Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


Biraz da siyaset!

Bugün güçlü olmak zorundayız. Yarın da buna ihtiyacımız var. Terör vücutta iç kanam gibidir. Önlem alınmadığında kan kaybı bitap hâle getirir bütün organizmayı.


Gündem ne olursa olsun Türkiye üzerinde oynanan oyunların, değiştirme, kendi adamını getirtme, çeşitli usullerle darbe vb. işler aslında vampir ruhlu kovboyun temel gündeminden hiç düşmez. 

Parti liderleri helikopter kazasıyla(!) öldürülür veya bir diğeri uçkur ya da kaset hadisesinden tasfiye edilir. Vampir ruhlu kovboyun çirkin sesi olan sümüklü de riyakârlığın zirvesinde bir üslupla “İlahi bir tokat”tan söz eder. Kasetlerle partiler dizayn edilir, kallavi adaylar haysiyet ve itibar suiskastine uğratılır. 

Kovboyun amacı değiştiremediği iktidarı ancak muhalefete şekil verdikten sonra millî karakterleri tasfiye edip ülkemizi teslim almaktı.

İstihbarat kurumunu dumura uğratmak, üst düzey bürokrasi ve hukuk organlarını seçilmişlerin tepesine indirmek, stratejik konularda çift başlılık görüntüsü vermek, bombalı terör eylemlerini yoğunlaştırmak gibi maksatlarını 15 Temmuz hain kalkışmasıyla zirveye ulaştırmaktı. İstediği sonuç olmadı… Ülkemizi istikrarsızlaştırma operasyonun halkalarını genişlemişti. Sistemin içinde kalarak, sistemin bir parçası gibi görünen kriptolarla iş yürütmek ise hâlâ vazgeçmedikleri bir yoldur.  

Yerel ve genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “beş benzemez” misali 7 benzemez ya da kendilerinin ifadesiyle 6’lı masayla çoklu koalisyon denemeleri unutulmadı. 

Tam 7 cumhurbaşkanı yardımcısıyla yönetilecek bir Türkiye vaat edildi… 

Küresel ekonomik krizlerin etkisiyle 2019 yerel seçimlerinde kısmen belediyeler aracılığıyla genel siyaseti komik ve salakça bir usulle etki altına alma süreci başladığında finansman kaynaklarının belediyeler olduğunu biz geç anladık. Değirmenin suyu da nereden diyorduk da anlam veremiyorduk.

 

 

Yaşlı ve bunak kovboyun “Muhalefeti dizayn ederek devireceğiz Türkiye’nin riyasetini” sözünü bir kenara not alırken gazeteci Zafer Şahin’in ifadesiyle esas maksatları “Türk tipi bir Zelensky” bulmaktı. Nihai amaç Türkiye’yi Rusya ile savaştırmak ve Sevr’i güncellemekti.” Aslında A. Davutoğlu’nun Başbakanken “Düşürün emrini ben verdim” dediği Rus uçağını düşürerek de denenmiştir Türk-Rus Savaşı. Üç beş dakikada nasıl emir verdiyse artık… 

Gazeteci Z. Şahin diyor ki, “Bugün Türkiye gündemini meşgul eden yolsuzluk soruşturması sadece yolsuzluk boyutuyla ele alınamaz. Paranın gücüyle diğer partilere sıra gelecekti. Tıpkı 2009-2011 sürecinde olduğu gibi.” 

Geçmişten günümüze her partinin kurulmasının önemli ve tarihi sebepleri vardır. 12 Eylül darbesinden sonra DYP, ANAP, HP, MDP, SHP’nin kurulması; sonra 1992’de MHP’nin bölünmeye çalışılması, post modern darbelerle Refah Partisi, Fazilet Partisi’nin mecburen Saadet Partisine dönüşmesi… Ak Partinin kuruluş sebeplerini bilmeyen yok.  2017 İP ve 2021’de ZP’nin de niçin kurdurulduğunu tarih yazacak.  %1 oy alması imkânsız olanları grup kuracak biçimde Meclise sokmak da muhalefeti dizayn edip iktidarı ele geçirmek maksadına uygun bir eylem olduğu âşikârdı. Niye, niçin ve neden?

Bugün güçlü olmak zorundayız. Yarın da buna ihtiyacımız var. Terör vücutta iç kanam gibidir. Önlem alınmadığında kan kaybı bitap hâle getirir bütün organizmayı. 

Doğru düzgün bir Anayasa ile ebediyen birliğimizi ve bütünlüğümüzü devam ettirmeliyiz. Yeni bir Anayasa yazmanın ne kadar gerekli olduğu hususunda farklı fikirler vardır. Anayasamız Türkiye’nin Anayasasıdır. Yenisi de Türk’ün, Türk insanının, Türk milletinin Anayasası olacaktır. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti denir.” Zaten Türk milleti kurmuştur benim ülkemi. Türk’ün gören gözü, duyan kulağı, uyanık vicdanı” olarak Türk millî kimliğine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş esaslarına sahip çıkmaya devam edecek bir anlayışla Anayasa hazırlanırsa bundan memnuniyet duyarız. Dili ve üslubunu hiç beğenmediğimiz milletvekili yemini metninden tutun mevcut Anayasamızın Türkçe anlatımında duruluk olmayan sözler bizi rahatsız etmektedir. Yeni Anayasayı yazanların arasında mutlaka iyi bir dil ve üslup uzmanı olmalıdır. Öznel ifadelerin Anayasa ve kanun metinlerinde yer alması düşünülemez. Çeşitli endişelere sahip Türk insanının samimi tavsiyeleri göz ardı edilemez. 

Hukukçu değiliz ama azıcık ilmimize ve tecrübemize dayalı olarak diyoruz ki millî kimliğimizi, milli kültürümüzü ve millî davamızı, millî hedeflerimizi, evrensel ve millî değerlerimizi geçmişten bugüne, bugünden geleceğe taşıyacak Anayasa ile yetiştireceğimiz insan tipinin idealize edilmiş biçimleri Anayasada yer almalıdır. İşte o zaman kovboy ve şürekası iktidarı, muhalefeti veya sivil toplum örgütlerini dizayn etme hadsizliğini yapmaya teşne tipleri bulamaz. İnsan yetiştirmenin en büyük milli görev olduğunu hissettirecek ve bunu anayasa ile teminat altına alacak bir sistem istemek de en tabii hakkımızdır. 

Siyaset kurumunun günahlarını halk çekmemelidir. İnsan yetiştirmenin, özellikle siyasetçi yetiştirmenin akademik temeli olmalıdır. Parayla dizayn edilenlerin değil aklıyla, alın ve akıl teriyle, yetkinlik ve yeterlikleriyle milli iradeyi temsil edebilme imkanları ve şartları olmalıdır.
Büyük Türkistan, güçlü Türkiye ile mümkündür. Temel ülküsü Kızılelma yolunda durmadan, yorulmadan koşanlara Tanrı Dağları'ndan selamlar…

Muhittin Gümüş 
05.06.2025

YAZARLAR