“DELİK İP’RİK KALAYLANSA,
FAYDASI SÖYLE; KİME?
SEN GARİP BİR ÇİNGENESİN,
GÜMÜŞ ZURNA NEYİNE”

Çingene bakır ibrik bulmuş…
Götürmüş kalaylatmış, cebindeki
son parayı kalaycıya vermiş.
İnsan ibriğe aşık olur mu?
Hikaye bu ya, bizimki olmuş.
Nereye gitse ibrik yanında..
Zamanla ibrikle konuşur, ibriksiz
yatamaz hale gelmiş. Etrafında eski arkadaşlarından kimse kalmamış.
Bir gün ağacın gölgesinde otururken, bizim çingenenin karşısına ak sakallı bir dede çıkmış:
-Ey ademoğlu cebinde karnını doyuracak paran yok, bilirim. Para kazanmak ister misin?
Çingenenin gözleri parlamış.
- İsterim tabi beyavv, para kazanmayı kim istemez..Sen bana ne yapmam gerektiğini söyle..
- Karşıda bir çeşme var gördün mü?
- Gördüm.
- İşte o çeşmeye git, elindeki ibriğe su doldur bana getir.
Çingenenin gözleri parlamış, ak sakallıyı ikiletmeden, yerinden kalkmış nefes nefese çeşmenin yanına varmış.
İbriği ağzına kadar su doldurmuş. Koşarak ak sakallının yanına gelmiş.
Ak sakallı ibriği baş aşağı çevirmiş. İbrikten tek damla su dökülmemiş.
-Bunda su yok ademoğlu ilk hakkını kullandın iki hakkın daha var. Koş bana ibrikle su getir.
Çingene şaşırmış ama hiç renk vermemiş. Tekrar ibriği doldurmuş getirmiş ama İbrikten yine tek damla su çıkmamış…
Ak sakallı gülmüş.
- İbrik yine boş ademoğlu..
Çingene ağlamaklı koşmaktan bitap, son hakkını kullanmış.
Her seferinde ağzına kadar suyla doldurduğu ibriği, yine dolu olarak ak sakallıya getirememiş.
Ak sakallı ibriği eline almış
-Sen bunu yolda buldun değil mi?
-Evet..
-Son paranla da kalaylattın?
-Evet…
İbriğin altını göstermiş.
- Ne görüyorsun?
-DELİKKK!
Ak sakallı kaybolmuş…
Aynı anda gökten çingenenin eline süzülerek bir kağıt düşmüş.
“Delik ibrik kalaylansa,
Faydası söyle; kime?
Adam ol, haddini bil
Sonra düşersin dile.
Sen garip bir çingenesin,
Gümüş zurna neyine,
Bilmiyorsan hiç kalkma
Otur otur yerine!”

Bizde deriz ki;
Cırtlak sesiyle…”BEN BOŞBAKAN OLCEMMM” sözlerinin “su tutmayan ibrikten” farkı yoktu zaten.
Boş hatta bomboş laflar, yalnızca bomboş kafalardan çıkar!
Aynı çantacının konuşması gibi:
“SİZLERE YALVARIYORUM..
BANA OY VERİN Kİ;
MEYDANLARDA TAYYİP ERDOĞAN’LA HESAPLAŞAYIM.”
Lider namzeti böyle aciz konuşmaz! Çok tuhaf!
“Güvenmek” sevmekten çok daha önemlidir. İNSAN GÜVENDİĞİNİ SEVER. Güvenin bittiği yerde, sevgi de kuş olup gider.
Bu tipler için Şadi Şirazi der ki;
“Yaptıklarınla küçülmüşsen, laflarınla büyüyeceğini düşünme..”
En fazla şehit verdiğimiz, İşkenceci Pol-Der’li Başkomiser Piç Ahmet’in yakın arkadaşı Zeydan’ı Adana’ya hemde Büyükşehir’e Belediye Başkanı yaptınız…UNUTMADIK!
Çocukluğumdan beri bilirim ki;
mazgallar arasından lağıma düşen fırıldaklar eskisi gibi güzel olmuyor.
Zilletli bir yükselişin bilinen akibeti sadece düşüş değil, ani ve acıklı bir ÇAKILMADIR!
Kutlu davaya ihanet edenler buna müstahaktır.
Dualı ve şühedalı bir kutlu hareket olan gençlik sevdamız Üç Hilal’e ihanet edenlerin sonu ne acı ve ne rezilcedir.
Allah bize bunları tek tek seyr-i alem yapacak.! Biz de ibretle izleyeceğiz sonlarını.
Ülkücü Gençlik...Doğru Yol’dan
gelen ve daha sonra defolup giden SOYKALARIN “küçük hesaplarına” bakmadan kem sözlerini umursamadan Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak ve Türk-İslam âleminin bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonunun alt yapısını adım adım inşa edeceklerdir Allah’ın izniyle.
Şu seher vaktinde…
Ümitsiz değilim. Benim can ülküdaşlarım samimi, ihlaslı müslümanlardır. Çünkü bizi biz yapan, bir makamın arzusu değil bir davanın sevdasıdır.
Türk-İslam Ülküsünün muzaffer ve muazzez bir mevkiye gelebilmesi için çok çalışacağız, çok mücadele edeceğiz ve inançlarımızı samimi bir şekilde yaşayacağız. Böylece rahmetle andığımız aziz ülkü şehitlerimizin yüzünü kara çıkarmayacağız.
Biliriz ki...Ülkümüzün başarı limitini inançlarımızın cesameti, büyüklüğü tayin edecektir.
Bizim Ülküdaşlarımız…
Türkiyenin geleceğinde tam ve kesin söz sahibi olacaklardır İnşallah…Zira “kader gayrete aşıktır.”…
Meram Bağları’nda Sabah ezanı okunurken deriz ki; Ulu Çınar Üç Hilal’i güzel günler, yıllar bekliyor Allahın izniyle.
Boşuna mı çekildi bunca çileler…
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
