"Zamanın fokurdayan hararetine kapılma!
Tabiatın huzurunu solu!
İlim cevherini yudumla!
Ve vicdanına kulak ver!
İyilik yapmayı ve sevmeyi unutma!
En kötü şartlarda bile adaletten ayrılma!
Aklını hiçbir zaman tatile gönderme!
Nefsinin değil, Hakk'ın kulu ol!
Yolun açık olsun,evlat..."
Kitleleri ilgilendiren yahut etkileyen pek çok problemli hadiseler karşısında itidalli olmak aklın nefse egemen olması demektir.
İtidalli davranmak; huzur için, refah için, bir sonraki adımın sağlıklı atılması ve yere sağlam basmak için vazgeçilmez stratejidir.
Aklın egemenliğini vicdan muhasebesiyle adalet duygusu pekiştirir. Böylece kendine, topluma ve geleceğe iyilik sağlarken esasen mutluluk kaynağını coşturmak için de aklın egemenliğine ihtiyaç vardır.
Öngörüsüzlüğün yani basiretsizliğin siyasette, sosyal olaylarda ya da hayatın içinde pek çok zararı vardır ama kime?
Burnunun ucunu göremeyenlerin ufuklarda birşey görmemesi doğaldır.
Evet, hakiki anlamda burnunun ucunu bile görmeye mecali olmayan, birikimi ve zihnî melekeleri yetmeyenlerin engin denizlerde, uzak ufuklarda, sonsuzluk âleminin semalarında görebileceği birşey zaten olmaz.
Ülkesinin menfaatlerini korumak ve iyileştirmek için, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için büyük ümitler vaat etmek yetmez.
İnanmak, inandırmak, güvenmek ve güven vermek şarttır.
Güçlü Türkiye Cumhuriyeti, büyük Türk Devletleri Teşkilatı dünyaya yön verecek bir küresel kudrete sahip olduğu takdirde Türk milletinin ve bütün Türk dünyasının ilmî, edebî, medenî, askerî ve iktisadî kalkınma yoluyla maddi ve manevi zenginliği dünya âlem için yararlı olacaktır.
Türk Devletleri Teşkilatı'dan rahatsız olan Slav uşaklarının sempatizanları ile ABD 'nin yüce(!) menfaatlerini korumak için gayretkeşlik yapanlar için hukuk çerçevesinde bir karşılık veya yaptırım olmalıdır.
Zamanın fokurdayan hararetine kapılmadan muamele etmek; aklın, ilmin, ahlâkın egemenliğini ebedî kılmak için gerekli irade bizi fersah fersah ileri götürür.
Halep'e, Şam'a, Lazkiye'ye hür iradeyle dikilen Türk bayraklarının dalgalanmasından rahatsız olanlar için zamanın değil cehennemin fokurdayan harareti yükseltilmelidir.
100 yıl önce bizim valilerimizin yönettiği coğrafyada bugün bizim eğitip okuttuğumuz iradenin bulunması anlamlıdır.
Bizim de çok emek verdiğimiz "Büyük Türk Dünyası Öğrenci Projesi(1992)" boşuna değildir.
Tarih bunu yazdı ve yazmaya devam ediyor. Devlet sabırlı ve metanetli insanlarla çalışır.
Bilgemizin nasihatini bir kez daha hatırlayalım ve unutmayalım. "İyilik yapmayı ve sevmeyi unutma!
En kötü şartlarda bile adaletten ayrılma!
Aklını hiçbir zaman tatile gönderme!"
Tanrı Dağları'ndan selamlar
Muhittin Gümüş
25.12.2024