Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI

Tarih: 01.03.2025 21:36

Bugün 1 Mart

Facebook Twitter Linked-in

Hemen, hemen her Ocağımızda 
asılı duran karlı bir kış gününde 
battaniyeye sarılan, ülküdaşlarımızın omuzunda taşınan şehidimizin (Mustafa EROL) bu fotoğrafına, gençlik yıllarımdan beri hep hüzünle ama İMRENEREK bakmışımdır.

Bu resmin altında, Karakoç’un;
“Ellerin yurdunda çiçek açarken, 
Bizim ile kar geliyor gardaşım,
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme,
Dar geliyor dar geliyor gardaşım" 
yazılı idi.

 

Karakışta bu fotoğrafı çekenden Allah razı olsun…Elli yıla yakın bu manidar fotoğraf ülkücü hareketin ilelebet hafızalarında yer alacaktır.

Yüreklerimize nakş olan battaniyeye sarılı fotoğraf ve çileli hayat…ama bir o kadar da şanlı geçmişin hatıratı nesilleri diri tutmaya devam ediyor.

Her kar yağdığında içim yanar, çok sayıda şehit ülküdaşımızı defnettiğimiz, “komşu kapısı” yaptığımız Ankara/Karşıyaka Mezarlığı ve mazi gözümde canlanır… 
İçim acır…

Bu fotoğraf kalbimi yakar, içimi kavurur, ruhumu yaralar…Destansı Ülkücü-Milliyetçi Hareket’i en güzel anlatan fotoğraftır..

70'lerdeki ülküdaşlarımın mücadelesi bir kahramanlık destanıdır. O yıllarda ülkücü mücadelede yer almış olanların hepsi birer kahramandır.

70'li yıllarda o şanlı mücadelenin içinde yer almış olmaktan her zaman gurur duydum. Bu durum benim en şerefli mirasımdır.

Genel Merkez görevimizden (1979-80) önce Ankara Ocağı (1977-78) teşkilatlanma masasından başka “tatlı dil ve güler yüzden” dolayı şehit aileleri ile yakından ilgilenme görevi Sevgili Salih Dayan ve Ayhan Ünal Başkanlarım tarafından verilince “ateşin düştüğü yeri” nasıl yaktığını ve asla sönmeyeceğini yakınen şahit olmuşumdur..

12 Eylül öncesinde, gençken yaşlanmıştık. Civan ülküdaşlarımızı kara toprağa vermekten!

Rabbim... Bu mübarek vatan için şehit olan tüm şehitlerimize rahmet eylesin.

Yunus Emre der ki;
“Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi”

Cenab-ı Allah’ın “topraktan geldiniz, toprağa döneceksiniz” buyruğuna en büyük sevgilinin, Hz.Peygamberin yanına dönmelerinde şehitlerimizin zerre üzüntüleri yoktur..

Belki  şehit olmalarına sebep, kendi vatanlarında, kendi bayrağı altında yaşayanlardan gelmiş olmasıdır tek üzüntüleri..

Biliyoruz ki... unutmak; tükenmektir…GAFLETTİR.

Biliyoruz ki...Ahde vefasızlık, aynı zamanda imansızlıktır.

Şehitlerimizin EMANETİ... emanetimiz, davası davamızdır.

Rabbim şehitlerimizi gufran, rahmet döşeğinde ağırlasın... İmanım gereğince inanıyorum ki zaten öyledir, şehitlerdir, Nezd-İ İlâhi’de Makamları Âli’dir..

Peygamber miraca çıktı;
ÜMMETLE döndü,

Yunus buğday için gitti;
HİMMETLE döndü,

Elbet bütün insanlar gitti bir yerlere,

Kimi eliboş, kimi CENNETLE döndü.

Nice Yusuf yüzlü civan yiğitleri gönderdik ki sonsuzluğun sahibine fotoğraflarını her gördüğümüzde gözlerimizden yaşlar süzülür.

Bugün bir yerlere gelenler makam mevki sahibi olan ülküdaşlarımız o günleri asla ve asla unutmasın ve dahi unutturmasın.

Şehitlerimizin kanlarından rengini alan Şanlı Albayrağımız kıyamete kadar dalgalanacak Allah’ın izniyle.

Türk Devletinin ve Aziz Türk Milletinin varlığı DAİM OLSUN olsun inşallah.

Lise yıllarında Adana Ülkü Ocağı’ndaki seminerlere giderken kişiliğimizin oluşmasında önemli kilometre taşlarından biri olan rahmetli Dündar TAŞER büyüğümüzün dediği gibi;

“Ülkücülerin kanaatları sağlam, imanları bütün, fikirleri berraktır. Serttirler ama odun gibi değil elmas gibi pırıl pırıl.”

Dünyanın kilit taşının üzerinde oturuyoruz. Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.

Türk Milleti ve devleti olarak her türlü zorluğun altından altından kalkarız Allahın izniyle. Bu yüzden her dönem hem güçlü hemde milli birlik ve beraberlik içerisinde tek yürek tek bilek olmak zorundayız.

Bilge Lider Devlet Bey’in dediği gibi;

“Her şehit gönüle düşen nar, toprağa düşen nurdur. Aziz şehitlerimiz vatanımızın semalarında dolaşan ebedi muhafızlarımızdır.

Şehide ‘öldü’ diyemeyiz, çünkü onlar ölmez, ölmemiştir. Yalnızca bizler göremeyiz. Biliriz ki, her şehit Allah’ın gufranıyla mükâfatlandırılmıştır.

DAVAMIZ:
-Şehit olup;
ÖLMEYENLERİN,
-Ülkücü olup;
DÖNMEYENLERİN, 
-Adam olup;
KAÇMAYANLARIN, 
Ebedi yuvasıdır.”

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerif'inizi tebrik ederim.

Bu mübarek Ayın…Ülkemize ve tüm Türk-İslâm Alemine hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan dilerim.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE
 

1 Mart 2025

Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —