Enerji geçişi terimi, Türkiye’deki enerji üretiminin, örneğin güneş sistemleri, rüzgâr enerjisi parkları, hidroelektrik santralleri veya jeotermal sistemler aracılığıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürülmesini ifade eder.
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana sektördeki en büyük inovasyon projelerinden biridir.
Enerji dönüşümüne yönelik önlemler, iklimin korunması, elektrik fiyatları, “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası”, enerji vergisi, planlanan enerji hatları ve büyük inşaat projeleri hakkında çalışmalar zamanımızın en önemli enerji politik faaliyetlerindendir.
Çevre dostu, güvenilir ve uygun fiyatlı enerji tedarikine yönelik bu genel stratejiler 2050 yılına kadar uzanmaktadır.
Enerji tedarikinde yeni dönemde yenilenebilir enerjiler elektrik arzındaki boşluğu dolduracaktır.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ: 2050 Hedefi
Enerji konseptinin uygulanabilmesi için yenilenebilir enerjilerin ve elektrik şebekelerinin genişletilmesi ve enerji verimliliğinin artırılması gerekmektedir.
Bu önlemlerin amacı aynı zamanda üretilen sera gazlarının azaltılmasıdır.
Temel hedef, 2050 yılına kadar birincil enerji tüketimini 2008 yılı seviyelerine göre yarı yarıya azaltmaktır.
Yenilenebilir enerjilerin elektrik üretimindeki payının 2050 yılına kadar elektrik tüketiminin yüzde 20'sinden en az yüzde 80'e çıkması bekleniyor.
Türkiye enerji geçişini(dönüşümü) sağlıklı, disiplinli ve sürdürülebilir şekilde 2050’li yıllara taşırsa, enerji bağımsızlığı konusunda çok büyük bir mesafe kat etmiş olacaktır.
Türkiye'nin bölgesinde caydırıcı güç olmasının yolu enerji bağımsızlığından geçer.
Az laf çok iş üretme düsturumuz olmalıdır.
