İlk gençlik çağımda Ülkü Ocaklarında yetiştim.
Bıyığım terlemeden kapısından girdiğim MHP’ye, ömrünü adayan Bilge Liderimizin izinden milim sapmadım.
“Başbuğ nerede, biz oradayız.” diyen babalarımızın evlatları olarak, “Lider nerede, biz oradayız.” şiarıyla hareket ettim.
Kısaca, Genel Merkezimizde, saygıdeğer Liderimizin gönül coğrafyasından feyz aldım, onun ülküleriyle büyüdüm…
Liderimize yapılmaya çalışılan her hakareti ve hareketi içselleştirip, şahsıma yapılmış bildim. Mücadele ettim. Hak edene, hak ettiği gibi yanıt verdiğim için çoğu zaman da eleştirildim.
Şu simsiyah siyaset arenasında, büyüğümüzü, gözümüzün nuru Liderimizi tertemiz, Allah için çok sevdim.
Bu sevginin ödülü yok, biliyoruz. Hiçbir şey de beklemiyoruz.
Kutsallarımıza laf söylemekten vazgeçin. Hiç değilse, onun taşıdığı kocaman yüreğinden, düşlediği “Lider Ülke Türkiye” sevdasından birazcık ilham alın.
“Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.”
Kim ne söylerse söylesin, ne derse desin… Biz; “Sabaha kadar ülkeyi düşüneceksiniz.”, “Benim aklım hep Türkiye.” ve “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben.” diyen, bilge bir aklın, sarsılmaz iman sahibi Genel Başkanımızın izindeyiz ve elde bayrak, önde Lider, geleceğimizin parlak ufkuna doğru yürüyoruz.
Hem de hiç sağa sola bakmadan.
