Eğer asparagas değilse;
Hakkari'de bir belediye Türk milletinin aziz şehitlerinden birisinin (Cengiz Topel) ismini kaldırarak caddeye Sırrı Süreyya Önder'in ismini vermiş.
Bu ne şımarıklık?
O belediye hakkında anında gereğini yapmayan yetkililer,Türk'ün bir milli şehidiyle hain bir örgütün meclisteki bir temsilcisi arasında tercih yapmış demektir.
Bunu biz hazmedemeyiz, karnı genişlere ise diyeceğimiz bir söz yok. Onlar son PKK bildirisindeki hezeyan ve zehirleri adeta "yok öyle demek istemediler, aslı şöyleydi böyleydi..." deyip, PKK'nın dolaylı olarak avukatlığını yaparak tiksindirdiler kendilerinden...
Türkiye terör konusunda kendisine yeni bir yol arıyor. Böyle bir arayış başka bir şey, bu arayışı işgüzarlık boyutuna götürüp elli bin kişinin katlinin mümessili ve müsebbipleri ve de onların kravatlı temsilcilerini bir sempati kılıfı içine almak daha başka bir şey.
Bunların en makul görünen eş başkanları daha geçen gün Muş'ta korucular üzerinden ne kadar kini varsa boca etmedi mi?
Bunların niyet beyanları son PKK bildirisiyle izhar edilmiştir. O bildiriden bir şey çıkmaz diyenlere, o bildiri barışan iki düşmandan birisinin barıştığı halde durmadan öbürüne küfür etmeye devam etmesine benzer. Diyorlarki o bildiriyle sonuç alamazlar. Elbette alamazlar. Siz, Büyük Türk Milletini ve ulu devletini ne zannediyorsunuz? İki buçuk çapulcuya elbette meydanı bırakmaz. Problem, bazılarının o bildiriyi sindiriyor olmasındadır.
Eğer samimiler ise çıksınlar "Mir Bedirhandan beri amaç edindiğimiz ve isyanlarla vurguladığımız tüm hedeflerimizden vazgeçiyoruz" desinler de inanalım hüsnüniyetlerine...
Bu arada:
Mevcut Anayasamızın "kapsayıcı ve kucaklayıcı" olmayan neresi var? Orasının net olarak milletimize açıklanması lazım. Böylesine ucu açık ve muğlak bir terminolojiye müracaat edilerek ne murad ediliyor? İnsanımızın bilmeye hakkı var. Anayasanın özellikle "Başlangıç Metni"nde eksiltme ya da genişletme yoluyla düzenlemeye falan gidilecekse Türklük tanımı ve eğitim dili laf kalabalığına getirilip,dolanarak delinecekse bilinsin ki ülkede iç barış namına bir şey kalmaz; uzak olmayan bir vadede de Başbuğumuz Türkeş'in ifadesiyle "paramparça" oluruz.
En doğrusu bu yeni Anayasa tartışmalarına son vermek. Böyle bir iklimde doğru bir Anayasa doğmaz.
20 Mayıs 2025
Halil Kaya
