Fitneyle yola çıktılar ve eştikleri kuyuya düştüler.
Yüzlerinde nur ışığı olmayan, mideleri haramla dolu olanların kimler olduğunu Yaradan çok iyi biliyor.
Bir duanız kabul olmadığında aklınıza İmam Gazali’nin şu sözü gelsin; “Allah, senin iyiliğini senden iyi bilir.”
Fitne ve fesatla yolculuk edenin akıbeti bellidir. Niyeti halis olmayan zatların gideceği yer ise çöplüktür.
Siyasi çöplükten medet umanlar, amansız kalacaklar koca çınara balta vurmak isteyenler baltayı kendinlerine vurup, köksüz kalacaklardır.
Merhum Neşet Ertaş çok güzel özetlemiş: "Sanırsın ki sevenim çok, arkadaşım çok, dostum çok... Sonra kötü bir şey olur dönüp bir bakarsın ki... Arkanda gölgenden başka kimse yok."
Sizin yanınızdayım diyenlerin mesafesini görünce, etrafınızda dört dönüp sizden aldığı iyiliği, çıkarı, menfaati bitince yola koyulan olursa lütfen şaşırmayın.
Yüce Allah, Casiye Suresinin 7.Ayetinde “Yalan ve iftirayı meslek hâline getiren ve günaha düşkün olan herkesin vay hâline.” diye tüm insanlığı uyarmaktadır.
Vefa değerli bir cevherdir nankör insanlarda bulunmaz. Özü namert olanlara, özü hain olanlara, vefasız olanlara, nankör olanlara bu yer yüzü dar olsun. Bu dünyada yaşamak haram olsun.
Hak yemeye gelince sırtlansınız kendi hakkınızı aramaya gelince aslansınız, başkalarının hakkını vermeye gelince de bildiğiniz yavşaksınız.
Hz. Mevla demiş ki: “Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya kalp durur, akıl unutur, ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur ne de unutur.”
Kalbi kirli insanların çağına denk geldik biz. Nereye adım atsak toz, hangi yüreğin kapısını çalsak kir. Acaba Özdemir Asaf’ın da dediği gibi; “Çokça yağmur yağsa, temizlenir mi şu dünya?
Zakir Tercan