Selçuk DÜZGÜN / DÜZGÜN'CE

Tarih: 19.03.2025 04:46

CHATHAM HOUSE ŞÖVALYELERİ!

Facebook Twitter Linked-in

İmamoğlu siyasette sivrildikten sonra en önemli ziyatetini Londra'da CHATHAM HOUSE'Yİ ziyaret ederek gerçekleştirdi.

Peki nedir bu  CHATHAM HOUSE?

Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, Londra merkezli kar amacı gütmeyen sözde düşünce  kuruluşudur...

Önce Abdullah Gül'e "ciristal cam ödülü" yada nişanı veren Londra nın kesintisiz kriminal merkezi en son güçlü siyasi figür olarak Ekmen İmamoğlu''nu kabul etti, hem de bir çok kez.

Burada soru Ekrem İmamoğlu daha İstanbul büyükşehir belediye başkanlık koltuğuna yeni oturmuşken sözkonusu ziyarete niçin ihtiyaç duydu?

 

 

Ezici bir şekilde rakibini yenmesine rağmen bu  ziyaretleri neden yaptı?.

Çünkü bu kuruluş Dünyanın geri kalmış yada az gelişmiş tüm ülkelerinde iktidar değişikliğinin kaderini belirleyen sözde  düşünce kuruluşudur.

1920 yılında kurulmuş sözkonusu enstitü özelikle 1980 " yeşil kuşak projesi ve Arap baharı" gibi devasa eylemlerin merkezidir..

Abdullah Gül'ün Ekrem İmamoğlu üzerindeki etkisi ve yönlendirmesinide düşünürsek sebep ortaya çıkıyor.

Bu kuruluş aynı Abdullah Gül ile AK Partiyi iktidara taşıdı fakat  Erdoğan ile Abdullah Gül'ün yolları ayrılınca (dolayısı ile iktidarın yol haritası değişince) kuruluş yeni bir lider arayışına girdi.

İşte Ekrem Beyin bir belediye başkanı olarak orayı bir kaç kez ziyaret etmesi tesadüf değildi.

İngiltere merkezli Türkiye masası yeni hamlesini Ekrem Beyle yapacaktı...

Türkiye'de iktidara gelmenin yolunu oralardan geçtiğini bilenler de bu işe gönüllüydü zaten.

Derken aynı seneryo devreye konuldu!?

Neydi o seneryo "mağduriyet"

Kim ne derse desin yeşil kuşak projesi ile başlayan Erdoğan 'ı şiir okuma  mağduriyeti ile iktidara taşıyan o üst akıl Erdoğan elerinden çıkınca (veya onlar Erdoğan' ın kullandığını sannarken ters köşeye yatınca) yeni bir mağduriyet seneryosu ile işte  Ekrem beyi sahneye koyuyorlar.

Ama  Bu sefer daha ustaca yapıyorlar!

Başından beri Ekrem beyin sakıncalı dosyasını biliyorlardı, onu bir yem olarak sahneye sundular.

Sahneye sunarken de özelikle 15 Temmuz 'dan sonra ülkede adaletsizlik, hukuksuzluk vurgusu sürekli yapılarak iktidara "diktatör" damgası vuruldu...

Herşey hazır olunca da "mağduru" diploma meselesi servis edildi...

Diploma haksızlıkla  mı alınmış?

Evet tüm çıplaklığı ile ortada.

Ozaman isyan niye, neyin mağduriyeti?

Ortada mağdur mu var?

Elbette yok.
En ilkel toplumlarda bile hukuk bu şekilde işler.

Ama kaosta böyle zamanda ortaya çıkar.

Seneryo aynen şu; "Türkiye hukuksuz, diktatör ile yönetilen, müdahale edilmesi gerek bir ülke"

Yani mesele ne İmamoğlu, ne diploma, ne de başka şeyler...

Mesele 15 Temmuz sonrası Türkiye 'nin siyasi yol haritasından çevirme meselesi.

Bunu için ülke de  ne kadar kaos yaratılırsa, okadar çabuk orda doğuda hedeflerine ulaşa bilirler.

Nedir o hedefleri?

Enerji yataklarını ele geçirmek.

Ekrem İmamoğlu niye mağdur seçildi peki?

Bu rolü oynaya bilecek ender yeteneklerden biri de ondan.

Peki şimdi seneryo nasıl işleyecek?

Eğer İmamoğlu onlar için çok önemli ise onun kontrolünde bir başka aday çıkar seçilir, oda bu arada gider bir 4 yıllık ünüversidite bitirip  geri gelir.

Tekrar ediyorum senergo Ersoğan 'ın geliş süreci ile hemen hemen aynı ama sonucu farklı olacak.

Çünkü Türkiye artık o eski Türkiye değil.

Erdoğan'ı " BOP eş başkanlığı" sürecinden alıp Kızılelma sürecine getiren o kadim devlet aklı bu ülkeye bir daha  Şovalyelere teslim etmeyecektir.

Ekrem bey mağdur değildir, hak yemiştir, hukuğu çiğnemiştir.

Devletin arabası kağnı gibidir ve zamanı gelmeden avını asla yakalamaz.

Hep şunu gördüm., Türkiye 'de dosyası olmayan hiç kimse siyasette yükselmiyor.

Yükselenleri takip eden de bir devlet var

O devlet ne yaptığını gerçekten iyi biliyor.

Erdoğan elbette birgün seçimi kaybedecek ama  kazanan asla bir şovvalye olmayacak.

SELÇUK DÜZGÜN


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —