Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ


Gazze

Bugün susmak günaha ortak olmak demektir. Bugün ses çıkarmamak Şeytan’a yol vermek demektir


Son birkaç haftadır gözümüz hep Gazze’de. Nasıl olmasın ki? Eşine benzerine az rastlanır bir vahşeti, en vahşi katliamları, acımasız saldırıları, insanlıktan yoksun yaklaşımları üzülerek izliyoruz. Elimizden pek bir şey gelmese de kimimiz kabul olması dileğiyle dua ediyor, kimimiz yardım kampanyaları yürütüyor, kimimiz ise sosyal medyadan Filistin’in feryadını kör ve sağır dünyaya duyurmaya çalışıyor. Ben de kalemime sarılarak tarihi görevimi yapmaya çalışıyorum.

Bugün susmak günaha ortak olmak demektir. Bugün ses çıkarmamak Şeytan’a yol vermek demektir. Bugün görmezden gelmek kötülüğe boyun eğmek demektir. Bugün tarafsız kalmak zalimden yana olmak demektir. Bugün duyarsız kalmak masum insanların enkaz altında can vermesi demektir

İsrail’in canice bombalamaları neticesinde ne yazık ki binlerce insan hayatını kaybetti. Bu bombalamalarda kimi dağ gibi yaslandığı babasını kaybetti, kimi cennet kokulu annesini, kimi öpmeye kıyamadığı yavurusunu, kimi ise hayat arkadaşını. Ne kadar da acı değil mi? Hayatta kalanlar çok mu şanslı? Tabii ki hayır! Onlar da yakınlarını kaybetmenin üzüntüsüyle boğuşurken aynı zamanda yurtlarını terketmenin de kederiyle uğraşıyorlar. 

Bu acılar yetmezmiş gibi bir de gayri insani koşullarda hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Su yok, gıda yok, elektrik yok, ilaç yok, sığınacakları güvenli bir liman yok. Bunlar yok ama her yürekte bolca acı var. Her bedende tarifi imkansız kaygı var. Her ruhta kapanması mümkün olmayan derin yaralar var. Her sokakta arkada bırakılmış hatıralar var. Her caddede yok olmuş bir tarih var. Her mahallede vuslatla sonuçlanmayacak ayrılıklar var. 

Gazze; yüreğimizi kanatan şehir konumunda bu aralar. Dün nasıl ki Kerkük’e, Kırım’a, Urumçi’ye, Karabağ’a, Kıbrıs’a, Kosova’ya üzüldüysek bugün de benzer şekilde Gazze için üzülüyoruz. Yüz yıl önce Arapların bir kısmının Batılıların taşeronluğuna soyunup bize karşı savaşmış olmasından yola çıkarak tüm Arapların bize ihanet ettiği sonucunu çıkarmak ve bu çıkarımla birlikte bugün Filistin’e sırtımızı dönmemiz gerektiği fikri büyük hata olur. 

Tarih elbetteki geçmişte yaşananlar üzerinden herkesi yargılayacak ve bu yargılama sonunda doğruyu yanlışı tüm şeffaflığıyla gözler önüne serecektir. Bırakalım tarih bu rölünü oynasın. Bugün bize düşen kutsal saydığımız şehir Kudüs’ü kippalılara teslim etmemek, Gazze’ye siyonist postallarını bastırmamak, mazlum Müslümanların yanında olmak ve terkar Müslümanların hamisi olduğumuzu tüm dünyaya duyurmak olmalıdır.

Bunu yapabilirsek inanıyorum ki geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türk bayrağı üç kıtada dalgalanacaktır…

Ahmet Barış
23.10.2023 21:22:28
Kalemine sağlık hocam .

YAZARLAR