-AZİZ TÜRK MİLLETİNİN VE İSLAM
ALEMİNİN BUGÜN EN BÜYÜK
DÜŞMANI ABD’DİR! GÜVENİLMEZ!
-İÇERİDE Kİ “HAYMATLOSLAR”
TEMİZLENMELİ…
-TÜRKİYEMİZ HER YÖNÜYLE
GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA…

ABD Başkanı Trump:
“-İsrail’in Türkiye ile bir sorunu varsa bunu çözebilirim.” dese de en güzelini Allah kelamı buyurur ki;
“-Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.! Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. (Mâide Sûresi 51. Ayet)
50 yılın siyasi ve tarihi tecrübesi ile bizde deriz ki:
-Düşmanın seni övüyorsa, mutlaka arkandan iş çeviriyordur.!
-Ağanın köpeği ağadan daha tehlikelidir.! Çünkü Ağa ısırmaz ama köpeği ısırabilir.!
“Katil Netanyahu! Kahrolsun İsrail!" demekle İsrailin engellenmediğini her daim görüyoruz.
Yakın geçmişte…Arap Ligi başta
olmak üzere, AB’den ABD’ye kadar
birçok ülke ve çevreden cılız kınama
mesajlarından başka müessir ve
müdahaleci hiçbir tepki de görülmemiştir.
Bu kapsamda uluslararası kamuoyunun trajik gelişmeler karşısındaki tutumu ve suskunluğu kaygı verici niteliktedir.
“Halkların kardeşliğini” savunan dünya vatandaşı “haymatloslar” binlerce Filistinlinin katledildiği GAZZE KATLİAMI’NI görmezden gelen siyonist kafalılar ait oldukları ülkere gönderilmeli.!
Gelelim bizim “Batı Cephesi hayranı” ve ülkemizi Batıya şikayet eden CHP Muhalefetine:
-Sevgi karşılıklıdır, sevilmediğin yere bağlı olmak, hasta ruh halidir.
-ABD ve Batı hayranlığı hastalıklığıda aynıdır, tedavi edilmesi gerekir.
Atatürk’ün “Hangi İstiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin.? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.” diye başlayan ifadelerinden ders ve ibret almak gerekir.
ABD İle “dostluk” yapılabileceğini sananlar tarihe, geçmişe dikkatli bir göz atmalılar.
İttifak belgelerinde yer alan “ebedi ve sarsılmaz dostluk” cümleleri son yıllarda ne kadar geçersiz olduğunu muamma değildir.
ABD yönetiminde…
-İster Cumhuriyetçiler olsun,
-İster Demokratlar olsun,
-100 yıla yakındır Başkan Wilson’dan beri ABD’li yetkililerin devlet politakası:
-Türkiyenin kalbinden M.Kemal Atatürk’ün İstiklal savaşında yaktığı yerli ve milli “KUVAY-İ MİLLİYE RUHUNUN” silinmesini istemektedirler.!
Dün İngiltere ve Haçlı Avrupa Atatürk’ü Türk Milletinin gözünden düşürmek için her türlü iftirayı atarken bugün ABD “milli ve yerli” olan değerli insanlara ve kurumlara cephe almış durumdadır.
Her ne kadar bazı Dışişleri yetkilileri nezaket gereği milletler arasındaki geleneksel dostluklarından bahsedebilirler.
Ancak her daim ferasetine inandığım Aziz Türk Milleti bu tip demeçlere sadece gülümser.
Bu mübarek Anadolu toprakları yüzyıllardan beri batıdan Haçlılar, doğudan Moğol istilasının hedefi olmuştur.
Bugünde aynı tehlikeler devam ediyor ki cennet vatanımızı korumak için savunma sanayimize önem veriyoruz.
Türk Milletinin kahraman evlatları vatan sevgisi ve milli şuuru ile mübarek Anadolu topraklarını koruyacak ve canları pahasına savunacaklardır.
-Şahsi istikballerini, Milletimizin
yüce istikbali önünde tutanlara:
YAZIKLAR OLSUN.!
-Güçlü bir milli İrade varken çözüm yollarını Londra’da, Washington’da, Tel-Aviv’de arayanlara da:
YAZIKLAR OLSUN.!
Sorumsuz kişilerden ibaret ve milli kültürden kopuk yarım aydınlar, geçmişte ve her dönemde pişkin, pişkin “CANIM,DEVLET Mİ MÜHİM, YOKSA HÜRRİYET Mİ?! derler ve utanmadan Sirkeci Garına inen İngiliz heyetini Tarlabaşı’ndaki Büyükelçiliğe kadar atları çıkarıp kendileri çekmiştir! YAZIKLAR OLSUN!
Türk Devlet Geleneğinden uzak, tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, devlet terbiyesi nedir bilmeyen, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi, sadece ham bir hayaldir.
Bu zihniyet Tanzimattan, Meşutiyet'e oradan da Cumhuriyet'e miras gibi geçer…Bugünlerde ete kemiğe bürünür.
Peki nedir bu zihniyetin kodları ki Aziz Nesin çıkar bu millete "aptal" der, birisi çıkar "makarnacı"der, birisi çıkar "kara cahil"der, birisi çıkar "ayağı çarıklı" der, birisi çıkar "kul olmaktan kurtuldunuz" der…Der oğlu der.
Bu zihniyete göre bu millet adam olmaz,ancak güdülmeye layıktır.
Bu zihniyet üç beş yılda oluşmadı. Kökleri ta Tanzimat'a kadar gider. Tanzimatla beraber ortaya çıkan bu alafranga taifesi kurtuluşumuzu Batılılaşmakta görürler. Onlar için Batı herşeydir.
-Öze değil kabuğa bakmışlar.
-Elbette akıl tutulmasına ve teslimiyetçilik girdabına düşmüşlerdir.
Bugün muhalefette bulunan liderimsiler “BEKA SORUNU YOKTUR” diyenler ne bölgemizdeki gelişmelerden ve nede dünyadaki gelişmelerden bi haber ZAVALLILARDIR.
Bence “BEKA sorunu yoktur” diyen liderimsi genel başkanların ZEKA sorunu var! Kesin, net!
Hiçbir ülke başka bir ülkeden lütuf bekleyerek yaşayamaz. Güçlü olamayan ülkeler başkalarının emir kulu kölesi olarak yaşarlar.
Gaflet ve dalalet içindeki devlet adamları “devletin beka sorunu yok” diye diye devletin sınırları 1699 Karlofça Antlaşmasından iki asır sonra 1921’de Sakarya Nehrine kadar çekilmiş, küçücük bir Anadolu’ya sıkışıp kalmışız.
ABD kemiğini yalayanlar bilsin ki artık Anadolu Türk’e dar geliyor.
Dün... ”Batı hayranlığı” ile Avrupa başkentlerine bağlı olanların gaflet içerisinde olmaları sebebiyle bereketli evlad-ı fatihan topraklarımız kaybedilince, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın soyundan gelen Dışişleri Bakanı Tarihçi Ord. Prof.Dr. Fuad KÖPRÜLÜ Hocamız yazdığı TUNA Şiirinde der ki;
“Tuna boylarında sıra selviler,
Tan yeli estikçe sessiz ağlarmış,
Gül bahçelerinde baykuşlar öter,
Şu viranelikler eski bağlarmış.”
Geçen yıl ABD Temsilciler Meclisi, Ülkü Ocakları'nın "yabancı bir terör örgütü olup olmadığının araştırılmasını" onayladı.
Bugün ABD Türkiye’de “milli ve yerli” olan değerli insanlara ve kurumlara cephe almış durumdadır.
Aziz Türk Milletinin bugün en büyük düşmanı ABD’dir.!
Türk Milleti ve devleti olarak her türlü zorluğun altından kalkarız Allahın izniyle. Bu yüzden her dönem hem güçlü hemde milli birlik ve beraberlik içerisinde tek yürek tek bilek olmak zorundayız.
ABD varsın bizi içte karıştırsın, dışta kuşatsın.. Bu coğrafyada biz onların başına çok iş açarız. Bunu düşman da biliyor.
Bölünmemizi, parçalanmamızı, tarihten silinip gitmemizi amaçlayan müstevlilere ve işbirlikçilere karşı Türk milletinin imanlı cevabı her daim vardır.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİ be MUHABBETLE
8 Nisan 2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK