Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Fitne ve bozgunculuk

Bizi bizden olanlar idare ettiği sürece, tarih de talih de bizden yana olacak, inşallah.


İKBÂL MEYHANESİNDE NARA 
ATAN YENİÇERİLERİN… SABAH
UYANDIKLARINDA “TEPETAKLAK”
GİTMELERİ.

MESNEVİ:
“KÖPEKLER HAVLADI DİYE KERVAN YOLDAN KALMAZ”

 

 

Osmanlı tarihinde Celali ve Yeniçeri İsyanları meşhurdur. Celalilerle, yeniçeriler zaman zaman devlete başkaldırmakla işbirliği, elbirliği etmişlerdir.

Bunların bazen birtakım saray çalışanları ve devlet yöneticileri tarafından çıkar amaçlı tahrik edildikleri veya yönlendirildikleri, bazen de kendi içlerindeki örgütlenmelerle harekete geçtikleri bilinmektedir.

Celali ve Yeniçeri İsyanları;

-ne “devlet-i ebed müddet”,
-ne “ila-yı kelimetullah”,
-ne “sancak-ı şerif”,
-ne “mukaddes vatan”,
-ne de “cihâd” için çıkarılmıştır.

İsyanların temelinde devletin Osmanlı tebanın geleceği ile ilgili endişe ve mülahazalardan çok, “ekonomik-siyasi-askeri ve sosyal” sebepler ve ikbâl meyhanesinde nara atmalar vardır.

Şurası muhakkaktır ki Celali ve Yeniçeri İsyanlarının içinde “bugüne ışık tutacak” ibret levhaları mevcuttur.

Hayırsız faaliyetlerde elebaşı (sergerde), çapulcu ve başıbozuk cahillerin;

Kendini hayatın ve devletin merkezinde sanan menfaatperestlerle kifayetsiz muhterislerin taassup ve aç gözlülükleri yüzünden devlet ciddi tehlikelere maruz kalmıştır.!

Başkaldırılar yüzünden nice devlet adamları, hanedan üyeleri, padişahlar hayatını kaybetmiştir.! Celali ve Yeniçeri isyanları için;

“FİTNE ve BOZGUNCULUĞUN EYLEME DÖNÜŞMESİ” demekte yanlış olmaz...

Milliyetçi Hareket içindeki nankör müzmin muhalifler, modern çağın celali ve yeniçerileridir. Geçmişteki isyanların çağdaş versiyonudur.

Sırtlarına “MHP muhalefeti” yaftası asılan ancak MHP Camiası ile alakası kalmayan rahmetli Başbuğumuz Türkeş dahil bu kesime bir türlü lider beğendiremediğimiz müzmin muhaliflerin “tarihi ve psiko sosyal” incelemesi  yapıldığında görülmektedir ki bu da bir “fitne ve bozgunculuk” hareketidir.!!

Müzmin muhalifler, modern çağın Celali ve Yeniçerileridir.

Çünkü bunlar “Ülkücü” olmayı  öğrendiklerini sandıkları rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’ten bu yana CKMP ve MHP Genel Merkezine başkaldırmayı alışkanlık haline getirmişlerdir.!

Doğru olan şeyleri dahi yanlış görüp göstermek, bunların alışkanlıklarıdır.

Merhum Dündar Taşer Ağabeyin söylediği güzel ve meşhur bir sözü vardır;
“Türkeş’in yanlışı, benim doğrumdan üstündür.”

Türk Milliyetçiliğinin siyaset sahasında kök salması, milyonlarca ülkücü gencin yetişip ülkenin geleceğine canları ve kanlarıyla sigorta olmaları rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in sayesindedir. Allah ondan razı olsun. Nezd-i ilahi’de makamı âli olsun inşallah.

Rahmetli Başbuğumuzun iki büyük emaneti Üç Hilalli MHP ile Bozkurtlu Ülkü Ocaklarına saldıranlanların kullandıkları kaba dil ve üslup da celali ağzıdır.!

MHP Genel Merkezine “Balgat Dükalığı” diyen kafa Osmanlı sarayına yürüyerek kelle isteyen asilerin kafasıyla aynıdır.!

Şurası bilinmeli ki;
Ülkücü Hareketin geçmişteki Celali ve yeniçeri isyanlarına benzeyen eylemlerinin unutulduğunu sanıyorlarsa aldanıyorlardır.!

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” ama mazinin ihanetlerini unutmayanlar çoğunlukta.!!

“Taşmedrese-Ankara Ocağı ve Genel Merkez” kilometre taşlarında bulunan ve son 50 yılın “yakın tarihini yaşayarak” gören bir tarih öğretmeni olarak derim ki;

Şühedalı ve dualı kutlu davamızın ambarındaki torbalardan don dikenlerin cemaziyülevvellerini bilmekteyiz.

Bunlar artık ruhende bedenen de bizden yani nazlı Üç Hilal’den koptular.! Nasıl Yeniçeri Ocağı kapatıldı ise Üç Hilal düşmanlarının tasfiyeside çok uzak değildir.!

DEVLET BEY’E “sadakat naraları” arkasına sığınarak Sevgili Peygamberimizin “Ebu Fasık” adını verdiği fitne-münafık EBU AMİR rolüne soyunanlarıda  Ülkü Ocakları’nda  yetişen ve Aziz Türk Milletinin “erken uyarı” sistemi olan ülküdaşlarımla birlikte üzülerek izliyoruz…

Devlet Bey’in “maske düşürme” devlet aklı hamlesi sebebiyle Can ülküdaşlarım arasına ayrılık sokmaya çalışanlara karşı uyanık olunmalı, onların iyi niyet iddiaları ihtiyatla karşılanmalıdır.

Allah’ın rızasına, takva esası üzerine kurulu işlerle erişilir ve Cenab-ı Allah kötülüklerden arınmayı samimi olarak isteyen kişileri sever.

İki yüzlü davranmayı huy haline getirenlerin yürekleri kuşkunun esiri olur ve ölünceye kadar kendi kişiliklerini bulmadan bu kuşkunun girdabında bocalar dururlar.

Birgün mutlaka suret-i haktan görünen Dırar Mescidi’nin fitne-münafık cemaatinin maskeleri zamanla düşecektir.

Durumunu çıkarına göre ayarlayan bazı siyasi bukalemunlar var ki şühedalı-dualı kutlu Üç Hilal’in “dışında” olmaları daha hayırlı olmaktadır ve olmuştur.

Çünkü bu kutlu dava gönül davasıdır; makam-menfaat işi değildir.!

Mesele elinle BOZKURT işareti yapmak değil.! Asıl mesele...
O işareti yaparken yüreğinde hissettiğin SEVDANIN TADINA VARMAKTIR. Asıl olan söz dili değil, hal dilidir.! Konuşmaktan çok yaşamaktır.

Sadakat, sevginin muhabbetin mayasıdır...

Fikri mayası bozuk olanın sevgisi şaibelidir, çökmüştür. Allah sadık ve sıddık kullardan olmayı nasip etsin. Ülkücü gönüllerden düşürmesin.

Merhum Ahmet Arvasi’nin 
dediği gibi;
“Milliyetçi Hareket, küçük parti hesaplarında değil bütün parti ve politikalara yön veren milli ve mukaddes bir aksiyondur.”

“Yakın tarihe ilgi duyan” bir tarih öğretmeni olarak görüyorum ki;

Bugünkü siyasi gelişmeler ARVASİ Hoca’yı HAKLI çıkarmıştır.

Lise yıllarında kişiliğimizin oluşmasında önemli kilometre taşlarından biri olan rahmetli Dündar TAŞER büyüğümüzün dediği gibi;

“Ülkücülerin kanaatları sağlam, imanları bütün, fikirleri berraktır. Serttirler ama odun gibi değil elmas gibi pırıl pırıl.”

DEVLET BEY…
Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır.

Türk’ün muazzam tarihinden kuvvet alarak şanlı ve büyük geleceğine yönelen kutlu hareketimizi;

-O’nun üslubundan, 
-O’nun geniş ve derin tecrübesi, 
-Rahmetli Başbuğumuzun dizi dibinde yetişmesi kültürü ile görmeli ve değerlendirmeliyiz.

DEVLET BEY;
Kendisini yetiştirmesi, efkârının, fikirlerinin genişliği, kıvrak zekası, çelik gibi sağlam karakteri fakat “gül yaprağından” daha nazik kişiliği;

Ülkücü Milliyetçi ve Muhafazakâr zümrenin ufkunda, gittikçe büyüyen bir ziya/ışık kütlesi hüviyetini iktisab etmiştir.

DEVLET BEY...
Ülkücü Hareket için hatta bütün Turan Coğrafyası için kendisine her zaman ihtiyaç duyacağımız  büyük bir devlet adamıdır.

MHP her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir siyasi parti olmuştur. Bu amaçla milli değerleri benimsemiş bir gençlik yetiştirmeyi hep ön planda tutmuştur. Bunda da başarılı olunmuştur.

Devlet Bey gibi ferasetli dervişliğiniz yoksa Cihangir olsanız ne yazar…

DEVLET BEY’E İNANCIMIZ TAMDIR, HER DAİM YANINDAYIZ.

ÜLKÜCÜ GENÇLİK:
-LİDERİNİN YÜREĞİNİ YÜREĞİNE KATAR, 
-VATAN OLUR,BAYRAK OLUR VE BAKTIĞI YERE BAKAR.

-Liderimi tanır… Liderimi bilirim. Teşkilatımı bilirim…
-Devlet Beyimize inancım tamdır ve her daim yanındayız.

Gerisi "lafügüzaf" yani rahatsız edici gereksiz boş laf…

Biliyoruz ki…İkinci bir Endülüs ve Balkanlar olmamak için iç barışın sağlanması gerekiyor…Satrançta bir hamle değil en az üç hamle ötesini görmektir.

Bizim Türkmen Beyimiz yanlış hamle yapmaz.

ABD ve AB’nin fonladığı Türkiye düşmanlığı hususunda adeta yarışa giren satılmış bir kısım medyanın, bu medyanın devşirilmiş kalemlerinin ne yazdığı, neyi propaganda ettiği bizim nazarımızda değersizdir.

Türkiye aleyhtarlarından para alanların aynı şekilde emir aldıkları, bununla da yetinmeyerek düşmanın kılıcını salladıkları ulu orta meydandadır.

Mesnevi’de Hz. Pir der ki;

“-Üzülme..Köpekler havladı diye kervan yoldan kalmaz.!”

Kendine yabancılaşma;
Milli ölçüyü kaybetme demektir. 
Tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi, sadece ham bir hayaldir.

Milli tarih hainleri unutmaz.! MİLLİ VİCDAN zangoç suratlı hainleri tarihin çöplüğüne atar, onları cezalandırır.

Çünkü şehit kanları ile yoğrulmuş bu mübarek Anadolu toprakları hainleri sevmez ve ilk fırsatta hesabı keser.!

Bir gün ülkemizde hainlerin hiç değilse daha az olduğunu görebilmek ümidiyle desek de…mümkün değil!!

Çünkü…Atalarımız Çağrı Bey ve oğlu Sultan Alparslan çadırlarını sırtlanların yolu üzerine kurmuşlardır.

Dünyanın “kilit taşının” üzerinde oturuyoruz. Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.

Geçmişin ne kadar derinine inebiliyorsak geleceğin ufkunu, daha da ötesini o kadar görebiliriz.

İşte bu sebep ile…Tarihi olayları okumazsak Canlar;
-Sana ne söylenirse ona inanırsın,
-Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın,
-Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın,
-Seni herkes kandırır.
-Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...

Bizi bizden olanlar idare ettiği sürece, tarih de talih de bizden yana olacak, inşallah.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER

19 Nisan 2025
Taş Medreseli 
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK

YAZARLAR