Yürüyüşümüzün startının verildiği ve bir ideal izharında bulunduğumuz 1969 yılından itibaren 1980 yılına kadar “Dokuz Işık” programımız dahil ülkülerimiz, iddialarımız bu ülkede hep küçümsendi, inanılmaz ve ütopik bulundu. Fikirlerimize "çoluk, çocuk işi" denilerek dudak büküldü, bizi en masumane karşılayanın bile müstehzi bakışlarından kurtulamadık.
Ama zaman Ülkücü Hareketi yani bizi haklı çıkardı. Öyle ki dün birbirimizin izine kurşun sıktığımız sol mahallenin önemli bir bölümü de dahil bu gün MHP'nin ve Ülkücü Hareketin program ve de iddialarını sahiplenmeyen hiç bir siyasal yapı kalmadı. 12 Eylül Darbesi'nin müellif ve failleri bile Milliyetçi Hareket'in mensuplarını adeta prangaya vururken, toplumda tırnak tutabilmek için prangaya vurduklarının fikirlerine sarılmak zorunda kaldı.
Özet olarak Türk insanı bir bütün olarak Ülkücü Hareketin savunduklarını samimiyetle satın aldı. Doğru paradigma ve çizginin MHP çizgisi olduğunu kabul etti. Bu gün "biz de ülkücüyüz, gerçek ülkücü biziz" demeyen siyasi yapı kalmadı.
Gel gelelim, bu fikrin ana temsilcisi ve maliki olan partimiz her seçimde yarım asrı aşan birikimine rağmen sandıkta daima yüzde onlar civarında bir çıktıyla yetinir ve avunur bir gerçekliği bir türlü aşamıyor.
Neden acaba?
Seçmenin güven ve tercihine neden mazhar olamıyoruz bir türlü?
Sorguluyor muyuz bunu, otokritik yapıyor muyuz?
Tabi ki hayır?
Dün "Tek başına ülkücü iktidar" zorunluluğuna vurgu yapmıştım. Bu paylaşımım o vurgulamanın, gerekliliğin tamamlayıcısıdır (mütemmimidir).
Matematik, mantık, murakebe ve muhasebe önemlidir. Böyle bir çerçevenin içinde miyiz, aynaya bakıyor muyuz? Milletin tamamına yakını bizim ülkü ve programlarımızı derdinin çaresi olarak benimsiyor ise biz niye iktidar olamıyoruz? Güven mi telkin edemiyoruz?
Ne, ne?
Kafa yoruyor muyuz bunlara, yoksa temin ettiğimiz bir konumu caka satmak için yeterli sayıp, fasit bir dairenin içinde dönüp durmayı tercih mi ediyoruz?
Bağ bizim, bahçe bizim. Ama oralardan istihsal edileni niye satın almak zorunda kalıyoruz?
Ey Ülkücü!
Silkelen, ayağa kalk...
Sen bu değilsin, çok çok daha ötelerisin...
TÜRK ASRI İÇİN TEK BAŞINA ÜLKÜCÜ İKTIDAR...
Gerisi boş lakırdı...
Vesselam!
1 Ocak 2025
Halil Kaya