Şükrü ALNIAÇIK


“BARETTA MUSTAFA”

2014’te Ortadoğu gazetesinde kaleme aldığımız, #12Eylül ‘e dair bir “vefa” öyküsü…


2014’te Ortadoğu gazetesinde kaleme aldığımız, #12Eylül ‘e dair bir “vefa” öyküsü…

“BARETTA MUSTAFA”

12 Eylül öncesinin silah meselesi, toprağa gömülmüş bir konudur ve ben de onu oradan çıkarmaya fazla hevesli değilim.

Ancak Demirci’deki konferans ve eğitim çalışmalarım esnasında “Baretta Mustafa”yla tanışınca birden “14’lü Rıza”lar, “Kayırtı Memet”ler aklıma geldi.

Biz “Öğretmen Liseli”ydik. Zamanında Baretta’nın “düğmelisini” de “çerçevelisini” de görmüştük; ama “sevecenini, merhametlisini, çalışkanını ve çilekeşini” ben ilk kez görüyordum.  

“Baretta Mustafa”yı size anlatmak istiyorum; çünkü Kuva’y-ı Milliye’nin bu Akıncı karargâhında dünyaya gelen Demirci’li Mustafa’nın hikâyesi, aslında biraz da Ülkücü hareketin 40 yılının öyküsü…

Bu öyküden aday reklamı ve siyaset fitnesi çıkmaz. Olsa olsa, mahalli seçimlerde neden “herkesten fazla didişmek yerine herkesten fazla didinmemiz gerektiği” mesajı çıkar.

Başbuğ, 1977 seçimlerinde asfalt öncesi tozlu yollardan Manisa Demirci’ye ilk geldiğinde, hani o kamyon kasasından konuşma yaptığı zamanlar…

Halk toplanmış; megafon yok, hoparlör yok!.. “Baretta” da henüz Baretta değil. Kısa boyuna inat uzun saçları, sarkık bıyıkları ve sevdası kadar büyük yüreğiyle sadece işçi Mustafa…

Mustafa hemen koşuyor caminin hoparlörünü söküp Başbuğ’un konuşma yapacağı alana doğru koşmaya başlıyor.

Baretta önde, imam arkada…

Baretta kısa bacaklarıyla, bir türlü “antrenmanlı” hocayı ekemiyor.

Kalabalığa kavuşup da Ümmet-i Muhammed’e rezil olmamak için bilerek yavaşlıyor ve tabii yakalanıyor.

Hoca efendi, durumu anlayınca “tamam ama işiniz bitince geri getirin” diyor.

Baretta’nın ilk vukuatı, Başbuğ’a cami hoparlörü yetiştirmek!..

Baretta’nın elektrikle ilgili tek vukuatı bu değil ama hepsini de anlatmak olmaz. Manisa’da komünistler rahmetli şehidimiz Cemil Çöllü’yü vurduklarında bir ara Demirci’yi karanlık basıyor ve epeyce bir kayırtı kopuyor.

Kapısından hiç giremediği Üniversite’deki (Demirci Eğitim Enstitüsü) dışarında destekli kızıl boykotları kıran, polisten kaçarken tavukların arasına karışıp bitlenen…

12 Eylül’de işkenceden geçen, hemen “askere kaçan” orada taburun önünden elleri zincirlenerek geçirilince, bir an ölmeyi aklından geçiren, ama “askerliğim yanar” diye korkup, vatan borcunu ödemeden ölmekten vazgeçen Baretta Mustafa…

Askerden sonra sevdiği kızı almasına “aşırı Ülkücü” diye engel çıkarılınca mahalleyi ateşe vermekle tehdit eden Mustafa’nın hikâyesi uzayıp gidiyor.

Eşine yâr olmuş; 12 Yıllık kanser tedavisinde bir an bile yanından ayrılmamış vatanı bekleyen Ülkücüler gibi hep başında beklemiş. Aile şimdi onun bu delice inadından memnun

Baretta AKP’li Belediye zamanında taşeron firma tarafından bir müddet işe alınmış. Sigorta filan hak getire… Nerde kirli paslı, mikroplu, tehlikeli iş varsa dik başını eğmek için Baretta’ya verilirmiş.

Oğlu liseye başlayınca ona kıyamamış; tablayı almış; onun yerine simit satmaya başlamış Baretta Mustafa!..

Simit tablasıyla senelerce Demirci’nin yokuşlarını tırmanmaktan olsa gerek o uzun kuzguni saçlar gitmiş, tepesinde saç da kalmamış Mustafa’nın; ama sonradan görme siyasilerin zulmünden kurtulduğu için huzurluymuş Bozkurt Mustafa...

“Filanca parti bize şunu şunu veriyor siz ne vereceksiniz!” diyenlere evde hanımdan fırça yemek pahasına “alın işte biz de simit veriyoruz” deyip, sermayeyi veresiyeye bağlar; eve öyle dönermiş…

Derken 2009’da Demirci Belediyesini MHP adayı İhsan Temel kazanmış. Önceki Belediyenin, Bulgarların Türklere yaptığına benzer “kirli-paslı ayak işleri zulmü”ne uğradığı için herkesin aklına hemen “Baretta” gelmiş.

Öncesi ve sonrasıyla 12 Eylül’üyle ikbali ve istikbaliyle, çoluğuyla çocuğuyla, kanseriyle yıllardır hiç yüksünmeden çektiği dava çilesini bilmeyen yokmuş Demirci’de…

Seçimin üzerinden iki gün geçince teşkilat, İhsan Başkanı aramış...

“Başkanım Baretta?..” diyecek olmuşlar.

“Merak etmeyin başlattım!..” demiş İhsan Başkan…

“Şimdilik ‘asfalt’a’ aldım; anladığı işmiş. Yol işi bitince de ‘Park Bahçelere’ geçireceğim.”

Baretta Mustafa şimdi 57 yaşında. Emekliliğine üç yıl daha var. Bir oğlu bilgisayar ustası olmuş internet kafede çalışıyor. Bir de kızı var Üniversitede Yüksek Hemşirelik okuyor.

Baretta onlarla “çaktırmadan” övünüyor. Onlar da Türkiye’yi tanıdıkça babalarıyla daha fazla gururlanıyorlar.

Nohut oda bakla sofa evinde akşam çayını yudumlarken; Baretta’nın başka bir özelliği dikkatimi çekiyor:

Kırk metrekarelik bu helal yuvada sesi kısık da olsa bir TV kanalı sürekli açık tutuluyor.

Mustafa da zaten beni “oradan” tanıyor. Tatlı sohbetini ara ara kesiyor; ama anlıyorum ki fazla uzağa gitmiyor.

Baretta Mustafa, 9 milimetrelik namludan yeni çıkmış iki sıcak mermi gibi ekranı delen iri siyah gözleriyle…

Bengütürk TV ekranından kayan altyazıda, tam kırk yıldır bir gün geleceğine inandığı “o müjdeyi….”

MHP iktidarını bekliyor.

Şükrü Alnıaçık 
16 Ocak 2014 
Ortadoğu

YAZARLAR