Ülkücü camia, son bir kaç yıldır komşu mahallelerden kahramanlar idolleştirmeye başladı.
İdeolojimiz, fikrimiz kale gibidir; ölmez de…
Onu gelecek asırlara taşıyacak omurga ve kadroları kaybederiz bu duruşlarla.
Ülkücü başını kaldırıp etrafına baksın, binlerce kahraman görecektir.
Uzak maziye baksın, orada Oğuz Ata'yı,Bilge Kağan'ı, Kürşad'ı, Fatih'i, Enver'i, Atatürk'ü görecektir.
Yakın maziye baksın, Alparslan Türkeş'i, Dündar Ağamızı,Gün Sazak'ı; Vey kenarında ölmüş ama düşmemiş şakağından kan fışkıran Kürşad misali Ruhi Kılıçkıran'dan Fırat Çakıroğlu'na Ülkücü şehitleri görecektir.
Nerelerde kahramanlar arıyorsunuz be?
Kimleri efsaneleştiriyorsunuz?
Bu ne eziklik böyle?
On sene öncesinin çözüm süreci aparatlarını bu camiaya kasıyorsunuz, bilinçsizce…
Geberip giden vaiz kılıklı bir kardinal, bir 15 Temmuz gecesi bunların akıllarını alacaktı, korkularından bize yaklaştılar. Siz de bunlardan bir Battal Gazi, bir Zaloğlu Rüstem mi üreteceksiniz?
Kendinize gelin yahu!
***
Eğer Suriye'yi biz imar edeceksek, plebisit isteyelim; Suriye olduğu gibi sınırlarımız içine alınsın.
Aksi halde, ağızlarının suyu şimdiden akmaya başlayan kah iktidar yandaşı, kah CHP'li belediyelerin yandaşı aç gözlü müteahhitlerin popoları biraz daha büyüsün diye,
içmeye ayranımız yokken ağalık cakası satmayı Türk insanı asla kabul etmeyecektir.
Eğer Suriye kahrımızı artıracak bir gerekçe olacaksa, mutlaka karşılığı da alınmalıdır.