Türkistan coğrafyasındaki bir Türk ülkesinin bir şehrine, bir yıl dönümü törenleri için gitmiştik.
O törenlerin sonunda seromoninin hediye verme faslına geçildi!
Yıldönümünü temsil eden kurumun en zirve yöneticisi sahnede...
Sırasıyla hediye takdim edecekler yanına geliyor, uzun ve bıktırıcı konuşmalardan sonra hediyelerini veriyorlardı.
Hediyeler öyle bildiğiniz anı olarak kalacak şeyler değildi.
Daha ziyade zarflar içinde verilen bir değer ya da işlenmiş altın ürünleri falan idi. Bekliyorduk ki verilen hediyeler sahnedeki yardımcılarına kurum envanterine işlenmek üzere aktarılacak.
O da ne?
Verilen hediyeler, kendisi dev yapılı olduğu için giydiği dev ceketinin çuvala benzeyen ceplerine indiriliyor, herkesin gözü önünde... Belli ki bu oralarda normal karşılanıyor, hediye verenler de bu normal sayılan tavrın farkında.
Böyle bir kabule, tavıra, mizaca, karaktere yani adına ne derseniz deyiniz ŞARK KÜLTÜRÜ denilir.
Dikkat ediniz TÜRK KÜLTÜRÜ DEĞİL...
Türk kültürü böyle tavırlara "aşırma" gözüyle bakar. Ama Şark Kültürü'nün çarpık yönleri Türk toplumlarına da sirayet etmiştir.
Yukardaki örnekten hareketle şu tespiti rahatlıkla yapabiliriz:
Yöneticileri zenginleşen bir ülkenin halkının refah yüzü görmesi asla mümkün değildir. Bu çok yaman sosyolojik ve tarihsel bir gerçektir.
Yöneticisi zenginleşmiş bir ülke zaten iyi idare edilmemiştir. Böyle bir ülkede dalkavukların dışında hiç kimse hayatından memnun kalamaz.
Anlattığım bu örnek olayın yaşandığı şehrin ahalisi de oldukça fakir idi...
8 Kasım 2024
Halil Kaya