Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Bu dava...

Bu kutlu dava…”İstemezmisin ya Ömer! Bu dünya onların olsun ahiret bizim” davasıdır.


BU DAVA… ALLAH DAVASININ 
DAVACISI OLABİLMEK DAVASISIDIR…

-HASBÎ OLMAK, 
-UZAĞI GÖRMEK VE
-“HUZUR LİMANI” OLABİLMEK…
NE DE GÜZEL ÖZELLİKLER…

 

 

HESABÎ…Kendi menfaatini düşünerek başkasının sırtından geçinmeye çalışır.

HASBÎ ise sadece Allah-u Tealanın “rızası” için hareket eder. Neticesini düşünmez bile zira gaye Allah rızasıdır.

Bu kutlu dava…”İstemezmisin ya Ömer! Bu dünya onların olsun ahiret bizim” davasıdır.

Bu dava başkanlık, vekillik davası değil, ALLAH DAVASININ DAVACISI OLABİLMEK DAVASISIDIR.

Hiçbir zafere kolay yollardan varılmaz. Muzaffer bir ruhun ortaya çıkması da tesadüfi olamaz.

Her zafer bedel ister, sabır ister, akıl ister, gönül ister, mücadele ve fedakârlık bekler.

Kutlu bir mücadele esnasında, nefesi kesilenler, nefsine esir düşenler, dünyevi menfaatlere yenilenler çıkmıştır, bundan sonra da çıkmaları muhtemeldir.

İnsanoğlu çiğ süt emmiştir, yanılması, yozlaşma akıntısına kapılıp yanlış istikametlere sürüklenmesi beklenmelidir.

Geçmişin kuytu köşelerine şuurumuzun merceğiyle baktığımızda buna dair hazin ve hüzünle perçinlenmiş pek çok ibretlik misal verilebilecektir.

Hesap yapanlarla hasbi davrananları, davanın omuzuna basanlarla davayı omuzlayanları tarif ve tefrik etmek zorunludur, mümkündür, elbette tecrübeyle sabittir.

Ben diyen, bencilliğe gömülen, dünyanın kendi çevresinde döndüğü zehabına aldanan, ben merkezli ve çıkar odaklı tutuma savrulan nice insan bu dünyadan gelip geçmiştir.

Merhum Ahmet Arvasi isabet ve ihtimamla şunu ifade etmişti:

‘BEN’ sayısız parçacıkları birlik prensibinde tutmaya muvaffak oldukça yaşar.

Bir olmayı amaçlamayan , birlik ruhuna aidiyet duymayan, ‘BİZ’ duvarında harç olmayı önceliğine almayan ‘ben’ anlayış ve algısı her zaman fitneyi körüklemiş, fesadı kamçılamıştır.

Yapılanı yıkmak, olanı yok saymak, cahilce tribünlere oynamak bunların sonucundan da müftehir/övünen  olmak asla marifet değildir.

Kendini tanımak, atasını tanımak, davasını tanımak, değerlerini tanımak, geçmişini tanıyıp geleceğiyle ilgili inisiyatif üstlenmek gerçek manada marifetlerin marifetidir.

Dava adamı dediğimiz insan da böyle olandır.

Kendini aşma iradesi olmayandan, uzak hedefleri ruh ve akıl potasında eritmeyenden dava adamı olmaz, gerçek anlamda davaya sadakat görülmez.

Hiç kimse davadan daha önemli değildir.

Hiç kimse vazgeçilmez değildir.

Ne yaptığımızı, neyi amaçladığımızı, nereye varmak istediğimizi dar ufkuyla, güdük aklıyla, çürük ahlakıyla sorgulayıp demagoji ve dedikodu çarkında dönenler yoldan çıkıp yolunu şaşıranlardır.

Şunu bilmenizi isterim ki, yoldan çıkan davanın önünde engeldir.

Ben diyenler, sinsi plan ve tasarım yapanlar samimiyetsizliğin emir eridir.

Dava insanı akıldan önce adanmış bir yüreğe ihtiyaç duyacaktır.

Milli şairimiz M.Akif ERSOY ne de güzel söylemiş;
“-Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol,
Yol varsa budur, bilmiyorum 
başka yol.”

Yeri gelmişken her daim söylediğimiz gibi:

VEFA;
Yangın varken seçtiğindir. Söndükten sonra seçsen ne yazar, vazgeçsen ne yazar.

Her seher vaktinde duamız 
odur ki;
Hak etmeyeni sevdirme bize Yarabbi..!

Vefa, bizim için yalnızca İstanbul’daki bir semtin veya bir faninin adı değildir.

Vefa adam olmaktır, ahlaklı olmaktır, mertliktir, iman ve vicdan alametidir.

Dava ve ülkü arkadaşlarımıza karşı bitmeyecek bir vefamız, eksilmeyecek bir muhabbetimiz vardır.

Her daim ve şartta Bilge Lider Devlet Bey’in yanında olan dava adamı Kıymetli Ruhi Hocam insana güven veren kişilikli güzel insan…

Bana göre HUZUR LİMANI.

Ulu Devletimizin, Aziz Milletimizin ve Şühedalı Kutlu Ülkücü Hareketin dava adamı Prof Dr Ruhi Ersoy Hocamız;

-Her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir kutlu dava adamıdır… 
-Bu amaçla milli değerleri benimsemiş yurt çapında verdiği çok sayıda seminerlerle bir gençlik yetiştirmeyi hep ön planda tutmuştur.

Bunda da başarılı olunmuştur.

Bugün hala 18 yaşındaki bir ülkücünün heyecanını yaşayan davasına ve Genel Başkanı Devlet Bey’e sözde değil özden, gönülden bağlı olan Kıymetli Ruhi Hocam sadece Osmaniye’de değil gerek fakültede gerekse verdiği konferans ve seminerlerde tüm vatan sathında şuurlu gençlerin yetişmesinde emeği vardır.

Allah ondan RAZI olsun.

Bu davada yol yürünecekse Ruhi Hocam gibi davasını, liderini, partisini korkusuzca koruyanlarla ve savunanlarla olmalıdır.

Ne olursa olsun ikiyüzlülerle, dengecilerle, omurgasızlarla, 
renksizlerle yol yürünemeyeceğini 
artık herkes anlamalı ve görmelidir.

Yürekten kutluyorum,başarılar diliyorum kıymetli hocam…

Güler yüzlü, güzel sözlü Ruhi Hocamız gibi yaradılışı güzel insanın dili de tavrı da güzeldir.

Işık olma yolunda ışık saçar etrafına. Kainatın sadece bir zerresi olduğuna idrak etmiş tevazu sahibi gönüller rahmete, nimetlere şükreder. Dava arkadaşlarına gönüldaşlarına 
yol gösterirler.

Bu düşüncelerle Türk insanına
bu şuurlu hitabetten dolayı başarılar diliyoruz. Rabbim yar ve yardımcısı olsun.

Onu hem Türkiye hem de Türk Dünyası SEVDALISI olduğu için SEVİYORUZ.

Bizans da ŞER, Oğuz da ER tükenmez!

BUGÜN MÜBAREK KADİR GECESİ…
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin hayrı, bereketi, sağlık ve mutluluğu ülkemizin, milletimizin, bütün Türk-İslam Âlemininin üzerine olsun inşallah…

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE
 

26-Mart-2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK

Ahmet Güler
26.03.2025 21:36:39
Rabbim saglık versin alayınıza Yüreğinize sağlık Var olun

Ahmet Yüce
26.03.2025 23:49:15
Selamünaleyküm hayırlı geceler Sayın Hocam Kadir gecemiz mübarek olsun Allah dualarımızı kabul etsin inşallah

YAZARLAR