Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Deriz ki...

İnsanlar gelir-geçer. Ancak kurumlar hele, hele kuruluş amacı "Türk Cihan hakimiyeti mefkuresi" olan ve “Türk Devlet geleneğine” bağlı kalan köklü çınar teşkilatlar ilelebed KALICIDIR.


GEÇMİŞTE BABAOCAĞINA NANKÖRLÜK EDEN FIRILDAKLAR VE…

PERŞEMBE GÜNÜ İSTİFA EDECEK OLAN AHDE VEFASIZLAR İÇİN DERİZ Kİ:

 

 

-Dualı ve şühedalı bir kutlu hareket olan gençlik sevdamız Üç Hilale ihanet edenlerin sonu ne acı ve ne rezilcedir.!

-Allah bize bunları tek tek seyr-i alem yapacak.! Bizde ibretle izleyeceğiz sonlarını.!

-Zilletli bir yükselişin bilinen akibeti sadece düşüş değil, ani ve acıklı bir çakılmadır. Kutlu davaya ihanet edenler buna müstahaktır.

-Üniversite yıllarımdan beri zaman ve mekanda inandım ki ve emin oldum ki ucuz insanların üstüne kurulan hayaller bize pahalıya patlıyor.!

-Fırıldaklar önce ekmek yediği ocağa hıyanet ederler.! İhanet ettikleri yere en şiddetli saldıranlar bunlar olur, ihanetlerine haklı bir gerekçe(!) oluşturma kaygısı ve çabasına girerler.

Ancak deriz ki;
İnsanlar gelir-geçer. Ancak kurumlar hele, hele kuruluş amacı "Türk Cihan hakimiyeti mefkuresi" olan ve “Türk Devlet geleneğine” bağlı kalan köklü çınar teşkilatlar ilelebed KALICIDIR.

Turan Coğrafyasının yegane ümidi olan Üç Hilalli MHP bizim için sadece siyasi bir parti değildir. Onun çokkk ötesinde bir anlamı ve vazgeçilmezlik ruhu vardır.

Üç Hilal...Türk Milletinin devşirme değil MAYASIDIR. Gönüller de bu maya tutmuştur.

Bu mayanın bozulması-ekşimesi-bitmesi mümkün değildir. Boşuna uğraşmayın. Çünkü Üç Hilal anamın her sene bahçelikli evin duvar dibine ektiği bir yıllık, kısa ömürlü KABAK değil ULUÇINARDIR..

“Kabak ve Ulu Çınar” denilince hemen akla gelen güzel bir ders alıcı hikaye:

“Ulu  çınar ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki çınar ağacına sarılarak büyümeye  başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse çınar ağacıyla aynı boya gelmiş.

Bir gün  sormuş çınara :
- Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
- 50 yılda, demiş çınar .
- 50 yılda mı.? diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak, ben neredeyse 2 ayda seninle aynı boya geldim bak.
-Doğru demiş çınar.

Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.

Sormuş endişeyle çınara:
-Neler oluyor bana çınar.?
-Ölüyorsun, demiş çınar.
- Neden.?
-Benim 50 yılda geldiğim yere sen 2 ayda gelmeye çalıştığın için.”

Kıssadan hisse…Köklü kurumlar ve başarı bu hikayede anlatılan ÇINAR ağacına benzer…

Başarı karesinde hızla ilerlediğimizde, zaman zaman durup, altını dolduracak bilgi ve birikime sahip olup olmadığımızı kontrol etmezsek, ilk rüzgarla yerlere savrulacak “kibirli” kabak durumuna düşeriz.

Çünkü…Gerçek başarı, emek, yürek ve kararlılık ister.

Çalışmadan, emek harcamadan, gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Her işte alın teri ve emek şarttır.

Karşı sol mahalleye giden…
Aziz Şehidimizin cenaze namazını kaldırımdan seyreden Ankara’nın dar,karanlık gecekondu sokaklarını ve geniş aydınlık meydanlarını birlikte gezdiğimiz eski genel merkez, kadim dostlar, “dış kapının dış mandalı” bile olamadılar.

Devlet yönetimi kim siz kim. Ferasetine her zaman inandığım Aziz Türk Milleti sizleri dostlarınızla birlikte ilk genel seçimde  “siyasi partiler çöplüğüne” göndermesine az kaldı.

Devlet Bey ne de güzel söyler;
“Bakarsınız büyük dava adamı pozu verirler. Gerçekte koca bir hiçtirler.! İşlettikleri DEDİKODU ŞANTİYESİ, kaynattıkları FİTNE KAZANIDIR.”

Gittiğiniz her partide kullanırlar ve sonra da böyle atarlar bir köşeye boynu bükük etrafa bakar durursunuz kasap bıçağını görmüş “KÖSEM KOYUN” gibi…

Lise yıllarımızdan beri Adana Ocağında Ülkü-Bir Başkanlarının verdiği seminerlerden öğrendiğimiz güzel bir söz vardır;

“Kurt bu kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.!” Bizde o iğrenç “tarla kongresini” unutmayız. Hemde Devlet Bey hastahanede kalp ameliyatı olurken.!

Sizler  POL-DER’li işkenceci Piç Ahmet’in yakın arkadaşını Adana’ya Belediye Başkanı yapmak için geceli-gündüzlü çalışacaksınız sonra bize “hakkınızı helal edin ülkücü kardeşlerim” diyeceksiniz.! Kalbimize salladığınız hançeri zinhar unutmayız! VARIN GİDİN İŞİNİZE!

Devlet Bey’in  dediği gibi “Biz, kendine eski ülkücü veya MHP’li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olmayıp, İTİBARINI BİLE bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşmeyiz.”

Kimlerin kuru yaprak misali nerelere savruldukları artık bu saatten sonra bizi ilgilendirmiyor.

-50 yıldır bilirim ki “bizim gülistanın gülü başka bahçelerde diken gözüyle bakılır..!!” 
-Kendi düşen ağlamaz. 
-Bizim obamız Üçhilal’li MHP; Ocağımız  ise Bozkurtlu Ülkü Ocakları Allah’a şükür.

Ülkücü Hareket mensubu olmanızdan  dolayı Ocaktan ve Partiden verilen liste sonucu akademisyen-belediye başkanı-il genel meclisi üyesi-üst bürokrat-işadamı-velhasıl mebus efendi olarak  MASA-KASA-NİSA sahipleri oldunuz ya:
HEPSİ SİZE HELAL OLSUN…

Ancaakkk.! Başbuğumuz ile Devlet Beyimize ve davaya ihanet edip ABD-NATO-FETÖ ve PKK kölelerinin peşine takılıp insanlara olan güvenimizi sarstınız ya:
İŞTE O SİZLERE HARAM OLSUN.!

Türk Milleti, kendi selametini, kendi beka kaygısının teminatını MHP’de görüyor, MHP’yi en önemli siyasi güvencesi olarak görmeye devam ediyor.

İnanıyorum ki bu cennet vatanı sözde değil özde seven akl-ı selim bütün milliyetçi insanların 2028’de Üç Hilal’in etrafında toplanıp, kenetlenip bu kutlu hareketi iktidara taşıyacaktır.

Çünkü bu aziz millet “Türk Devlet Geleneğini” takip eden MHP’yi hem kurumsal hem tarihsel hem de duygusal olarak seviyor ve güveniyor. Yarım asırdır hep haklı çıkan harekettir.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER

YAZARLAR