*BUGÜN 8 KASIM…
-İKİ DEVLET… TEK MİLLET.
ZAFER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
-BİZ DOST DEĞİL…GARDAŞIG.
-DAMADIN SİHASI ÖYLE Mİ?!

Kurtuluş Savaşı yıllarında M.Kemal Paşa Azerbaycan Başbakanı Nerimanov’dan
borç para ister…
Azerbaycan Başbakanı Nerimanov, Atatürk’e gönderdiği mektupda gönül tellerimizi titreten şu cevabı verir;
“-PAŞAM…Bizim Türk Milletinde gardaş gardaşa borç vermez, elinden tutar.! BİZ GARDAŞIG.!!”
Azerbaycan...
-Köklü bir ailenin nazlı çocuğu..
-Türk dünyasının nadide ülkesi.
-Şair ruhlu duygusal insanların yoğun olduğu bir Turan İli….
KARABAĞ ve HOCALI…Nadide ülkenin cefa tüten ocağı. Kanla büyütülmüş, gözyaşıyla bezenmiş bir şehir ve o şehirde yapılan bir katliam.
33 yıl önce dünyada medeniyet naraları atılırken Batı Asya'nın bu küçük yerinde insanlığa dair bir şeyler yok oldu.
KARABAĞ…Bir zamanlar…Savunmasız bırakılan Aziz Vatan… insanlıktan çıkmış, vahşet şerbetiyle gözünü kan bürümüş haramilerin gasp ettiği bir MAZLUM…
KARABAĞ…Doğmamış bebeğe kastedilen, kadınlara kızlara acımadan el konulan bir GARİP…
KARABAĞ…Vicdan kelimesinin yetersiz kaldığı, yapanları tanımlayacak tek bir kelimenin dahi bulunamadığı yer. Kan, gözyaşı, acı gibi kelimelerin içinin boş kaldığı koca bir feryat.
Öyle bir vatan toğrağı ki KARABAĞ;
Deşilmiş, yüzülmüş insan cesetleriyle ortada, günlerce FARK EDİLMEYİ bekleyen ruhtu.
KARABAĞ…Etnik temizlik diye insanlık dışı bir kelimenin ortaya atıldığı, oradaki çığlıkların sessiz kaldığı, kimsenin görmek, bilmek istemediği bir Türk toprağı.
33 yıl Türklüğün kanayan yarası idi. Yıldızlar altında hüzünlü gecenin ahı..
1992 Yılında Ermeni kuvvetleri, dünyanın gözü önünde Karabağ’da küçük bir Türk kasabası olan HOCALI’da genç, çocuk, yaşlı, kadın ayrımı yapmaksızın katil Ermeniler topluca katliam yaptılar.!
-HOCALI... kan fırtınasının savruk karargahı...
-HOCALI... annelerin, babaların öksüz kaldığı şehir.
Orada burada asılsız iddialarla, ayaklarını yere vurarak tepinen Ermenilerin böyle bir vahşetin altında imzaları olmalarına rağmen tersini söylemeleri dünya ile alay etmektir.!
Bu insanlık suçu, çok değil bundan 33 yıl önce yaşanmış ve emperyalist ülkeler, Ermenilerin yapmış olduğu bu zulmü sadece seyretmekle yetinmişlerdir.
Ermenilere destek çıkanların bu olayda üç maymunu oynaması da ayrı bir riyakarlık. Onların bunu alelade bir şeymiş gibi göstermesi de bir aşağılık hali.!
Biliriz boynu bükük bırakılan o insanların vebalini hiçbir şey ödeyemez.
Ölümü bilmek için tatmak gerekmez...
Dünyanın “KİLİT TAŞININ” üzerinde oturuyoruz. Tarihin-coğrafyanın ve inançlarımızın-ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır olsada “neme lazım” demek asla mümkün değildir.!
Rahmetli Dündar Taşer büyüğümüzün dediği gibi “atalarımız çadırlarını sırtlanların yolu üzerine kurmuşlardır”.
Bazı gaflet ve dalalet içerisinde olanların “alay” etmesine rağmen bir tarih öğretmeni olarak biliriz ki bu mübarek bereketli Anadolu ve Kafkasya toprakların her dönem BEKA SORUNU olmuştur.
Karabağ Türkmen soydaşlarımızın güvenliğini ve haklarını araması anavatan Türkiye için hayati bir meseledir.
Çünkü;
Türkiye’nin Kuzey-Doğu sınırlarının güvenliği Karabağ’dan başlar,
Nasıl bir fıtrattır bizimkisi bilmem.
Vatana/Turan’a kem göz değince göz doluyor, yumruk sıkılıyor, kılıç kınında kıpırdıyor, bu asil kan damarlarda ayrı bir deli akıyor.
Altay’dan Tuna’ya koca bir yükü sırtlamış bir milletin evladı olarak deriz ki;
-Bakü demek…İzmir demektir,
-Laçin demek…Sarıkamış yaylası demektir.
Batı ve Ermeni Dünyasında “merhamet” yoktur. Acımasız ve gaddarlar. Yakın tarihteki Bosna-Hersek’deki “Boşnak katliamı” hala tazeliğini korumaktadır.!
Çünkü Avrupa’daki Roma Medeniyetinin temeli Mısır’daki zalim “FİRAVUN” medeniyetine dayanmaktadır.
Atalarımız;
Gerek Can Azerbaycan gerekse Şühedalı Anadolu’nun bereketli topraklarına çadırlarını kurmuşlardır…
Ancak bu coğrafi konum aynı zamanda “sırtlanların yolu” üzeridir.! Doğudan Moğollar batıdan Haçlılar bu yolu her dönem kullanmışlardır.
Bu yüzden her yönüyle güçlü kuvvetli ve birlik beraberlik içinde olunmalı ki Anadolu ve Karabağ’da dedelerimizin anlattıkları vahşeti bir daha torunlarımız yaşamasın.
Çünkü Malazgirt’ten beri bin yıldır Haçlı uyumuyor.!
Kardeş Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını Batı'nın şımarık 2 çocuğundan (Yunan/Ermeni) biri olan Ermenilerden kurtardığı ve tarihe damga vurduğu "Zafer Günü" kutlu olsun.
Kardeş Azerbaycan'ın haklı davasında daima yanında olacağız.
Biz Azerbaycan'la dost ya da müttefik değiliz; biz kardeşiz! Dostluklar ve ittifaklar birgün bozulabilir ama kardeşlik ebediyen pâyidar kalır.
Türk Dünyasının birliği ve bütünlüğüyle Kızılelma ideali gerçekleştiğinde daha güçlü, daha müreffeh, daha ileri seviyelere ulaşacağız.
Bu ise bütün dünyadaki mazlum milletlerin insanca yaşamasına katkı sağlayacaktır.
-Can Azerbaycan’ımızın her zaman yanındayız.
-İki Devlet Tek millet.
Azerbaycan’ın kederi bizim kederimizdir. Sevinci bizim sevincimizdir.. Karabağ Türk Yurdudur ve her daim TÜRK kalacaktır…BİZ DOST DEĞİL, GARDAŞIK.
Yeri gelmişken deriz ki;
SELÇUK BAYRAKTAR…Türk Dünyasının sınırsız kahramanıdır. Aybüke’nin sevgili babasını görünce bombalanan ermeni tankları gözümün önüne geliyor ve İÇİM KIPIR KIPIR OLUYOR, SEVİNÇLE DOLUYOR.
Adeta Ebabil kuşları gibi Ermeni tanklarının tepelerine binip ateş yağdırıyor ve böylece kara savaşlarının en önemli silahı tankları taça atmakla, devre dışı bırakmakla özellikle Almanların tank silah sanayisine çok büyük darbe vurmuştur.
DAMADIN SİHASI ÖYLE Mİ?!
Selçuk BAYRAKTAR:
Amerika'daki dahiler okulu denilen bir üniversitede en yüksek ikinci yüksek lisans puanına sahip bir damat...
Hatta bir yabancıya verilen en yüksek bütün notların sahibi bir damat. Bu kadar mı sadece? Elbette değil.
İki tane hocası doktora için davet ettiği halde Türkiye'ye döndü.
Yoksa şimdi küresel silah sanayisinin milyar dolarlarına danışmanlık yapan bir profesör olabilirdi.
Türkiye'de İHA-SİHA için ilk adımı attığında önce İsrail hükümeti temsilcileri geldi. Daha hiç bir şey üretmemişlerdi. Milyar dolarlık teklif aldı. Ne yaptı? Reddetti.
Devletten tek kuruş hibe almadı. Herhangi bir bankadan tek kuruş kredi çekmedi. Baba, abi ve kardeş karar verdiler, atadan kalma üç katlı evi sattılar, İHA ürettiler.
Selçuk Bayraktar... Evet damat ama damat olmadan tam 10 yıl önce yaptı bunları…Sonra...
Yıllarca asker ile dağlarda test çalışmaları yaptı. Çalışmaların neye yaraması gerektiğini ve yazılımların neleri kapsaması gerektiğini yerinde gördü.
Tüm dünya takip ediyordu onu... ABD, İngiltere, Hindistan ve İsrail, defalarca milyar dolarlık teklifle geldi. Hepsini reddetti.
Selçuk Bayraktar... Evet damat oluyor. Devletten yine kredi çekmiyor. Bankaların kapısına yine gitmiyor. Ortaklık tekliflerini ve milyar dolarları yine reddediyor.
Ne yapıyor?
SİHA'lar, Suriye'de ABD, Rus ve Fransız beslemelerini, Libya'da kalan bütün dünyayı, Azerbaycan Dağlık Karabağ'da, ABD, Rusya ve Ermenistan'ı darmadağın ediyor.
Ve Selçuk Bayraktar, dünyanın en başarılı, en iyi ve en muhteşem SİHA'sını emsallerinin beşte biri fiyatına veriyor her iki Türk Devletine…
Bu fiyat belirlemesini ben söylemiyorum. İngiltere Gazeteleri yazıyor;
“Bayraktar TB2 diğerlerinin beş misli daha iyi” diyor.
Hatta bir başka İngiliz gazetesi de;
“22 TB2 bir F35 parası ediyor ama 10 TB2 bir F35'ten çok daha fazla iş görür” diye yazıyor.
Damat evet... Damad'ın SİHA'sı evet...
Dünyanın bir başka yerinde olsa 10 milyarlarca dolar ile tartılırdı katkısı.
F35 bugün 80-100 milyon dolara mal oluyor ve üç beş yıl sonrasına teslim edilmek üzere bu fiyat söz konusu. Pazarlıklar bu yönde.
Ya SİHA?
Tanesi 2 milyon dolar bile değil.
Yani ihracata milyar dolarlık katkısı yok ama dünyaya meydan okuyabiliyor.
Selçuk Bayraktar’a tv kanallarında sıkça soruyorlar sunucular;
“-Zor olan neydi?”
Verien cevap;
-Milletimizin, evlatlarımızın potansiyelini dünyaya ispatlamak değil içimizden birilerine kabullendirmekti zor olan.
-Kendi sınıfının en iyisi olduğunu dünyaya kabul ettirmiş teknolojimize, içimizden birilerinin hep ‘acaba?’ demesine, hep bir noksan bulma ve hatta çamur atma gayretine maruz kalmaktı zor olan!
BUGÜN:
-Askerimiz mayına basmıyor,
-Pusuya düşmüyor,
-Sahada eskisi gibi şehit olmuyor diye üzülen veledi iblisler evet elbette olacak... İblis iblisliğini yapacak elbette…Ya biz? Bunu savunmaz ve duyurmazsak vebal altında olmaz mıyız?
Şu cümleye sonuna kadar katılıyorum;
“Selçuk Bayraktar, son yüz yılın en büyük üç dahisinden biridir.”
Selçuk Bayraktar;
“-Toplum seyirci kalmaz, bize sahip çıkarsa, kimse önümüzü kesemez.!”
BUGÜN 8 KASIM…
İKİ DEVLET TEK MİLLET.
ZAFER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
"ET-TEKRÂRÜ AHSEN VELEV KÂNE YÜZSEKSEN”(Tekrar etmek en güzeldir, 180 kere de olsa!) noktasından hareket ederek yine deriz ki;
-Azerbaycan’ın kederi bizim kederimizdir.
-Sevinci bizim sevincimizdir.
-Karabağ Türk Yurdudur ve her daim TÜRK kalacaktır…
ÇÜNKÜ…BİZ DOST DEĞİL, GARDAŞIK.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER.
8-Kasım-2025
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK
