Bir milleti birleştiren pek çok unsur vardır. Bizim milletimizi birleştirmede müessir rol oynayan unsurlar sayıca daha çoktur.
Bunlar: dil, din, ortak tarih, ortak coğrafya, ortak gelecek ve ortak ülküler... Bir de ortak değerlerimiz; ay yıldızlı al bayrağımız, millî marşımız, millî başkentimiz, millî devletimiz ve daha birçok millî olan şeylerimiz...
Millî edebiyat, millî mûsiki, millî sanat ve mimarî, millî kültür ürünleri.
Millî şahsiyetlerimizin değeri ve önemi bu satırlara sığmaz.
Evrensel değerler ise insanı insan yapan niteliklere sahiptir. Türk'ün evrensel değerlere değer kattığı kavramlara; sevgi, saygı, gönül, erdem, vefa, hak, adalet, hürriyet, hamiyetperverlik, misafirperverlik / konukseverlik, mertlik ile yeni ve modern teknolojiyle, ilim ve sanatla donanmış olmak zorundayız.
Türk milletinin dili Türkçe"dir. Bilinen en az 2200 yıllık, tahmin edilen 10 bin yıllık devlet geleneğimiz, ordumuz ile binlerce yıllık köklü tarihimiz var.
Dünya tarihinden Türk tarihini çıkardığınızda geriye pek bir şey kalmayacaktır.
Şühedanın kanlarıyla vatan hâline gelen büyük Türk coğrafyası yalnızca haritadaki şekliyle sınırlı değildir; gönül coğrafyamız pek geniştir. Müslüman Türk milletinin gayri müslim soydaşları da bu coğrafyada eşit biçimde yer alır ve asla ayrı tutulmaz.
Birlik için dirilik gerek, dirlik gerek...
Birlik içinde olmak için millete bir baş gerek... O başta engin fikrî bir derya, kıvrak ve çevik bir zekâ, vatan ve millet aşkıyla dolu mangal gibi bir yürek, dosta şefkat gösteren, düşmana gerektiğinde demir yumruk olarak inecek bir el gerek. Hep dipdiri ve dimdik olmak şart.
Attila, Bilge Kağan, Osman Bey cihan devletleri kurdular…
Fatih, Yavuz, Muhteşem Süleyman devirlerine değer kattılar...
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk gibi "Ya istiklâl ya ölüm!" diyerek küllerinden doğan Türk milletinin yeniden dirilişinin lideri olmak kolay mı?…
Emperyalizmin bütün vampirleri ve onların seçtiği içerdeki mankurt ve maşalara, dışardaki teröristlere karşı dimdik duran, gerektiğinde onların planlarını bir kenara atan değil; tamamen yer ile yeksan eden, sözde gelişmiş/medenî Batı'nın iki yüzlülüklerini suratlarına çekinmeden vurdukça vuran, Azerbaycan Türk'ünün Yukarı Karabağ'daki haklı davasına gönülden destek veren, Mavi Vatan; Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz'de Türk devletinin menfaatlerinden taviz vermeyen, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekâtlarıyla destan yazan kahraman Mehmetçik'e zafer hazzı tattıran lider... Bütün bu millî davalarımıza, millî menfaatlerimize, millî irade ve millî teknolojimize amasız, fakatsız, tereddütsüz destek ve katkı sağlayan, Türk olmanın gururunu ve onurunu daima vurgulayan, şahsî ikbâl ve arzular yerine daima Türk milletinin bekasını düşünen, Türk milletinin bağrından çıkan bilge lideri unutamayız...
Suriye'de, Irak'ın kuzeyinde ve her adım attığımız yerde basiretli davranışların neticesi alınıyor.
Bundan rahatsızlık duyanlar sünepeler ile "Kentli Zübükzâde" tiplerin yaklaşımıdır.
Ancak beyhude... Onlar yine kaybedecekler...
Türk Yüzyılı kavramının ifade gücünü hâlâ anlamadılar. Neden acaba?
Disiplini ile temayüz etmiş millî ordudan yanlı ve siyasete teşne ve millî iradeye yön veren, tesir eden bir ordu hayali kuranlara anında şamarı ensesine indirmek gerekir.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasıyla kendini daha güçlü, daha güvende hisseden Türk milletinin çok çalışması gerekiyor.
Daha güçlü olmak zorundayız.
21. yüzyılda 2053, 2071 yıllarına yönelik pazara kadar değil mezara kadar, ebedî birlik ve dirlik için çalışan liderlere ihtiyaç olacak...
ABD'nin, Fetönün, AB'nin proje liderleri ile birlik ve dirlik olmaz...
Adalar Denizi'nin ve Akdeniz'in hâkimi, Misak-ı Millî dâhil olmak üzere Büyük Ötüken'e kadar bizim gönül coğrafyamızı yönetirken yine bütün insanlık âleminin huzuru, mutluluğu, refahı için, adalet terazisini bütün insanlık için işletecek bir lider, bir başbuğ bu asrın ortalarında elbette ve mutlaka aziz Türk milletinin içinden çıkacaktır.
Muhittin Gümüş
Tanrı Dağları'ndan selamlar...
04.02.2025