Bir süredir yine bakıyorum üşüyenler, sıtma tutanlar olmuş...
Ben 4 Nisan 1997 Cuma günü yandım..
İçtima öncesi son dakika haber geçti TRT'de...
"- Alparslan Türkeş vefat etti.."
Nede kolay söyledi..
O gün yandım köse hem de cehennemde gibi yandım..
Sonaki günlerde hiç bir soğuk benim ateşimi söndüremedi..
O gün askerden firar ettiğim gün beni garajda yakalayan inzibat çavuşu aldı komutanın yanına götürdü..
-Oğlum neden kaçtın...
-Cenazem vardı yetişmeye çalıştım komutanım..
-Oğlum neden söylemedin seni yollardım.
-Yollayacağınızı bilsem komutanım demezmiydim..
-Neden yollamıyayım söyle oğlum kimin öldü..
-Başbuğum komutanım Başbuğum..
***
Sonra dışarı çıkartıldım bir yüksek ses duyuyordum bağırıyordu yüzbaşı... 19. Piyade Tugayı istihkam bölüğü koridorunda..
-Atın şu iti diskoya aklı başına gelsin.
Benim hep aklım başımdaydı köse..
Yaz bir firar kahpelere inat.
****
İşte biz böyle yandık..
Şimdi diyorlar ya ihanet edip karşı taraftan taş atanlar karda abdest almayan onu anlayamaz...
Sahi sen anladın da ne oldun?
HDPkk chpkk'nin oyuncağı oldun sen..
Ben onun kabir taşında fotoğraf çektirmeyi bile haya ettim..
Pek ya sen hangi makam, hangi mevki, hangi vaad, için hayasızlık ettin?