Şahin ESENDEMİR / KUŞAK FARKI


Bir derviş hikayesi ve yaşadığımız garip dünya

Bir derviş hikayesi ve yaşadığımız garip dünya


Kurak geçen bir  mevsimde, cemaat Cuma namazını kıldıktan sonra cami imamı ile beraber "kurumaya yüz tutmuş mahsülleri kurtarma ümidiyle" yağmur duasına çıkar...
Hacet namazları kılınır, dualar edilir, kurbanlar kesilir ama, gökyüzünden tek damla yağmur düşmez yeryüzüne!.. 
Cemaat boynu bükük tekrar köye geri döner..

***

Aradan bir kaç gün geçmiştir ki ve bir dervişin yolu köye düşer.
Köy halkı dervişin gelişini fırsata dönüştürmek ister. 
Yanına gelerek kendileri için yağmur duasına çıkmasını söylerler..
Ancak bu ak sakallı derviş, yağmur duasına çıkmak yerine "köyü beraber gezmeyi" önerir ahaliye..

***

Derviş önde, cemaat ardında birlikte dolaşmaya başlarlar..
3-5 evi dolaştıktan sonra, damı çökük, kapısı kırık bir eve rastlarlar..
Derviş kapıdan içeri doğru seslenip, hane halkını dışarıya çağırır..

***

İçerden orta yaşlarda üzerindeki kıyafetleri yamalıklı bir kadın ve iki kız çocuğu çıkar..
Derviş, hâl hatır sorduktan sonra evin beyinin bir hastalık geçirip erken yaşta öldüğünü ve kadının da iki yetim kızıyla yalnız başına kaldığını öğrenir..

***

Yüzü nurlu, tatlı sözlü, ak sakallı ihtiyar, kadın ile hasbihal ettikten sonra küçük kızlara döner ve kendisinden istekleri olup olmadığını sorar;
Küçük kızlardan birisi, "çatıları için kiremit" diğeri de "kendisi için yeni bir ayakkabı" ister..
Derviş, yanındaki cemaate, hemen evin damı için kiremit ve diğer kız için ayakkabı alınmasını buyurur..

***

Kiremitler ve ayakkabılar geldikten sonra nur yüzlü ihtiyar küçük kızlara:
"En çok ne için dua edersiniz, söyleyin bakalım dedenize" diye sorar..

***

Kızlardan birisi, 
"Yağmur yağdığında damımız eski olduğu için evimiz ıslanmasın diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını isterim hep" der.. 
Diğer kız ise, 
"Ben de eski ayakkabım delik, ayaklarım yağmurlu havalarda ıslanıyor diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını istiyorum hep" diye cevap verir..

***

Derviş bu sözlerden sonra yanındaki cemaate dönerek, 
"Sadece Allah'ın kudretinde olan bir duayı etmeden önce; kendi kudretinizle birinin duasını yerine getirmediğiniz sürece duanız kabul olmaz ey cemaat" diye onlara unutulmaz bir yaşam dersi verir..

***

"Hem kimbilir, belkide duanız; başka bir kulun duasını aşamıyordur.." der ve devam eder:
"Hadi söyleyin bakalım en son ne zaman zor durumdaki bir yakınınıza, komşunuza, aynı köyde yaşadığınız bir müşküle, hâl-hatır sordunuz? Ne zaman onların ihtiyacını giderdiniz?"

***

Televizyonda haberleri izliyorken dikkat ettim.. 

"Son 60 yılın en kurak kışını yaşıyor muşuz!.." 
Hadi oradan! 
Doğru cümle şu;
Biz son 60 yılın en bencil toplumu olduk!

***

Kuraklık başımıza geleceklerin daha ilk habercisi idi..
Şubat'la birlikte "kar-yağmur geliyor" diye sevinirken deprem felaketi vurdu.. Anadolu'nun en bereketli toprakları yerle bir oldu..

***

Resmi rakamlara göre 50 bine yakın can kaybı ile tarihi bir felaketle yüzyüze kaldık..
Gerçek rakamları duymak, bilmek bile istemiyoruz..
Yaralanan, sakat kalan, tedavisi süren yüzbinlerden söz edemiyoruz..
Yüzbinlerce ev yıkıldı, ne kadar olduğunu söylemeye dilimizin varmadığı kadar çok insanımız aç, açıkta kaldı..

***
"Bu millet zor günde bir olur, birlik olur" diye bir umut içinde yaşarken, bu toplumda hiç beklemediğimiz kişilerin deprem fırsatçısına dönüştüğünü gördük..

***
En hayırsever ev sahipleri bile kiraları 2-3 misline çıkardı.
Pazar tezgahında fiyatlar katlanarak arttı..
Süt ve yoğurt lüks gıda sınıfına girerken, kuru fasulye ve nohut zengin yemeğine dönüştü..
El yakan fiyatları ile pirinçin yanına yaklaşılmazken, pilav yapacak bulgur bile karaborsaya düştü..
Soğanı, patatesi bile tane tane almak zorunda kalan bir nesil olmanın utancını yaşıyoruz..
Yaşamaz olsaydık keşke!

***

"Sadaka toplumu olmamamız gerek" diye çaba harcarken, felaketzedelere aç kalmasın diye dağıtılan bir kap yemek, iki dilim ekmek için kuyrukta bekletilen bir neslin parçaları olduk..

***

Sırada daha neler var bilmiyoruz..
Pandemi döneminde, "Evinizden çıkmayın!" diyen yetkililer şimdi, "Evlerinize girmeyin!" diye uyarıyor..
Şaşırdık 7'sinden 70'ine hepimiz..

***

Herşeye rağmen hayat devam ediyor..
Gününüz aydın, sağlık ve mutluluğunuz sonsuz olsun.

Selam ve sevgilerimle..

YAZARLAR