Ol deyince olduran! Gönüllerimizi iman nuru ile dolduran Allah’a hamt olsun!
Ya Bismillah! Her işin başıdır, her kapının anahtarı, her neticenin yeni bir başlayışıdır. İnanmış gönüllerin dillerindeki “Teslimiyettir”
Bismillah! Diyorum, etrafımızı saran bu sırtlanlara ve şeytanlara! Onlar da iyi biliyor ki kalem de, kelam da onların artlarına bakmadan gidecekleri bir hassasiyettir.
Bir büyük şöyle ifade etmişti imanın şartlarına ekleme yapılacak olsa idi bence bu “ Had bilmek “ olurdu. O kadar esaslı ve muazzam bir kaide çünkü. Şimdi görünen o ki “Yesevi’nin” çocukları, “Olympos’un kırıntıları” tarafından terazi kefesine konulmakta. Ülkücü Hareketin dününde belki civarından geçmiş, ama bugün ve yarınında katiyen yer almayanlar da bu “Dağlıların” heyecanına heyecan katarak Ülkücü Hareket karşı hadlerini aşmakta.
Bugün Ad günü sebebiyle; Hırçın Kalem, Büyük Türk düşünürü, Tarihçi Sayın Hüseyin Nihal Atsız hocamızı da yad etmek istiyorum. Atsız Beyi her yazımızda, her kelamımızda divit yettikçe anlattık, anlatmaya gayret ettik ama bugün onun o “Hür” kaleminden bahsetmek isterim. Öyle bir kalemdi ki Başbakana açık mektup ile başkaldırının başka bir halini gösterdi. Türk Tarihi ve Türk Edebiyatına muazzam bir boyut kazandırdı. Tabutluğa da sığmadı, cihana da sığmadı. Türk Milliyetçiliğinin ve Türk Milliyetçilerinin karşısında ; Nasyonal Sosyalistlere, Kızıl Komünistlere ve benzeri türlerine korkusuz bir şekilde büyük bir savaş başlattı. Bu kavganın adı Türkçülüğün yükselişi idi. Bu kavganın adı Türklüğün yankısı idi. Atsız böyle bir kişilik ve ruh ile devam etti.
Diğerlerini yandan baktığımızda Galip ERDEM. Her daim inandığı doğruları yazdı. Hiç bir zaman inanmadıklarını beyan etmedi. “Belki her doğruyu yazmayabiliriz, ama asla inanmadığımı yazmayız” şiarı ile yoluna devam etti. Ülkücü Hareketin altın kalemi, Ülkücü Hareketin fikir ve aksiyon adam, Ülkücü Hareketin vefa abidesi, Ülkücü Hareketin “Galip Ağabeyi” ülkücünün çilesini satır satır işliyen, yazarken ahlak ve edepten zerre taviz vermeyen, Ülkü Hareketin her alana hakim olmasını beyan ederken, Hak kalemini elden bırakmamayı da ifade ediyordu. Rahmet Olsun Galip ağabeye bugün bu kalemin yol gösterenlerindendir. Allah rahmet eylesin, o da şimdiki gibi Türk Milliyetçiliği postuna bürünen sırtlanlara karşı gözü açık olmamızı o zamanlardan söylemişlerdi.
“Tek başına düzensiz ordu “ yiğit adam Osman Yüksel SERDENGEÇTİ. Türk Milliyetçiliğinin mitralyöz misali korkusuz kalemi. “Deli Rüzgar” hiçbir kelamını esirgememiş. “Fakültenin iç yüzü” başlıklı yazılarında Solun en karanlık yönlerini, en ince ayrıntısına kadar ele almıştı. Mahpus Osman! Mebus Osman! Hiç bir zaman hakikati yazmaktan korkmayan Osman! Türk İslam Ülküsünün karşısında, Türk İslam düşmanlığı besleyenler Kızılların suratındaki şamar “Serdengeçti”. Tıpkı Atsız gibi ne Tabutluğa sığdı, ne mahpussa sığdı, ne de meclise sığdı! Bana en büyük emaneti “Korkusuz kalemi “oldu. Rahmet olsun Osman ağabeye.
“Ülkücüler, kadife eldiven içindeki, demir yumruktur! “ Türkmen Ağası Dündar TAŞER. Sürgünden, Hürriyete her adımında Başbuğumuz Alparslan Türkeş ile birlikte olan seminerleri ile, yazıları ile Ülkücü Harekete yön veren o büyük fikir adamı. Aksiyoner Türk Milliyetçiliğini her safhada dile getiren Taşer, yazarken de aynı ciddiyet ve cesaret ile yazdı. O günde Türk Milliyetçilerinin ve Ülkücülerin karşısında olanlara aynı yavru gösterdi, bugün de bizden aynı tavrı göstermemizi söyledi. O gün Taşer nasıl haykırdıysa, Ülkücü Harekete iftira ve oyunlara karşı nasıl baş kaldırdı ise, bugün aynı baş kaldır hareketi, bugün aynı fitne ile mücadele etme şekli, bugün yine Liderin yanında onun sözünü emir bilerek hareket etme hali ve gururundayız.
Dünde Ülkücü Hareket üzerine oyunlar oynanmaya çalışılıyordu, bugünde aynı gaflet içerisindeler ve yarın da aynı hadsizliğin batağında olacaklardır. Biz Ülkücü Harekete gönlünü vermiş, Teşkilat mensupları olarak aynı şevk ve cesaretle kalemimizi davamız ve Liderimiz için “Hak ve Hakikat “ile yazmaya devam edeceğiz!
Ülkücü Hareketin mazisi de, atisi de pak ve muazzamdır. Ülkücü Hareketin tarih sahnesindeki yeri ve duruşu Türk İslam Ülküsü ışığında nettir. Oportünistler ve gayrı milli unsurlar Milliyetçi Ülkücü Hareketi, kendi çatılarındaki arsız bir durumla anamaz. Kendi oynadıkları oyunları Ülkücü Hareket Allah’ın izniyle onların başına çevirmeyi iyi bilir. Liderimizin dediği gibi “Hepsini ve her şeyi not alıyoruz! “
Kalemizi hakkı ve hakikati yazmaya, haykırmaya devam edecektir. Ne satılık, ne kiralık, ne sipariş üzerine kelam etmez
Lider Teşkilat Doktrin yasasıyla hareket ederiz!
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!
Ertuğrul SUBAŞI