyin, ben gelirim. Siz kendinizi yormayın" derken bile hasret kaldığımız bir örnek davranış sergiledi..

***

Adana'da Belediyecilik konusunun en önde gelen isimlerinden biri olan Ekrem Kandemir ile benim Adana Ticaret Lisesi'nden arkadaşımız, ağabeyimiz, bize hep iyi yönde yol gösteren büyüğümüzdü.
Gazeteci arkadaşımız Ufuk Tekin de, her ne kadar yaş ortalaması bize yetişmese de, gençlik ruhu aşılayan görüntüsü ve birçok konuda müşterek anılarımız olması nedeniyle bu önemli dost buluşmasında bizimle sohbet yoldaşlığı yaptı..

***

Ticaret Lisesi'ndeki 60'lı yıllara, AİTİA'daki ve sonrasındaki sanatsal ve sportif etkinliklere kadar daldan dala çok şey konuştuk.

Belki hatırlayan çıkar, Hüseyin Akşen de, Ekrem Kandemir de lise çağlarında çok iyi basketbol ve voleybol oynayan başarılı sporcular arasındaydı..
Lisede ve Akademi'de birlikte tiyatro yaptık. Hatta Jean Paul Sartre'ın bugünlerde kimsenin cesaret edip sahneleyemeyeceği "Mezarsız Ölüler" isimli oyununda birlikte oynadık. 

***

10 yıl önce Adana'da umduğunu bulamayınca Bodrum'a yerleşen ve bu turizm cennetinde sanatsal konuda son derece önemli başarılara imza atan Hüseyin Akşen ağabeyimizin tüm çevrelerin takdirini kazanmaya giden öyküsünü dinlerken çok gurur duyduk.

***

Adanalı bir hemşehrimizin, bir sanatçımızın, bir memleket sevdalısı insanın Bodrum Şehir Tiyatrosu kurucusu ve Genel Sanat Yönetmeni olması çok ciddi ve önemli bir başarı idi..

***

Ancak hem de çok çok üzüldük.

***

Adana'da sanatsal alanda çok ciddi ve örnek çalışmalara imza atan Hüseyin Akşen ağabeyimizin Altın Koza Festivali'nin konuğu olarak Adana'ya davet edildiğini sanıyorduk.

***

Altın Koza ile ilgili etkinliklere, Adana'nın A'sının, Sanatın S'sinin bile yakınından geçmeyen onlarca kişiyi, tüm masraflarını karşılayıp, bir kuş sütü eksik masalarda ağırlayan, ultra lüks otellerde konuk eden, sonra da bu misafirliğin bir bedeli olmalı diyerek, "yarım elma, gönül alma" misali hediyelerle yolcu edenler çok büyük bir yanlış yapmışlardı..

***

Bunca zamandır, sadece bu şehirde, bu sanat beşiği Adana'da değil, Türkiye'de sanatsal atılım konusunda, adeta "devrim" diye nitelendirilen Bodrum Şehir Tiyatrosu'nda imkansızı başaran bir san'at adamını, bir Adanalı'yı, bir Adana sevdalısını davet bile etmemişlerdi!

Yüreğinize ateş bastık sanki..
Üzüldük..

***

Ama asıl üzüntümüz, Hüseyin Akşen ağabeyimiz, eşi Suna Akşen ablamızla birlikte otomobille Adana'ya gelirken yolda rahatsızlanması oldu.. Bir şoför temin edilerek Adana'ya ulaşan Hüseyin ağabeyimizin hemen gerekli sağlık kontrolleri yapılmış, teşhis konulmuş, geç kalmadan tedavisine başlanmış..
Önce heyecan ve üzüntü.. Sonra bizi rahatlattı Hüseyin Akşen ağabeyimiz..
Çok şükür endişe verici bir durum yok..

***

Akşen ailesi daha birkaç gün Adana'da kalacak.. Bodrum yolculuğu için acele de etmiyorlar..
Altın Koza Tertip Komitesinin ve Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin kulağına üfleyen olur belki..

***

"Kendi değerlerine sahip çıkamayan, geleceğe kara gözlükle bakmaktan kurtulamaz!" diye bir söz var sanırım..
"ARİF OLAN ANLAR"

YAZARLAR