Egosantirik kafa herkesi cahillikle suçlar ve herkesin her işe fesat karıştırmakta olduğu iddiasındadır. Bu kafa birbiri ardınca plân yapar; hiçbirinin de tutmayacağını bilerek aynı konuda birbirine zıt uygulamalar yapar. Amerikan usulü tutmazsa Fransız usulü, o da tutmadı başka bir usulü dener ... Bütün denenmiş ve bulunmuş sistemleri yepyeniymiş zanneder ve onlara aşkla bağlanır. Böyle tipler bazen çok basit bir uygulamayı şimdiye kadar kimsenin niçin denemediğini düşünemez.
Egosantirik kafa "Bu kadar mantıklı bir şeyi neden uygulamazlar?" der ama o düşüncenin uygulamadaki faydasızlığını düşünemezler.
Eğirdiğini yünle değişmek gibi bir durumu kavrayamazlar…
***
Bir de verbalizm / lâfçılık diye bir kavram var... Bunu bazı politikacılara mahsus bir ahlâk zaafı olarak görürler... Saatlerce konuşanın sözlerinden kimsenin hiçbir şey hatırlamaması ne kadar fena değil mi?
Bilim adamlarının, eğitimcilerin verbalizmi ise saygınlık sorunu oluşturur. Aman Allah korusun!
Verbalizme "laf ebeliği" de diyebilirdik ama Türk Dil Kurumu bunu demogoji karşılığında kullanmamızı önermiş.
***
Farklı tezleri savunan insanlar bilimsel ölçütlerle kendi arzularını birbirine karıştırmasalar sorunlar daha kolay çözülür…
Siz arzu etmeseniz de dünya döner, yerçekimi kuvveti değişmez, güneş hep doğudan doğar. Eşitlik olsun diye biraz da bu güneş kuzeyden güneye doğru hareket etsin demek iyi ve mantıklıdır ama mümkün olmayacak bir beklenti de lafçılıktan öteye fayda sağlamaz.
Bilimsel ölçütlere uygunluğa şüphesiz evet... Kimileri bilimselden anlamam ama hukukî olması yeterlidir der.... Biz -hukuki olsa da- ahlakî olmaktan yoksun herşeye daima hayır diyenlerdeniz...
Ahlâkî olan hukukidir, âdildir, meşrudur, saygındır, helâldir, temizdir, sevimlidir, erdemlidir, samimidir... Öyle değil mi?
Tanrı Dağları'ndan
25.11.2024
Muhittin Gümüş