MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli grup toplantısında “KKTC Parlamentosu acilen toplanmalı ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır. 81 Düzce'den sonra 82'nin KKTC olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir. Biz Kıbrıs'a bakınca vatan görüyoruz. Biz Kıbrıs denildi mi akan suları durduruyoruz." dedi
Malum sol güruh yine liderimizin açıklamalarını çarpıtarak sorunu kendi kafalarındaki dar kalıplara bağladı. Oysaki açıklamanın derinine inildiğinde salt seçim sonuçlarıyla alakalı olmadığı ve jeopolitik gerekçelere dayandığı görülür. Peki Hatay’ın anavatana katılma süreci nasıl gelişmişti?
27 Ocak 1937’de Milletler Cemiyeti’nde, ‘Sancak’ adıyla Hatay’ın özerk bir bölge olması kararına varıldı.. Bu karar gereğince Ağustos 1938’de Hatay Millet Meclisi seçimleri yapıldı. 2 Eylül 1938’de Hatay Cumhuriyeti kuruldu. Daha sonra Hatay Millet Meclisi, 29 Haziran 1939 günü yaptığı toplantıda oy birliği ile ana vatana katılma kararını aldı. TBMM, 7 Temmuz 1939’da kabul ettiği bir yasa ile Hatay’ın Türkiye’nin bir ili olduğunu karara bağladı.
Aynı süreç geçmişte Kuzey Kıbrıs için işletilebilir miydi? Tartışılır fakat şu bir gerçek ki Kıbrıs jeopolitik açıdan Türkiye’nin nefes borusudur. Adada Rum Marksist Akel’in yoldaşı olan Cumhuriyetçi Türk (!) Partisi ve solundaki yapılar sürekli Türkiye düşmanı tezviratta bulunmaktadır. Türkiye’nin Kıbrıs Davası bunların insafına terk edilemez. Palyatif çözümlerin herhangi bir tesiri yoktur. Nihai çözüm Hatay Meselesinde olduğu gibi KKTC’nin meclisin kararıyla Türkiye’ye katılmasıdır. Bu Kıbrıs Türk halkının refahı ve güvenliği için en emin yoldur çünkü CTP ve yandaşları ne yaparsa yapsın Rumlar birleşmeye yanaşmayacaklardır.
Sevgi ve muhabbetlerimle…
