Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


Biraz düşünmek gerek...

El açıp Allah'a sevgi sunmak, kimseye muhtaç etmediği için şükretmek ve bunu gönülden istemek ne güzeldir değil mi?


Üst düzey bir bürokrat demekle niteliklerini söylemiş olmayız ama bugünkü vazifesi gereği önemli işlere imza atan bir şahsiyet...Aslında iyi bir düşünce adamı, gönüllü bir sanatkâr.…

Diyor ki:
“Köklü bir metafizik olmadan 'siyaset' olmaz. Göktekini anlamadan yerdekini yönetemezsiniz;  sema ile bağ kurmadan yerde adaleti tesis edemezsiniz. Başınızı göğe çevirmeden yeryüzüne nizam veremezsiniz. Allah'a kul köle olmak, aslında insanın bu dünyada Allah'tan başka hiçbir şeye muhtaç olmadığının idrakine varmak demektir.  Bu muazzam bir özgürlüktür. Allah'tan başka hiç kimseye benim ihtiyacım yok demek kadar büyük bir özgürlük yok. Bu muazzam bir özgürlük Allah'tan başka hiç kimseye benim ihtiyacım yok; başka kimseye bir muhtaçlığımız yok deme durumunda olmak ne güzel değil mi?  Bu öyle büyük bir özgürlük ki  onu parayla malla, mülkle, makamla satın alamazsınız.”

"Geçici olana talip olursanız isminiz, başarınız, ününüz, şanınız, şöhretiniz de geçici olur;  geçer gider birgün.  Bâki olana tâlip olursanız size de ona göre bir yetenek şekli verilir, size de ona göre kapılar açılır. Hz İbrahim'in ayı yıldızları güneşi incelerken 'Herhalde en büyüğü bu yaratıcı bu olmalı', der.
Ondan sonra ay ve güneş batınca da söylediği bir söz vardır. Ben batan şeyleri sevmem diyor. Biz, batana değil; batmayan, sonsuz olana talip olalım."

Talip olunan şeyler nedir bugün?

Kısaca sayalım: 

Liyakatsiz makam, ehliyetsiz meslek, ekmeksiz kazanç, haksız şan ve şöhret... 

Terlemeden cüzdan kabartmak, yedikçe çatlayana kadar yemek, dünyevî zevkler içinde boğulup gitmek... 

Ne kadar fena değil mi?

Biz sevgiye, saygıya, şefkate, merhamete, Hakk'a, hukuka, adalete, iyiliğe, vefaya, ahlâka, düşünme sanatı olan felsefeye, belâgata, hakikate, dürüstlüğe tâbi olmalı. 

Batan güneş, parlayan ay ve ışıldayan yıldızlar ebedî umutları hatırlatır. Güneşe tan yeri ağardıktan  gurup vaktine kadar eşlik etmek, gecenin yarısında mehtabı seyrederken yıldızları kıskandırmak da güzeldir.
Okumak, anlamak, anlatmak, sohbet etmek, paylaşmak güzeldir. 

El açıp Allah'a sevgi sunmak, kimseye muhtaç etmediği için şükretmek ve bunu gönülden istemek ne güzeldir değil mi?

Tanrı Dağları'ndan selamlar 


Muhittin Gümüş 
17.12.2024

YAZARLAR