Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ

Tarih: 07.09.2024 16:32

At Nalı Teorisi

Facebook Twitter Linked-in

“At Nalı Teoisi”ne göre siyaset bir düzlem üzerinde değil de at nalına benzer bir şekil üzerinde vücut bulmaktadır. O nedenledir ki zıt kutuplar gibi görünen iki farklı ucun aslında birbirine çok yakın olduğunun, ortak yönlerinin fazlalılığının ve benzer sonuçlara imza attıklarının altını çizen bir teoridir.

Hitler ve Stalin zıt kutuplarda yer alan iki uç lider. 

Biri faşist, diğeri komünist. 

Eğer biraz egzajere ederek belirtirsek bu iki liderin birbirlerinden farkı sadece bu kadar. 

İkisi de despot. İkisi de antidemokratik. İkisi de gaddar. İkisi de katil. İkisi de emperyalist. İkisi de yayılmacı.

Sıralamaya devam edersek herhalde yüzlerce ortak nokta bulabiliriz.

Bu kez aynı ülke üzerinden örnekleme yapalım. ABD’de Cumhuriyetçiler veya Demokratlar iktidar olduğunda Amerikan dış politikasında ne değişiyor? Ufak nüanslar dışında aslında hiçbir şey. İki farklı uç ama sonuç olarak aynı politika. Birbirine uzak gibi görünen ama birbirine çok benzeyen iki yapı.

Son bir örnekle meseleyi daha anlaşılır kılalım. 

Bu kez Ortadoğu bize yardımcı olsun. Ortadoğu’daki bazı terör örgütleri, kimi devlet dışı aktörler ve birtakım devletler ABD ve İsrail karşıtı gibi görünse de yaptıkları şeylerin sonuçlarının karşı olduklarına ne kadar da yaradığını gördüğümüzde bu teoriyi daha iyi idrak edebiliyoruz. 

DEAŞ ve ABD, idrak yolları enfeksiyon kapmış olanlar için zıt kutuplar olarak görülebilir ama bunlar at nalının iki ucundan birbirine daha da yakınlar.

Ortadoğudaki birçok yapı için de ne yazık ki bu geçerli.

Tüm bunlar ışığında kapitalizmin babası olan ABD’nin ve Atlantik lordlarından müteşekkil Batı’nın karşısında duran bölgemizdeki tüm yapılara yarım porsiyon aydınlar gibi şaşı bakarak methiyeler dizemeyiz.

Sahte karşıtları araclığıyla her fırsatta çevremizde bölgesel akort yapan Haçlı’nın makyajlı stratejisini yutamayız. 

Amerika’nın Ortadoğu’daki tur rehberi görevini üstlenen bölgesel kiralık katilleri görmezden gelemeyiz. 

Etnik zokalarla, sosyolojik parazitlerle, mezhebi fitnelerle güncellenmiş Bizans senaryolarına alet olamayız.

Velhasıl kelam; karşıtların aslında karşıt olmadığını adımız gibi iyi bilmeliyiz…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —