“Külliye” düşmanlarının gözü aydın…
Malum CHP zihniyetinin siyasette yumuşamaya hiç mi hiç niyeti yok…
Yine Gezicilere selam duruyorlar…
Yine Osman Kavala’ya selam duruyorlar…
Yine “Terörist Selahattin Demirtaş”a selam gönderip cezaevinde ziyaret ediyorlar.
Kısacacı Özgür Özel'i dizayn edenler, şovunu yaptı Cumhur İttifakı paydaşları ile görüştü ve tiyatro perdesi indi…
Rol bitti beyler8…
Şimdi yine bildik CHP zihniyeti…
Hiç değişmediler zaten…
“DEM” sevdası yüzünden üç buçuk oy peşinde sözüm ona “Kuruluş” ve “Kurtuluş” naraları atarken devleti dinamitlemeye devam ediyorlar.
Atatürk’ün Cumhuriyet’i kuran partisini eli kanlı bebek katili teröristlerin uğrak yeri, vatan hainlerinin sığınma evi hâline getiren bu azgın zihniyeti elbette sağduyusuna inandığım asil Türk milleti mutlaka yola getirecektir.
Ancak ne yazık ki huylu huyundan vazgeçmiyor.
Öyle ya boşuna mı uyarmış atalarımız; “Can çıkar huy çıkmaz!” diye…
Vesselam uçuk mu uçuklar!
Özgür Özel, sazı eline alıyor, sözüm ona “son yılların en barışçıl, en geniş katılımlı sivil eylemi” diye tarif ettiği #Gezi’cilere selam çakıyor.
Dün, siyasette yaşanan gelişmeler ve CHP ve Özgür Özel’in hal ve gidişine yine en güzel notu Milliyetçi Ülkücü Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Bey verdi.
TBMM Grup toplantısındaki şu sözleri çok önemliydi Devlet Bey'in…
“Özgür Bey'in yumuşama için önce Dem korkusu ile yüzleşmesini, adam gibi duruş göstermesini tavsiye ediyorum. Saçma sorularla, seviyesiz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı düşünüyorsa yanıldığını bir gün anlayacaktır.”
Devlet Bey,"Sosyal medya yalanlarına bel bağlayan siyaset meddahlarının nasıl da eriyip gideceklerini yakında herkes görecektir" derken çok önemli bir uyarıda da buluyordu:
“- Siyaset meddahlarının nasıl da eriyip gideceklerini yakında herkes görecek.”
Devlet Bey'in bir uyarısı daha vardı biti kanlananlara:
“31 Mart'tan sonra biti kanlananları uyarıyorum bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur. Cumhur İttifakı güvencedir.”
***
Ve bugün günlerden 29 Mayıs.,.
Arif Nihat Asya ile seslenelim Türk gençliğine:
"Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!"
Yeni bir yazıda buluşmak umuduyla…
