Halil KAYA / SELÇUKELİ


Devlet duruşu

Devlet maziye bakarak bir refleks oluşturur. Ona akıl falan denmez, duruş denir.


Bu gün yüz muteber tarihçiyi bir tarihi olay hakkında kongre düzenleyerek konuştursanız, yüz değişik değerlendirmeye tanık olmanız mümkündür.

Ve bu değerlendirmelerin tamamı sahipleri kadar da kıymetlidir.

Ne var ki devlet, bu yüz farklı değerlendirmeyi alır, etüt eder ve kendisine has bir değerlendirme ve tarih okuması oluşturur.

Buna devletin tecrübesi denilir.

Devlet adamları, kendi pratikleri içinde yetiştirilirken bu tarih perspektifini kazanırlar. Bu kişilerden birisi bir devlet ofisinin sıradan bir memuru dahi olabilir, ama o devlet adamıdır.

Devlet çok defa tarihe bir üniversitenin tarih kürsüsünün baktığı gibi bakmayabilir.

Mesela tarihçilerin pek çoğu bir önceki devletimizin gerileme ve çöküş miladını Karlofça olarak kabul eder. Devletteki yerleşik kabul ise çöküşün miladı İnebahtı Bozgunudur. Devletin akışı içinde Abdülaziz o gerçeği görmüş, mükemmel bir donanma inşa etmiş; ne yazık ki Abdülhamit o gerçeği görememiş donanmayı çürümeye terketmiştir. O donanma faal olsaydı bu gün muhtemelen Kıbrıs dahil tüm adalar ile Trablusgarp, Ortadoğunun Akdeniz şeridi hala sınırlarımız içinde olacak, herhalde dünyanın başının belası olan çıban devlet orada kurulmayacaktı, kimbilir.

O nedenle devlet maziye bakarak bir refleks oluşturur. Ona akıl falan denmez, duruş denir.

Alanla ilgili ihtisası, eğitimi olmadan eline her klavye geçiren ya da Abdülhamit dizilerinden duyduklarıyla strateji ve devlet müfessirliğine soyunanlara gülmek mi, acımak mı gerektiğinin kararını veremiyoruz.

Devlet, istihbarat teşkilatı öyküleriyle hatta bu konuda kendini yetkin sayarak gizemli bilgiler veriyormuşçasına çalakalem kitabımsı yayınlar yapanların gözlüğüyle tanınmaz. Bir kamu binasında görev yapmak da devleti tanımaya yetmez. Aldığın nefesi, içtiğin suyu bir istikamete hasredip, devletle yoğrularak devleti tanımak mümkün olur. Devlet adamlığı ise Tapduk'un Dergahı'na kabul şartları kadar meşakkatli bir süreç ve gözlemle ulaşılacak mücerret bir seviyedir..

Devlet, politik şov alanlarının ağızlardaki sakızı değildir. Devlet kutsaldır ve devlet varsa millet vardır. CHP'nin ayrı, Ak Parti'nin ayrı, MHP'nin ayrı devlet algısı ve kabulü vardır. Hangisinin Türk devlet kurgusuyla mütenasip olduğu da muamma falan değildir.

Türk devleti çağlar ötesinden, milenyumlar ötesinden edindiği tecrübeyle kendi varoluş felsefesini oluşturmuştur. O, Türk milliyetçiliğidir (Türkçülük)...
Kabul etseniz de etmeseniz de bu böyledir, böyle de kalacaktır.

2 Aralık 2024
Halil Kaya

YAZARLAR