Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI

Tarih: 02.11.2024 08:27

Farklı bayraklarımız yok. Olmadı. Olmayacak.!

Facebook Twitter Linked-in

HA HÜSNÜYADİS HA ÖZGÜRYADİS
YOK BİRBİRLERİNDEN FARKLARI…

TARİHİN HER DÖNEMİNDE TÜRK’E İHANET EDENLERİN AKİBETLERİ KENDİLERİ GİBİ ÇİRKEF OLMUŞTUR!

CHP ve DEM’in ortak mitingindeo konuşan Tipitip ÖZGÜRYADİS;
"Farklı renklerimiz var, farklı bayraklarımız var ama biz hep birlikte Türkiye'yiz."

-DE HADİ BUYUR AĞAM…
BEN ŞİMDİ KİME NE DİYEM!

Atatürk’ün kurduğu partinin başındaki zata deriz ki;

-Bu bayrağa rengini veren şehit kanları ecdadımızın ortak mücadelesini temsil eder.

-Şehitlerimizin, gazilerimizin, bayrağımızın yapmadığı ayrımı
milletimize yapanlar alçağın ta kendisidir!

-Sen hayırdır Tipitip Özgüryadis,
başka ne bayrağı var? Haddini bil!

-Kafa iyi olacak farklı renk, farklı bayraklardan bahsediyor.

-Türkiye Cumhuriyetinin bayrağı Ayyıldızlı Türk bayragı,rengi kırmızı beyazdır.

-Tipitip Özgüryadis “Halkı ayrıştırararak kin ve nefret suçu işliyor.”

-Farklı bayraklarımız yok. Olmadı. Olmayacak.! Tek bayrağımız var. Türk Bayrağı…

 

BİZDE MANİSA VALİSİ HÜSNÜYADİS’LER DÜN DE VARDI
BUGÜN DE VAR..YARIN DA VAR OLACAKLAR…HİÇ BİTMEZ BUNLAR.!

Manisa’nın işgalinden sonra Mutasarrıf (vali) Hüsnü, Yunan işgal kuvvetlerine tam bir bağımlılık gösterir. Yunanlılar adına işlere el koyar, resmi evrakı ve demirbaş eşyayı, hatta gizli devlet belgelerini dahi Yunanlılara teslim eder.

"Yunan Ordusu ile egemenliğimizi paylaşabiliriz” cümlesiyle ünlenen Manisa Mutasarrıfı (Vali) Hüsnü Bey'e, ihaneti nedeniyle halk arasında “Hüsnüyadis” lakabı takılmıştır.

Kendisi, Milli Mücadele'nin son anına dek Yunan işgal ordusuna her türlü kolaylığı sağlamış, Milli Mücadele aleyhine yapılan propagandalara tüm gücüyle katkı sunmuş, işgal yılları boyunca halka eziyet etmiştir

Türk süvarilerinin Manisa’yı işgalden kurtarmalarından hemen önce Yunan generali ile şehirden kaçarak önce Sakız Adasına daha sonra Anadolu’dan kaçırdığı altınlarla Girit’te zengin bir hayat sürerken kilise papazı tarafından “vaftiz” edilmiş ve adını “Hüsnüyadis” olarak değiştirmiştir.

Yıllar sonra fakirleşen ve kaçtığı Yunanistan’da bir kilisenin terkedilmiş bir köşesine atılan mezarının başına “haçı kırık” bir mezartaşı dikilerek üzerine “Palio Turko- Serseri Türk” yazılarak tarihin çöplüğüne atılmıştır.

Tarihin her döneminde Türk'e ihanet edenlerin akibetleri kendileri gibi çirkef olmuştur.

Canlar…Şimdi diyeceksiniz ki, bize bunları niye anlatıyorsun.? Demem odur ki; bizdeki “Hüsnüyadisler” bugün de var. Hiç bitmez bunlar.!

Fakat milli tarih unutmaz…
MİLLİ VİCDAN zangoç (kilise çanı çalan) suratlı hainleri tarihin çöplüğüne atar, onları cezalandırır. Çünkü şehit kanları ile yoğrulmuş bu mübarek Anadolu toprakları hainleri sevmez ve ilk fırsatta hesabı keser.!

ATSIZ Hoca der ki;

“Millet ve Vatan haini olmak için, mutlaka askeri sırları çalarak düşmana satmak icap etmez. Kendi milletinin düşmanlarına hayranlık beslemek, kültür ve mazisini inkar etmekte hainliktir.”

Vatanı için yorulmadan koşan ve bundan hiçbir zaman pişman olmayan bir güzel insan M.Akif ERSOY her dem yeniden doğan ve daima çağdaşımız olmayı başaran bir kişidir. Kişiliğiyle düşünceleriyle yeni nesile rehber olarak önümüze ışık olmaya devam ediyor.

Milli Şairimiz M.Akif… Manisa valisi hain Hüsnüyadis ve İspanya’dan Selanik’e oradan Manisa’ya gelen bu kripto Özgüryadis gibiler için der ki:

“Tükürün milleti alçakça vuran darbelere.!
Tükürün onlara alkış dağıtan 
kahbelere.!

Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız 
yüzüne.!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne.!

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün.!”

Vatan ve bayrak hastalığı diye 
bir hastalığımız vardır…Derim ki;
Ben bu derdimden hoşnutum.
Benim derdimin ilacı, derdimin 
kendisidir.

“Hubbül Vatan-Minel İman”
Vatan sevgisi imandandır.

Unutmayınız ki Cehennem…Vatan aşıklarını ağlatan merhametsiz fanilerle doludur.

Bu mübarek Anadolu toprakları yüzyıllardan beri Haçlı ve Moğol istilasının hedefi olmuştur.

Ancak Türk Milleti bu kahraman evlatlarının vatan sevgisi ve milli şuuru ile gerektiğinde canları pahasına savunmuşlardır.

Yakın geçmiş tarihte…Kıbrıs’ta 
ay yıldızlı bayrağı indirmek için direğe tırmanana uygulanan “yerindeki hareket” her aklımıza geldiğinde gönlümüz hoş olmuştur.

Biliyoruz ki Ulu Devletimizin not ettiği ajandası vardır.

Vatanseverliğinin en büyük hasletlerinden biride Şanlı Bayrağımıza ve İstiklal Marşına duyduğumuz sevgi ve saygıdır.

İstiklal Marşının söz ve bestesini beğenmeyenler M.Akif’in sağlığında da Milli Marşımızı değiştirmek isteyenler oldu.!

Bunlar Akif-Fikret çatışmasında Fikret’in ruhuyla yaşayan, inançlara söven zavallı zangoçlardı.

“Şinanay yavrum şinanay nay…”nakaratlı bir türküyü, hep bir ağızdan güle-oynaya söyleyebiliriz.

Ama hiç birimiz ondan İstiklal Marşımızdaki o muhteşem ruhu hissedemeyiz.

Kendine yabancılaşma; milli ölçüyü kaybetme demektir. Milli ölçüyü kaybeden kimse hem iç hem dış politik olayları, kendi milletinin menfaatlerine uygun ayrıntılı düşünmeyen  adam demektir.!

Türk oğlu Türk Prof.Dr. Şair Bahtiyar VAHAPZADE der ki;
“İslam Devletlerinin ve yeni kurulan Türk Cumhuriyetlerinin milli marşlarını dikkatlice inceledim. Gördüm ki, içlerinde en güzel, en muhteşem milli marşı Türkiye Türkleri söylüyorlar.”

Bayrağımıza ve İstiklal Marşımıza karşı çıkanlar, marşın içinde yer alan;
“Kahraman ırkımız-vatanımız-hür yaşamak-ceddimiz-yaradanımız-mabedlerimiz-ezanlarımız-dinimiz-cennetimiz-şehitlerimiz....” gibi kelimelerden ve bu kelimeleri ifade ettikleri kültür köklerimizden “katiyyen hoşlanmayan” kalpleri mühürlü insanlardır.

 

Cenab-ı Allah vatanını seven aşıkları sever.

Bu yüzden sadece mazlumun değil aşığın bedduasından sakınınız.!

Nasıl bir fıtrattır bizimkisi bilmem ki...

Vatana/bayrağa kem göz değince kem söz söylenince:
-Göz doluyor, 
-Yumruk sıkılıyor, 
-Kılıç kınında kıpırdıyor, 
-Bu asil kan damarlarda ayrı bir deli akıyor.

VATAN ŞAİRİ Namık KEMAL haklı;
“Fıtrat değişir sanma bu kan yine 
O KANDIR.!!”

Milli şairimiz M.Akif’in en çok önem verdiği, durmadan işlediği konulardan birisi de milli birlik ve beraberlik ruhudur.

Çünkü ona göre bir milleti bölmeden, parçalamadan yok etmek mümkün değildir.

Altaylardan, Tuna’ya koca bir yükü sırtlamış bir milletin evladı olarak GAFLETİ  gördükçe üzülüyorum.

Bugün “beka sorunu yoktur” diyenler ne bölgemizdeki gelişmelerden ve ne de dünyadaki gelişmelerden bi haber zavallılardır.!

Gaflet ve dalalet  içindeki devlet adamları “devletin beka sorunu yok” diye diye devletin sınırları 1699 Karlofça Antlaşmasından 1921’de Sakarya Nehrine kadar çekilmiş, küçücük bir Anadolu’ya sıkışıp kalmışız.!

A BE MORE…BİLESİNİZ Kİ...
Artık Anadolu Türk’e dar geliyor.!

Dünyanın kilit taşının üzerinde oturuyoruz. Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.

Meram Bağları’nda Sabah Ezanları okunurken kelamımızı güzel bir dörtlü ile bitirelim;

“Allah bize yar olsun
Turan iller var olsun 
Bir turkuaz şafakta 
Türkiyem bahtiyar olsun.”

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —