Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ


Devirme Oyuğu

Beşinci kol faaliyetlerini, istihbarat savaşlarını ele aldığımızda ülkeler üzerinde devirme oyuğunu andıran operasyonların yapıldığını görmemek mümkün değil


Ağaç kesiminde kullanılan çok klasik bir yöntem vardır. Devirme oyuğu açma, ormancıların başvurdukları en temel ağaç kesim tekniğidir. Bu teknik hem ağacın kolayca kesilmesini sağlamakta hem de kesilen ağacın istediğiniz yöne devrilmesini sağlamaktadır.

Devirme oyuğunu kısaca şöyle anlatayım: Ağacın devrilmesini istediğiniz yönünde, ağacın gövdesinin yere yakın bölümünde üçgen şeklinde bir parçayı keserek çıkarırsınız. Bu parçanın çıkmasıyla ağacın o bölümü dayanaksız kalır ve tam tersi yönden ağacı kesmeye başladığınızda, ağaç dayanaksız olan bölüme doğru yatar ve kolayca devrilir. Devirme oyuğu açmazsanız ağaç testereyi sıkıştırır, kesimi zorlaşır ve kesseniz bile istediğiniz yöne devrilmeyebilir ama devirme oyuğu varsa testere zorlanmaz, ağaç kendi ağırlığı ile kendi sonunu hazırlar.

Beşinci kol faaliyetlerini, istihbarat savaşlarını ele aldığımızda ülkeler üzerinde devirme oyuğunu andıran operasyonların yapıldığını görmemek mümkün değil. Devletleri yıkmanın, bölüp parçalamanın ön hazırlığı olan bu operasyonlar bazen açıktan bazen de örtülü olarak yürütülmektedir.

Devlet kurumlarına olan güvenin sarsılmasına, devlet ile millet arasındaki bağın zayıflatılmasına, milleti oluşturan değişik katmanlar arasında çatlaklar oluşturulmasına, toplumun çeşitli kesimlerinin karşı karşıya getirilmesine, huzur ortamının ortadan kaldırılmasına, çatışmaların ve kavgaların körüklenmesine yönelik gerçekleştirilen her faaliyet bir devirme oyuğu niteliğindedir. Bunlar spontane gelişen, tesadüfi ortaya çıkan olaylar değildir ve muhakkak arkasında kirli, karanlık bir el vardır.

Ülkemizde çok ses getiren olaylarla ilgili gerçekleri biraz eşelediğinizde, kavga ateşinin kibritini çakan bir dış uzantının varlığını hemen fark edersiniz. Vuku bulan toplumsal yangınların perde arkasına göz attığınızda yangını harlayanların mevcudiyetini rahatça sezebilirisiniz. Veya Oscarlık oyunculuklar eşliğinde sahneye konan tehlikeli oyunların senaryosuna göz gezdirdiğinizde, trajik tiyatronun yönetmenini de, yapımcısını da, işbirlikçi yerli figüranlarını da görebilirsiniz.

Anadolu coğrafyasında cereyan eden can sıkıcı hadiselerde tesadüf diye bir şey yoktur. Tedirgin edici olaylar silsilesi asla kendiliğinden gelişmez. Kamuoyuna masumane hatalar olarak sunulan fiiller aslında kasıtlı yanlışlardır. Toplumsal depremleri tetikleyen vakalar doğal akışında katiyen ortaya çıkmaz ve büyümez.

Hangi kılıfa büründürülürse büründürülsün milli ve manevi değerlerimizi hedef alan eylemler, ayrılıkçı fay hatlarına döşenen ihanet tohumlarıdır. Toplumsal barışı hedef alan debisi yüksek gerilimler, istihbari sortilerdir. Sokaklarda ve salonlarda körüklenen kargaşa ve kaos, siyasi türbülans yaratmak istenen asimetrik manevralardır.

Anadolu çoğrafyasına ilişkin gizli bir emeli olan her devletin ajitasyon, manipülasyon, dezenformasyon, provokasyon, aktivizm vb. araçlar kullanarak algı yönetimine hizmet edecek jeopolitik oyunlarının ülkemizde her daim devrede olduğunu unutmayalım.

YAZARLAR