Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN

Tarih: 30.04.2025 09:37

DOYUMSUZLARA BİR KAÇ SÖZ

Facebook Twitter Linked-in

Ticaret cesaret ister. Bunu hakkıyla, dürüstçe yapanlara, haramdan uzak durup helâl kazanç sağlayanlara, işsize iş, aşsıza aş verenlere saygımız sonsuzdur.

Vicdan, iz'an yoksa eğer bir insanda
cüzdanlar daima ön planda demektir.

Vicdandan, iz'andan uzak yalnızca cüzdanını düşünen esnaf, tüccar, bilumum gıda ve tekstil sektörünün sözde dürüst, güya adaletli, sözüm ona ahlâklı insancıklarının her  bayram döneminde müşterisine kazıkları, tartıda, ölçüde hileli yapmaları, ayıplı ürün satmada  mahir (!) davranmaları, daha şeytanın aklına gelmeyecek sahtekârlıkları artık toplumsal çürümüşlüğün suiemsâli değilse nedir? 

Bütün aşırı şahsi zevklerine ait harcamalarda cömert, borç ve vergi ödemede cimri olan ve yeni yatırımlarının finansmanını kazık fiyatlardan elde ettiği  haram kazançlara bağlamış olanlara "Eee... Yeter artık diyen yok mu? Bu işler kimsenin vicdan ve iz'anına bırakılamaz. Devletin yetkili elemanları tedarik zincirinden tüketiciye kadarki süreci disiplin altına almalıdır. Bu önlemi  alamayanlar kasıtlı davranıyor demektir,  onlar  bahsi geçen sahtekârlıkların da fenalıkların da   haram-fâhiş kazançların da ortağıdır, müsebbibidir. 

 

 

Hiçbir şahsa, özel ya da tüzel kişiliğe 10 şubeden fazlasını açmaya izin verilmemelidir. Tekelleşmeyi de kartelleşmeyi önlemeliyiz. Dövize bağlı olmayan bütün ürünlerde haksız zamlara müsaade edilmemelidir.

Günlük milyon TL kazandığında " Bu  kazancımdan dolayı Allah'a binlerce şükürler olsun. Rabbim devletimize ve milletimize zeval vermesin!" demezler ama devletin mecburen pahalı aldığı gaza petrole zam gelince, dövizle alakası olmayan maydanoza üç kat zam yapan esnaf zırlamaya, çemkirmeye ve hatta salya sümük yandık bittik tiyatrolarını oynamaya başlıyor... Yazıklar olsun demenin tam yeridir onlara.

Allah adaleti, iyliği, akrabaya yardım etmeyi öğütlüyor... Ama nerdeee? Müslüman Kur'an'ı rehber edinmemiş ise, adaletten, haktan, hukuktan , haramdan helalden haberdar olup da uymuyor ise ona cehennemin dibi nasiptir;  gerisi boştur. Hangi dinin  mensubu olduğuna bakmaksızın bir insan vicdanı ve  iz'anı sıfır ise daima cüzdanı gâlip gelir....

Dükkanına bir sürü dini içerikli levhalar asmakla değil o hadis ve ayetlerin hükümlerini yerine getirmekle makbul insan olunur. Paraya kul olanlar Allah'a uzak olanlardır. Helâl kazanç sahiplerinin zenginliği berekettir. Fukaralık övülemez ve miskinlik Müslüman'a yaraşmaz. Türk milletinin temiz yürekli evlatları ne demek istediğimizi bilir. 

Allah'tan başka birşeye ya da kimseye kul olanlar makbul insan değildir.
Allah dürüst, adaletli, ölçüde  ve tartıda haksızlık yapmayan,. haksız kazanç elde etmeyen erdemli, vicdanlı ve iz'anlı kullarına uzun ömürler versin.
Ahilik kültürü nerede kaldı? Dîvânu Lugâ'ti't-Türk'te eli açık, cömert, yiğit, koçak, delikanlı anlamına gelen "akı" sözünden gelen "âhi" ile ilgili kardeşlik Türk esnaf ve sanatkârları arasında dayanışma ve yardımlaşma sayesinde gelişmiştir. Bu hâl zincir marketler yahut zincir işletmeler vb yerlerin yabancı kökenli markalar arasında ahiliğin adı bile bilinmez hâle gelmiş. 
Ahi olmak veya âhiliğe üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir:

*Cimrilik kapısını bağlamak; lütuf kapısını açmak,

*Kahır ve zulüm kapısını bağlamak; hilim ve mülâyemet kapısını açmak,

*Hırs kapısını bağlamak; kanaat ve rıza kapısını açmak,

*Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak; riyazet kapısını açmak,

*Halktan yana kapısını bağlamak; Hak'tan yana kapısını açmak,

*Herze ve hezeyan kapısını bağlamak; marifet Kapısını açmak,

*Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.

Kafirler, çevresinde iyi tanınmayanlar, kötü söz getirebileceği düşünülenler, zina ettiği ispatlananlar, katiller, hırsızlar, dellallar, vergi memurları, vurguncular ahilik teşkilatına katılamaz.

Yukarıda sayılan redleri ve kabulleri yani "bağlananları ve açılanları" dikkate alınca galiba bahsi geçen doyumsuz kesim için böyle bir kültür zaten yok, kitaplarında yahut karakterlerinde dahi zerresi tespit edilemez. Maalesef...
Herşey eğitim meselesi değildir; edep ve ahlâk noksan ise eşek sudan gelene kadar terbiye şart.

Almanya'da en ağız suçlardan biri vergi kaçırmaktır. Bizde hâlâ en hafifler arasında yerini koruyor. 

Hırs, hırsız yapıyor insanları... En çok da ihtiyacı olmayanların çalıyor olması, çalanların da bir kesim tarafından alkış alması çürümüşlüğün, kokuşmuşluğun göstergesidir.

Çare vardır. Hukuk ıslah eder aslında... Azıcık acıtmalı... Yoksa ıslah yerine teşvik edici olur.

Tanrı Dağları'ndan 
Muhittin Gümüş 
30.04.2025


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —