Her yıl giderdim tek tük çadırlar derme çatma…
Başbuğumu yad ederdik.
Yaşlı yörüklerle mırra içerdik Güneydoğu illerimizden gelenlerle.
Başbuğumdan anılar dinlerdik mırradan yudumlarken…
Kahveler acı olsada sohbetlerimiz tatlı olurdu.
Yağmurlar yağar ıslanmamaya çalışırdık koşuşurduk çocukca..
Bazı yıl çok sıcak olurdu pişerdik adeta.
Ama yinede sonraki yıllara meydan okurduk koşar giderdik.
Şimdiki çadırlar nerdee şimdiki gibi miydi Söğüt..
Yıllarca zor zamanlarda sırf Başbuğumla ilgili sohbetler anılar devam etsin diye ne yapar ne eder giderdim..
Şifalı pilavlarını özledim şimdi..
Eee bakıyorumda şimdi haydi gidelim değil götürelim diyen yok.
Moda oldu arabalara aileden gayrı akraba bizden daha yakınları..
Artık yalnız gidemiyor yürümekte bile zorluk çekiyor insan.
Başbuğumun anılarını yaşatan o yaşlı emmiler dayılar yok şimdi.
Bizlerde gidemeyince bilmem şimdi ne haldedir can Söğüt.
Elbette faaliyetler devam etmektedir edecektirde.
Bizim eziyetli yılları geride bırakarak eziyetlere katlanarak eziyetleri eze eze tırmanırdık yokuşları..
Son birkaç yılda unutulduk gitti.
Bazen Söğüt'ten arıyorlar gelecek misin diye.
“Cık” demek ne acı.
Özlüyor insan yinede.
Ertuğrul Gaziyi yad ederken Başbuğumla beraber rahmetler ediyor.
Rahmetler dualar gönderiyorum..
Yağmurlar çamurlar bize ne hatıralar yaşatırlardı maneviyatlarla..
Duygularım yoğunlaştı özlemlerim depreşti yine..
Yıllar geçecek hatıralar tavan yapacak yaşadıkça..
Türk yüz yılında özlemlerle yaşamak varmış meğer..
Selam olsun Söğüt'e binlerce..
TANRI TÜRKÜ KORUSUN!..