-ÜLKÜCÜLÜK “EDEP” ÜZERİNE
İNŞA EDİLMİŞTİR…TEMELİ TÜRK TÖRESİDİR…
-TÜRK TÖRESİNDE “KADİM DOSTA” KÖTÜ SÖZLER SÖYLEMEK YOKTUR!

“ÜSLUP" ne kadar önemli…Zehiri bala, balı zehire de dönüştürebiliyor bir anda.
Hayranım saygıyı elden bırakmadan, sözü incitmeden, kelimelerini seçerek konuşabilen insanlara.
Bu durum Araboğlu Makası sonunda Rambalı Çarşısı karşısında ki eski Roma Pavyonu ile Alaaddin Tepesi civarında ki Teksas Pavyonu kapısında nöbet tutan Musallat gibi fedailerde nerdeeee!!!
Mesnevi’de Hz.Pir der ki;
“Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın.”
-Çünkü aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.
-İnsanın kıymetini dili belirler ve insan onunla mutluluğa erer.
*1978 başlarıydı...
Maltepe'de Ankara Ocağı yönetim odasına gelen Kıymetli Kardeşim Ankara Ocağı Başkanım Ayhan Ünal’la birlikte Bahçelievler'de ki parti genel merkezine yakın olan Beşevler'deki Yüksek Öğretmen’e uğrayıp PARKALARI çıkarıp; Kravatları takıp, LACİVERTLERİ giyerek Başbuğumuzun basın toplantısına görev icabı bulunduk.
O günlerde Ecevit 11 bağımsız milletvekili ile 42.hükümeti kurmuştu.
Ancakkk...Eski Başbakan ve Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı rahmetli DEMİREL bu durumu bir türlü kabullenmemişti.
Basına verdiği demeçlerde yaptığı toplantılarda yeni kurulan hükümet için;
“ÇANKAYA HÜKÜMETİ, başbakan için HÜKÜMETİN BAŞI.!”gibi tabirler kullanıyordu.
Çankaya hükümeti tabiri neyse de “HÜKÜMETİN BAŞIII” lafını Levent KIRCA ve özellikle Nejat UYGUR kendi tiyatrolarında MÜSTEHCEN şekle dönüştürünce olay çirkin bir duruma dönüşmüştü.!
Başbuğumuz acilen bir basın toplantısı yapma gereğini duydu. Toplantıda o güzel “davudi” ses tonuyla;
“-Ne demek hükümetin başı.!
-Ne demek Çankaya Hükümeti.!
-Kurulan hükümet Türkiye Cumhuriyetinin 42.hükümeti.!
-Sayın Ecevit’te yeni hükümetin Başbakanıdır.!”deyip gürleyince Başbuğumuzla arası çok iyi olan rahmetli Demirel bir daha bu tabirleri kullanmadı.! SUSTU.!
Rahmetli Başbuğumuz “Türk Devlet geleneğine" bağlı devletin varlığında yok olma halet-i ruhiyesine ulaşmış büyük bir devlet adamıydı. Edebe önem verirdi. Yetiştirdiği ve ona gönül veren milyonların da edepli olmasını isterdi.
MASA ve KASA (Para ve makam) için tüm değerlerini satacak insanların “dava, ideoloji, insanlık, erdem, ahlak” gibi kavramlar üzerinden nutuk atmaları yüzsüzlüktür ve tiksinti vericidir.!
Meğer utanmak ne büyük şeref. Ondan mahrum olmaksa ne iğrenç bir zilletmiş.!
Bugün olduğu gibi…Birgün mutlaka suret-i haktan görünen Dırar Mescidi’nin fitne-münafık cemaatinin maskeleri yavaş-yavaş düşecektir!
Bunlar gittikleri yeri ocagı söndürürler. Çok şükür bu kuyruğu kesik tilkilerden, fırıldaklardan kurtulduk. İstediğiniz lağım çukuruna düşün…
Çünkü lağıma düşen fırıldaklar eskisi gibi parlak olmuyor.!
Zilletli bir yükselişin bilinen akibeti sadece düşüş değil, ani ve acıklı bir çakılmadır. Kutlu davaya ihanet eden İP’sizler ,buna müstahaktır.
Dualı ve şühedalı bir kutlu hareket olan gençlik sevdamız Ulu Çınar/Nazlı Üç Hilal’e ihanet edenlerin sonu ne acı ve ne rezilcedir.
Biz Ülkücülerin 50 yıldır sırtında ve göğsünde kalleşçe, kahpece bıçak ve hançer darbeleri eksik olmaz.
Devletin zaafa uğraması pahasına siyasi gelecek planları yapanların devleti ayakta tutmak adına siyasi bedel ödemeyi göze almış MHP’nin siyasetini anlamaları da mümkün değildir.
Bunlara “CUMHUR İTTİFAKI ve MHP DÜŞMANLIĞI” tanımlaması yapmak artık yetersizdir, küçük gelir.! Bunlar milli devlet düşmanıdırlar.!

“VE LA GALİBE İLLALLAH”….
“Galip olan sadece Allahtır.”
Herkesin bir planı varsa Allah’ın da vardır.! Kul hesabının üstünde kutlu bir hesap vardır.
Allah bize bunları tek tek seyr-i alem yapacak.! Bizde ibretle izleyeceğiz kuyruğu kesik tilkilerin sonlarını.!
Zaten 14 milletvekilleri tek tek istifa ederek kalanlara ÇİN İŞKENCESİ yapmaktadırlar istifa dilekçelerinde ki gerekçelerle!
Terörsüz Türkiye hareketinde olumsuz tavır takınan ve büyük tepki çeken çirkin beyanatlar veren İP’ten kopmalar hızlanacaktır. 5 Oarti desteklemesine rağmen fiyasko olan Bursa Mitingi bunun en belirgin işaretidir…
Hani…
-MHP de demokratik seçim yok tek adam sultası vardı?
-MHP de “Ülkücülüğünü yaşayamadığını” iddia edip soyka ablasının eteğinden tutunup gidenler ne oldu?
-İP te demokratik seçim var mı?
-Koray Efendi MHP de her kurultayda Genel Başkanlığa aday oluyordu ne oldu? Sonunda oda dayanamadı!
Oturup halinize ağlayın rezil rüsva oldunuz adam olsanız bir dakika orada kalmaz sokağa çıkmazsınız!
Bir zamanlar Demirel’in prensi DYP’li şimdilik İP’li Botaşcı Oktay denen karga, maalesef MHP sözcüsü olarak geçmişte nazlı Üç Hilalin başına tebelleş olmuştu! Çok sayıda insanı MHP muhalifi olmasına zemin hazırlamıştır.!
“MHPyi maziye gömeceğiz” diyenler karşısında hep sustu hep habersiz göründü hep pusuda bekledi bu düzenbaz eski DYP’liler!!
Nice duygusal ülküdaşlarım bu karga sesli pislikler yüzünden genel merkezden soğudu ve kenara çekildiler.
Bu karga sesli ve karga profilli adamlar halk tv’ye devamlı çıktılar ve MHP'yi CHP üslubuna dönüştürme algısını oluşturmaya çalıştılar!! Şimdi aynı rolü İP’te oynacaklar. Bunda kimsenin şüphesi olmasın…Hatta köksüz, mazisiz İP’i viraneye dönüştürecekler.
Allah’a çok şükür dyp’den gelen bu lağım farelerinden kurtulduk. Kepaze, ağzı salyalı ve böğürtülü musallat gibi soykalar hayrını görsün.
Üç Hilalli “Gülistan” yerine dikenli “kaktüs” dolu “Kerbelâ çölünü” tercih etmişseniz biz ne yapabiliriz ki.?
Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bu FETÖ insanlarda omurga bırakmadı. Her şeyden önemlisi... Sarılmak için özlemek lazım. Biz sizi özlemedik ki sarılalım.
Rahmetli Başbuğumuz ne de güzel söylemiş;
“ÜLKÜCÜLÜK…BİR GÖNÜL İŞİDİR… GÖNÜL VERENLERLE HİZMET EDİLİR.”
Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık. Kişi menfaatinin bittiği noktada, durakta indi.! Bu kişiler mevki ve makamları ne olursa olsun dava adamları değillerdi.
Dava adamı olsalardı her gittikkeri yerlerde ulu çınar Üç Hilal aleyhinde konuşmazlardı.
Biliriz ki bu tip siyasetçiler çiğ kişilikli, hazımsız, kompleksli olurlar.
Çevrelerindeki kalabalıklar arttıkça egoları daha çok şişer,kendilerini “SEÇİLMİŞ KİŞİ” zannetmeye başladılar ve sonunda şühedalı dualı Üç Hilal’den uzaklaştılar.
Bilge lider Devlet Bey’in dediği gibi “Biz, kendine eski ülkücü veya MHP’li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olmayıp, İTİBARINI BİLE bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşmeyiz.”
Kimlerin kuru yaprak misali nerelere savruldukları artık bu saatten sonra bizi ilgilendirmiyor.
DEVLET BEY bu nankör ve karamsar fitneciler için ne de güzel söyler;
“Bakarsınız büyük dava adamı pozu verirler. Gerçekte koca bir hiçtirler.! İşlettikleri DEDİKODU ŞANTİYESİ, kaynattıkları FİTNE KAZANIDIR.!”
O neme lazımcı dedikodu şantiyesinde çalışan ensesi kalınlar, erkeğiyle kadınıyla, memleket yanarken bir deste otu yanmayan tiplerdir…
Hükümetler kurar, hükümetler düşürürler; atar tutar, asar keserler..
-Darbe gecesi saklanırlar…Çünkü bütün dünyaları MASA-KASA-NİSA üçlüsüdür…Ortalık durulunca kahramanca ortaya çıkarlar ve ellerindeki bayrakla kalabalığa karışırlar..
-Söze ‘azizim’ diye başlayıp tarihten, bilimden, edebiyattan, sanattan, dinden, kültürden yüksek yüksek fikirler serdederler..
Bildikleri içindir ki yeri geldiğinde “VATAN-MİLLET-SAKARYA” nutukları atmaktan bir an geri durmazlar bu vatansever(!) görünen tatlı su milliyetçiler!
Sanırsınız ki ha deyince kendini vatan için ateşe atmaya hazırlar…Oysa ki fitne münafık günümüz Dırar Mescidi mensuplarıdır…Güvenilmez.
Öze değil kabuğa bakmışlar. Elbette akıl tutulmasına ve teslimiyetçilik girdabına düşmüşlerdir.
Biliriz ki aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.
Rabbim bu Necip Millete ve Ulu Devlete “hizmetkâr” olan Devlet Beyimize ve milyonlarca ülküdaşımıza sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah.
Türk’ün muazzam tarihinden kuvvet alarak şanlı ve büyük geleceğine yönelen kutlu hareketimizi:
-O’nun üslubundan,
-O’nun geniş ve derin tecrübesi,
-Rahmetli Başbuğumuzun dizi dibinde yetişme kültürü ile görmeli ve değerlendirmeliyiz.
-Bizim obamız Ulu Çınar Üç Hilal’li MHP,
-Ocağımız ise Bozkurtlu Ülkü Ocakları Allah’a çok şükür.
DEVLET BEY…
Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır.
Türk’ün muazzam tarihinden kuvvet alarak şanlı ve büyük geleceğine yönelen kutlu hareketimizi;
-O’nun üslubundan,
-O’nun geniş ve derin tecrübesi,
-Rahmetli Başbuğumuzun dizi dibinde yetişmesi kültürü ile görmeli ve değerlendirmeliyiz.
DEVLET BEY;
Kendisini yetiştirmesi, efkârının, fikirlerinin genişliği, kıvrak zekası, çelik gibi sağlam karakteri fakat “gül yaprağından” daha nazik kişiliği;
Ülkücü Milliyetçi ve Muhafazakâr zümrenin ufkunda, gittikçe büyüyen bir ziya/ışık kütlesi hüviyetini iktisab etmiştir.
DEVLET BEY...
Ülkücü Hareket için hatta bütün Turan Coğrafyası için kendisine her zaman ihtiyaç duyacağımız büyük bir devlet adamıdır.
MHP her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir siyasi parti olmuştur. Bu amaçla milli değerleri benimsemiş bir gençlik yetiştirmeyi hep ön planda tutmuştur. Bunda da başarılı olunmuştur.
Devlet Bey gibi ferasetli dervişliğiniz yoksa Cihangir olsanız ne yazar…
DEVLET BEY’E İNANCIMIZ TAMDIR, HER DAİM YANINDAYIZ.
ÜLKÜCÜ GENÇLİK:
-LİDERİNİN YÜREĞİNİ YÜREĞİNE KATAR,
-VATAN OLUR,BAYRAK OLUR VE BAKTIĞI YERE BAKAR.
-Liderimi tanır… Liderimi bilirim. Teşkilatımı bilirim…
-Devlet Beyimize inancım tamdır ve her daim yanındayız.
Gerisi "lafügüzaf" yani rahatsız edici gereksiz boş laf…
Biliyoruz ki…İkinci bir Endülüs ve Balkanlar olmamak için iç barışın sağlanması gerekiyor…Satrançta bir hamle değil en az üç hamle ötesini görmektir.
Sayın Bahçelinin tavrı çok değerlidir. Sonuçlarına hep birlikte bakacağız.
Bizim Türkmen Beyimiz yanlış hamle yapmaz.
Rahmetli Başbuğumuzun ve Bilge Lider Devlet Beyimizin yolunda yürümek bizim için şereftir.
Rahmetli Başbuğumuz;
“-Türk Devlet geleneğine" bağlı,
-Devletin varlığında yok olma halet-i ruhiyesine ulaşmış, büyük bir devlet adamıydı.
Edebe önem verirdi. Yetiştirdiği ve ona gönül veren milyonların da edepli olmasını isterdi.
Devlet Bahçeli Bey’de;
-Hem Başbuğumuzun hem de rahmetli Dündar Taşer büyüğümüzün dizi dibinde yetişmiş,
-Makam odasına giren küçük kız çocuğu karşısında dahi çeketini ilikleyen edebli, ferasetli, cömert, merhametli, imanlı bir devlet adamıdır.
Ülkücülük EDEP üzerine inşa edilmiştir…Temeli Türk Töresidir.
“Hiçbir süs edep kadar güzel değildir..” Hz. Ali
Fikrini ve iradesini başta fetö gibi mecralara kiralamış ve BAŞINI KUMA SOKMUŞ olanların sözü de kendisi de muteber değildir.
Ülkücü kavramıyla esasen hiç alakası olmayan ruhsuz biyolojik varlık olmaktan öteye anlam taşımadıkları hepimizce mâlumdur.
Bu cennet vatanın evlatları ,Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdırlar.
Meram Bağları’ndan:
SEVGİ ve MUHABBETLE
5 Temmuz 2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK