Yezid kadar lanetli bir gün akıyor protokol yolunda,
Sıradan karın ağrılarıyla kadınlar koşturuyor sokaklarda,
Tecavüze uğruyor, yeni temizlenmiş kaldırımlar insanlarla,
Susamlı simitler taciz ediyor yaşama arzusunu….
Heykellere kirini bırakıp uçuyor güvercinler….
Kartvizitler dağıtıyor bir adam. gelecek sandığı günlere…
Ben atları bekliyorum oysa… Belediye otobüsleri gelmese de…
Takım elbiselerin içinde seçilmiyor ruhların gülüşleri…
Sanki alnımda yenilmiş bir adamın adı yazılı…
Ölünce açılacak diye mühürlenmiş alın yazım…
Şehir ölüyorsa, fahişeler yanacaksa, katiller asılacaksa;
Elimden gelen Hacı Bayram huzurunda bir dua sadece.
Yorgun şehirlerin göğünde bekliyorum seni
Gordion’un tümülüsüne gömülmüş sırda saklı
Papirüs kağıtına yazılmış kutsal emir gibi
Yedi günün her sabahında güneş doğarken gel….
Gel ölüm kırmızı ışıkta beklemeden gel…
