Ülkücü Reis / CEBECİCE


Gazetecilik!

Gazetecilik imkansızı yapma sanatıdır


GAZETECİLİK İMKANSIZI BULMA SANATIDIR

Bazı dostlarım sabah sabah beni kutlamış... FETÖ geberdi onun için kutluyorlar sanmıştım meğersen bugün Dünya Gazeteciler Günüymüş…

Rabbime şükürler olsun dünyanın en zevkli mesleğini yapmak nasip oldu.

Hafiften kırık olmayan birinin bu mesleği yapma şansı yok. Hayal dünyası geniş olmayan bir kişi ise asla yapamaz. 

90'ların başında başladığım bu gazetecilik öyle bir değişti ki bu hıza nasıl ayak uydurduk ben bile anlamıyorum... 

Karanlık odalarda negatifleri, diaları tab ettiğimiz günlerden 90'ların sonunda ilk dijital fotoğraf makinesine geçiş, görüntülü habercilik... Sosyal medya gazeteciliği ve whats up gazeteciliği... 

GAZETECİ İÇİN İMKANSIZ YOKTUR

Gazeteci her şeyi bilmez zaten buna imkan da yoktur... Gazeteci neyi nerede bulabileceğini bilir... Bunun içinde kaynaklarını geniş tutar. Polis muhabirliğim döneminde rahmetli Hakkı Aldoğan ağabey müdürümüzdü... Asla bulamadım diye bir kelime kabul etmezdi... Onun için bizde ne yapar eder bulurduk…

Hatta bir keresinde bir vakada ölen şahsın fotoğrafını bulamamıştık... Morg görevlisine döner ısmarlayıp... morgda cesedin yüzünü vesikalık gibi çekmiştim.. Cesede tebessüm ettirmekte bayağı zor olmuştu.
 O dönemlerde facebook yok instigram yok... Ölen birinin fotoğrafını bulmak ciddi sıkıntı... Birlikte polise baktığımız Demet ablamız bu gibi durumlarda cenaze evlerinde sanki cenaze yakını gibi girer... Bütün odalarda çaktırmadan fotoğraf arardı... Bir keresinde duvardaki fotoğrafı çaktırmadan dışarı çıkarmıştı ... Fotoğrafı çektikdikten sonra geri koymak konusunda bayağı zorlanmıştık…

GAZETECİ YAS EVİNDE AĞLAYACAK DÜĞÜN EVİNDE GÜLECEK

Gazeteci ortamı çok iyi koklamalı... Yoksa bedeli ağır olur. İnsanların acılarını ve mutluluklarını dikkate alacaksın... Yoksa iyi bir dayak yersin.. Haber yapamadığın da yanına kalır.. Yine böyle 5 kişinin öldüğü bir olayda kameraman arkadaş uyarılara rağmen çekim yapmaya devam etmişti... İnanın öyle bir dayak yedim ki.. Eşek sudan gelinceye kadar derler ya... Bizim eşek bir türlü sudan gelmedi... 

TATLI DOKUNUŞLAR GAZETECİLİĞİN ŞANINDANDIR

Haberin gerçekliği gazetecinin namusudur ama bezen küçük dokunuşlar da yaptığımız olur... Cebeci Evren sokaktaki bir konsomatris cinayetindeki bir olay geldi aklıma... Gececiyiz. Dışarıda beklerken bir tane ufak tefek sokak köpeği havlamaya başladı... Kameramana köpek havlarken çektirdim. Habere "Cinayetin görgü tanığı Fifi sahibinin ardından havlayarak adeta ağladı" gibisinden bir haber yapmıştık.. Haber müdürleri diğer gececi arkadaşların canına okumuştu.. Siz niye görmediniz o köpeği diye... 

Bir keresinde kaza yerinde cesede yetişemeyince bir arkadaşı yere yatırıp üzerini gazete ile örtüp görüntüyü tamamlamak olmuş mudur.. olmuştur... Sosyal medya yok... Cep telefonu yok... Bazen küçük dokunuşlar gerekiyordu.. O yıllarda..

Hiç unutmam  Esenboğa'da uçak kaçırılmıştı... Uğur ile birlikte gitmiştik. Uğur kardeşim hiç unutmayacağım bir şeyi başardı... Oradaki itfaiyecilerden birinin montunu giydi... Esenboğa'ya itfaiyeci gibi girip uçak kaçırma olayını çekmişti... Bütün habercileri atlatmıştık... Dedim ya gazetecilik imkansızı yapma sanatıdır... Bunun gibi yüzlerce anı birikti... 

Şimdi herkes whats up ile hemen görüntüyü paylaşıyor... Sosyal medya hesaplarında görüntü yağıyor... Ama aynı zevki veriyor mu sanmıyorum.

Gerçi her devrin kendine göre güzelliği vardır... 

Bütün meslektaşlarımın Dünya Gazeteciler Gününü kutluyorum...

YAZARLAR