Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU / GÖNÜLDEN DİLE


Eğitim

Yaratılan varlıklar içerisinde eğitime en fazla ihtiyaç duyan canlı insandır.


“İlim öğrenmek farzdır” ve “Öğrenen ya da öğreten olmayan bizden değildir” diyor Hazreti Peygamber. 
Başöğretmen Ata’mız da “Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir” demektedir.
Yine “Eğitim hayata hazırlanmak için değildir, hayatın ta kendisidir” der bir düşünür.
Böylece öğrenme ve öğretmenin insan yaşamı için önemini ne güzel anlatıyorlar.
Yaratılan varlıklar içerisinde eğitime en fazla ihtiyaç duyan canlı insandır. Bu ihtiyaç da onu toplum halinde yaşamak zorunda bırakır.
İnsanın bu eğitim süreci hiçbir canlıda görülmediği kadar uzun sürer ve aslında ana rahminde başlayarak insan ömrünün sonuna kadar devam eder. Yani eğitim, öğrenme hayat boyu devam eden “beşikten mezara kadar” süren bir faaliyettir. 
Eğitim, en basit ifade ile insanın yetişmesi, yetiştirilmesi ve insan şahsiyetinin inşa edilmesidir. Yani ham halden pişkin hale getirilmesidir. 
İnsanın ortaya değerler koyması, yetişerek üreten konumuna gelmesi ona verilen eğitim ile yakından ilgilidir.
İnsan yaratılış itibarı ile kendi cinsine ait bütün özellikleri kazanmaya elverişli yeteneklerle doğar. Ancak bu yeteneklerin açığa çıkması eğitimle mümkündür ve bu yeteneklerin gelişmesinde başta aile, toplum, bulunduğu sosyal çevre ve coğrafya etkili olur. 
Eğitim, öğretimi de içine alan bir faaliyettir. 
Başlangıçta aile içinde başlayan eğitim, zamanla örgün eğitim dediğimiz okulla ve okul sonrası da devam eder.
İnsana gerçek manada şahsiyetini kazandıran ve kabiliyetini ortaya çıkaran okullar ve onu eğitim örsünde dövüp işleyen yani eğitim vererek şekillendiren, kendine özgü özellikleriyle keşif ve inşa eden ise birer öğreten olan “öğretmen”lerdir.
Ulu önder Atatürk’ün bir sözünde “Muallimler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” dediği gibi bir milletin en büyük ümidi ve geleceğinin teminatı olan yeni kuşakları yetiştirenler öğretmenlerdir. 
Bundan dolayı da öğretmen, en iyi şekilde yetişmeli, yetiştirilmeli ve değer verilerek saygı duyulmalıdır.                   
İnsan, yaşamı boyunca her gün yeni bir şey öğrenir. İnsana ait özelliklerin ve yeteneklerin kazandırılması, sosyalleşmesi, meslek ve iş sahibi yapılması, ufkunun genişlemesi, bulunduğu çevrede maddi ve manevi olarak yükselmesi ancak verilen eğitimlerle sağlanabilir ve yeteneklerine uygun yönde eğitilmelidir. Eğitimin ana hedefi de bu olmalıdır. Böylece hayattaki başarı da büyük ölçüde yakalanmış olur. Ancak eğitim sayesinde insan, olaylara, düşüncelere ve yaşama çok boyutlu bakabilme yeteneği kazanır. Yani eğitimle insan bizzat kendi ve grup olarak milli, manevi ve medeni değerlerle işlenir, geliştirilir ve insanlığa faydalı hale getirilir. Bu nedenle eğitimin hem insan hem de sosyal yönü vardır. 
Tarih boyunca eğitimden mahrum insan ve topluluk yoktur ve en ilkel toplumlarda dahi eğitim varlığını sürdürmüştür. Toplumda eğitimin genel düzeyi, o toplumun genel bilgi seviyesini de belirler.
Eğitim aynı zamanda toplumun sahip olduğu değerlerin gelecek yani yeni kuşaklara aktarılması, anlatılmasıdır. Başta dil olmak üzere, ninni, mani, türkü, eğlence, gelenek, görenekler bir toplumun sahip olduğu kültür değerleridir ve bunlar da genel olarak eğitimin içine girer. Eğitim aynı zamanda toplum için kültürün de kuşaktan kuşağa aktarılması ve geliştirilmesini sağlar.
İnsan ve toplumlar için çağdaş ve ileri düzeyde eğitim ne kadar önemli ve gerekli ise eğitim ve öğretimin milli olması da o kadar çok önemli ve gereklidir. 
Milli eğitim, millete mal olmuş, millet olmamızda etkili olmuş, milli değerleri öğreten ve kabul ettiren bir eğitimdir.
Unutulmamalıdır ki toplumlar hangi yüce değerler sayesinde millet olmuşsa, ancak yine o yüce değerler sayesinde ayakta kalabilirler. Bu değerleri kaybeden toplumlar millet olma özelliğini de kaybederler.
İşte bu nedenle ülkemiz milli birlik ve dirliğinin tesis edilmesi, ileri milletler seviyesine ulaşılması için kalkınmanın sağlanmasında eğitimin temelini bu “Milli” değerler oluşturmalıdır.
Eğitime yıllarca sevgi ve emek vermiş, öğretmen bir babanın evladı olarak; beni yetiştiren, ilk öğretmenim ve örnek aldığım insan olan başta babam olmak üzere, öğrenme aşkını hayatıma sevgiyle nakşeden unutmadığım ilkokul öğretmenim ve emeği geçen bütün öğretmenlerimizin o mübarek ellerinden şükranla, saygıyla ve sevgiyle öpüyorum.
Başöğretmenimiz Atatürk ve şehit öğretmenlerimiz başta olmak üzere ebediyete irtihal etmiş bütün öğretmenlerimize rahmetler ve hayatta olanlara sağlıklar diliyorum.
İnsanı yaşama hazırlayan ve eğitimin temel yapı taşları olan öğretmenlerimizin “24 Kasım Öğretmenler Günü” nü kutluyor, eğitim ve öğretim yılının “Milli” bir eğitimle; öğrenciler, öğretmenler ve veliler için başarılı olmasını diliyorum…

YAZARLAR