Halil KAYA / SELÇUKELİ


Erkler çatışmasına doğru

Devletimiz bir hukuk devleti olmalıdır, yargı devleti değil...


Bu gün basına haber olarak düştüğü için dikkatimi çekti. Halen bizim partimiz üyesi de olan eski bir rektörün bir öğretim görevlisi atamasındaki işlemi nedeniyle 'Görevi Kötüye Kullanma' gerekçesiyle Ağır Cezada yargılanacağını öğrenmiş olduk. Bu atamaların kanuni dayanağı 2547 sayılı kanundur.Sonradan düzenlenmiş yönerge ve yönetmelikler kanun hükmünü düşüremez.Kaldı ki basına intikal ettiği kadarıyla yapılan işlemde bir hata görülmekteyse de bu sadece bir idari kusurdur; TCK kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Buna rağmen aykırı bir işlem tesis edilmiş görünüyor yargı marifetiyle...

Devletimiz bir hukuk devleti olmalıdır, yargı devleti değil...

Bizim Yürütmemizde ve pozitif hukukumuzda yerleşik bir ilke vardır: YARGI KENDİNİ İCRANIN YERİNE KOYAMAZ.

Ama süreç son derece acayip bir yere doğru gidiyor...

AYM kendisini TBMM yerine koyuyor.

Sair yerel yargı mercii ve yüksek yargı kendini Yürütmenin yerine koyuyor.

Bir kaç ay önce bir idari yargı yeri bir üniversitenin akademik atama kriterlerini dizayna soyunmuştu.

İdarenin kendi dinamikleri içinde çözmesi gereken ve bir disiplin süreciyle sınırlı kalması icap eden hususlara yargının bu derece müdahil olması sağlıklı değildir.

Bu durum bir düzenlemeyle normal mecrasına oturmalıdır.Aksi halde erkler çatışmasına doğru gidiyor süreç...

Halil Kaya

YAZARLAR