Dr.Oğuz POYRAZOĞLU / AKIL PENCEREMDEN

Tarih: 29.04.2024 11:39

Bütünlüğümüzü Tehdit Eden Unsurlar: BİR TEHLİKE HARİTASI DENEMESİ

Facebook Twitter Linked-in

AKIL PENCEREMDEN
Dr. Oğuz POYRAZOĞLU
opoyrazoglu@gazi.edu.tr
 

Bütünlüğümüzü Tehdit Eden Unsurlar: BİR TEHLİKE HARİTASI DENEMESİ

Herkesin kabul ettiği bir durum: Toplum ve ülke bütünlüğü, bir milletin bekası ve refahı için hayati önem taşımaktadır. Sosyal bilimcilerin ifadesine göre de bütünlük, ortak değerler, tarih, kültür ve dil gibi unsurlar üzerine inşa edilmektedir. Ancak unutulmamalıdır; bu dengeyi sarsabilecek ve ülkeyi kaosa sürükleyebilecek birçok tehdit unsuru da mevcuttur. İşte bu yazımda, birey, toplum, yönetici ve kurumlar tarafından itina ile derinlikli üzerinde sağlıklı durulmayan intibaı veren ama hepimizin dikkat etmesi gereken bazı unsurları, sevgili okuyucularımızın dikkatine geleceğimizi önemsediğimden, ilgili tema konu başlıklarını maddeler halinde bilgi ve değerlendirmelerinize sunmak istiyorum. 

Temel ve genel olarak bunlar:

1. Eşitsizlik ve Adaletsizlik
Ekonomik eşitsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yoksulluk, toplumda öfke ve hoşnutsuzluğa yol açarak ayrımcılık hareketlerine zemin hazırlayabilmektedir. Bu durum, bazı ülkelerde siyasi istikrarsızlığa ve şiddete de dönüşebilmektedir.

2. Ayrımcılık ve Irkçılık
Bir ülkede etnik köken, din, dil veya cinsiyet gibi kriterlere dayalı ayrımcılık ve ırkçılık, toplumda kutuplaşma ve çatışmalara yol açmaktadır. Bu durum, azınlık grupların marjinalleştirilmesine ve dışlanmasına neden olarak ülkenin bütünlüğünü ciddi olarak tehdit edebilecek potansiyele sahiptir.

3. Eğitimsizlik ve Bilgisizlik
Değişim ve dönüşüm rüzgarının ülkemizde en çok olduğu eğitim alanı çerçevesinde ifade etmem gerekirse; eğitimsiz ve bilgisiz toplumlar, manipülasyona ve yanlış bilgilere daha açık hale gelebilmektedir. Bu durum, etnik milliyetçilik, komplo teorileri ve nefret söylemi gibi unsurların yayılmasına zemin hazırlayarak toplumu ayrıştırabilmektedir.

4. Yetersiz Temsiliyet ve Siyasi Kutuplaşma
Toplumun tüm kesimlerini temsil etmeyen ve halkla kopuk olan siyasi sistemler, meşruiyetlerini kaybederek gerginliklere yol açabilmektedir. Siyasi kutuplaşma ve ötekileştirme, uzlaşmayı zorlaştırıp ve çatışmalara zemin hazırlayabilmektedir.

5. Yabancı Düşmanlığı ve Popülizm
Mülteci, göçmen ve yabancılara karşı nefret ve önyargı içeren yabancı düşmanlığı, bir toplumda gerginlik ve korku yaratabilmektedir. Ülkemizde de olduğu ve görüldüğü üzere popülist siyasetçiler bu duyguları sömürerek kutuplaşmayı derinleştirebilmekte ve milli birlik duygusunu zedeleyebilmektedir.

6. Ekonomik Zorluklar ve İşsizlik
Yüksek işsizlik oranları, yoksulluk ve ekonomik sıkıntılar, ülkede ve toplum katmanlarında huzursuzluğa ve öfkeye yol açarak sosyal ve siyasal tepkilere zemin hazırlayabilmektedir. Ekonomik eşitsizlik algısı, bu durumu daha da kötüleştirebilmektedir.

7. Çevre Sorunları ve İklim Değişikliği
Tarihe baktığımızda geçmişte de olduğu üzere kuraklık, sel, orman yangınları gibi çevresel felaketler ve iklim değişikliğinin etkileri, göçlere, çatışmalara ve siyasi istikrarsızlığa yol açabilmektedir. Bu durum, milli güvenliği ve ülkenin bütünlüğünü tehdit eden önemli bir unsur olarak görülmelidir.

8. Yetersiz Altyapı ve Hizmetlere Erişim
Bir ülkede eğitim, sağlık, ulaşım gibi temel kamu hizmetlerine erişimde eşitsizlikler, toplumda zamanla hoşnutsuzluk ve öfkeye yol açabilmektedir. Bu durum, özellikle dezavantajlı gruplar için ayrımcılık ve marjinalleşmeyi derinleştirebilmektedir.

9. Medya ve Bilgi Kirliliği
Dezenformasyonu önleyici bir merkezin de kurulduğu ülkemizde olabileceği gibi yanlış bilgi, dezenformasyon ve nefret söylemi içeren medya yayınları, toplumda kutuplaşmayı ve gerginliği artırabilmektedir. Bu durum, şiddete varan olaylara ve ülkenin istikrarına zarar verebilmektedir.

10. Dış Güçlerin Müdahalesi
Ülkemizde de zaman içerisinde farklı boyutlarda karşılaştığımız yabancı devletlerin siyasi, ekonomik veya askeri müdahaleleri, bir ülkenin içişlerine karışarak bölünmeye ve çatışmalara yol açabilmektedir. Bu durum, milli egemenliği ve ülkenin bütünlüğünü tehdit etmektedir.

Sonuç
Ülkemiz otorite kurumları, yönetici liderlerimiz ve bürokrasimiz, iktidar ve ana muhalefetiyle birlikte, ilgili tüm STK’mızın bilmesi gereken; toplumsal ve ülke bütünlüğünü korumak, karmaşık ve çok yönlü bir mücadeleyi gerektirmektedir. Bu tehdit unsurlarının her biri, farklı şekillerde ve boyutlarda ortaya çıkabiliyor ve birbiriyle bağlantılı olarak çalışabiliyor. Bu nedenle, bu unsurları kapsamlı bir şekilde analiz etmek ve köklü çözümler üretmek hayati derecede önem taşımaktadır.
Bu çözümler, eğitim ve bilinçlendirmeye yatırım yapmak, eşitsizlik ve adaletsizlikleri ortadan kaldırmak, ayrımcılıkla mücadele etmek, siyasi sistemi güçlendirmek, yabancı düşmanlığı ve popülizme karşı koymak, ekonomik kalkınmayı teşvik etmek, çevre sorunlarına çözüm bulmak, altyapı ve hizmetlere erişimi artırmak, sorumlu ve etik bir medya ortamı oluşturmak ve dış müdahalelere karşı milli egemenliği korumak gibi birçok alanda somut adımlar atmayı içermesini gerektirmektedir.
Ülkemiz özelinde bu çözümlerin oluşturulmasında Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve otorite kurumlar, sivil toplum kuruluşları, medya ve tüm vatandaşlar etkili bir rol oynayabilecek imkan ve kabiliyetin yanında önemli bir deneyim ve kapasiteye sahiptir. Birlikte çalışarak, daha adil, kapsayıcı ve müreffeh bir toplum inşa etmek ve ülkemizin bütünlüğünü korumak, her zaman ve her zeminde mümkündür.
Unutmayalım ki, bir milletin gücü ve refahı, ancak toplumsal tesanüt ve huzur yanında ülkenin bütünlüğü ile sağlanabilir.

Ankara, Eryaman-29.04.2024


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —