29 Ekim 1923, Türk milletinin esâret zincirlerini hürriyet ateşiyle kırıp bağımsızlığını ebedileştirdiği bu kutlu gün yalnız bir yönetim biçiminin değil; bir milletin kaderine sahip çıkışının, istiklâl ve onurla yeniden dirilişinin simgesidir.
Cumhuriyet’in bânisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i bütün Türk dünyasına umut olarak armağan etmiş, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözüyle, Altaylar’dan Balkanlar’a kadar her Türk’ün çarpan deli yüreğine bir özgürlük andı olarak miras bırakmıştır.
Cumhuriyet; Sakarya’da, Dumlupınar’da dökülen kanın, cephelerde gösterilen cesaretin ve millet iradesinin abideleşmiş hâlidir.
İşte o irâde, dün olduğu gibi bugün de Türk milletinin damarlarında dolaşan kudrettir.
Bugün bizlere düşen,
Gazi Paşa’nın “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözüyle tarif ettiği o bilinci yaşatmak;
Türk milletinin ve Türk dünyasının birliğini, kardeşliğini ve istiklâl ruhunu daima diri tutmaktır.

Yaşasın Türk Milleti,
Yaşasın Cumhuriyet
Ne Mutlu TÜRK’üm Diyene
