Şüphesiz Fatih Sultan Mehmet ve dindarlığı ile meşhur II.Bayezid bize göre çok daha fazla alimdi. Maide Suresinden de haberleri illaki vardı. Eminim ayette Yahudi ve Hristiyanlarla ilgili geçen bölümü yüzlerce kez okudular.
Zannediyorum bugün sıklıkla karşımıza çıkan '' Yahudileri dost edinmeyin '' şeklinde değil, '' bazı tefsirlerde belirtildiği gibi '' Yahudileri ve Hristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirinin dostlarıdır '' biçiminde daha doğru olduğunu düşündüğüm şekilde davrandılar.
Almanya'dan, Portekiz'den ve İspanya'dan kovulan Yahudilere kucak açtılar. Hatta II.Bayezid gelen Yahudilere içtenlikle davranılması konusunda ferman dahi yayınlamış.
Bir mazluma, düşküne, yardımcı olmak illa ki onunla artık dost olduğumuz anlamına da gelmez. Onların bu davranışı hem Kur'ana hem de o dönemlerde bir düşünce sistemi halinde yer almamasına rağmen duygularda yer bulan Türk Milliyetçiliğinin ruhuna uygundur.
Televizyonlarda iki boksör arasında geçen müsabakada siyahi olanı tutmak, Atletizmde daima onların kazanmasını dilemek, Dünya kupasında Türkiye yoksa bir Afrika ülkesinin başarısına sevinmek atalarımızdan genlerimize işlemiş bir davranış.
Türk daima zayıf olanı, ezilmiş olanı, gariban olanı kollar.
Ben Türk'üm. Benim Filistin davam yok.
Ben Müslümanım benim Azerbaycan davam yok.
Son zamanlarda sizlerde sıklıkla bu tür paylaşımlara rast gelmişsinizdir.
İsrail bir terör devletidir. Bugün Gazze'de yaşananlar bir insanlık suçu ve soykırımdır. Bu benim açımdan böyle. Benimle ne etnik ne de inanç yönünden hiçbir benzerliği olmayan Ruanda'da yaşanan ve 800 bin Tutsi'nin Hutular tarafından ortadan kaldırılması da terördür ve soykırımdır. Bunu söylemek için Tutsilerin dava adamı olmaya sancağını sallamaya gerek yok herhalde.
Birinci başlığı savunanlar için söylüyorum. Benimde Filistin davam yok. Benim için yalnızca ve yalnızca her zaman, her yerde ve her işte Türklüğün çıkarını gözetmek davası var. Filistin'in ekonomik ve kültürel gelişimi, eğitim seviyesi, uluslararası haklarını savunmak meselesi Filistinlilerin davası. Biz yalnızca bu meselede İsrail'in kuruluşundan bugüne aleyhine takınılan tutum meselesinde Filistin'i haklı görüyoruz.
Ayrıca Doğu Akdeniz gerçeği ortadayken aklı başında hiçbir Türk İsrail'in Filistin ve Türkiye aleyhine genişlemesine kayıtsız kalamaz. Bu bir güvenlik sorunudur.
Davam yok derken; yok saymayın, ohh iyi oldu demeyin, yakışmaz diyorum.
Eee Araplar ihanet ettiler, topraklarını sattılar. Doğru. Tartışalım bu konuyu da. Arap ihanetini her Türk çocuğu öğrenmeli. Sadece 1.Dünya Savaşı dönemini değil, Irak'ta Baas Rejiminin Türklere uyguladığı zulmü, Suriye'de terör örgütlerine ev sahipliği yapmalarını atlamayalım ve sakın sakın unutmayalım.
Bugünün gençleri çocukları, yarının devlet idarecileri tarihi bilsinler. Dostlukların sadece Dışişleri Bakanları arasında olabileceğini, ülkeler arası ilişkilerin menfaatlere ve zamanın şartlarına uygun bir ilişki şeklinde yürütülmesi gerektiği bilincine varsınlar.
İkinci başlığı atanlar için çok söze gerek yok. Sizin Azerbaycan diye bir davanız yoksa şuursuzsunuz demektir. Yukardaki sebeplere ek olarak '' Kur'anda Allah'ın (c.c) buyurduğu '' Zalimlerin dostu yoktur'' ayetinden de haberiniz yok gibi.
Tarih bize pratikte dindaşlığın değil soydaşlığın daha güvenilir kardeşlik ve müttefiklik olduğunu defalarca kanıtladı. Ancak hemen belirtmeliyim ki Filistin'de gerçek bir soykırım, vahşet ve cinayet var. Hiç değilse bunu kabul etmek ve İsrail politikalarının Türkiye aleyhinde nerelere uzanabileceği üzerinde düşünmek ve tedbir almak hayati önem taşımaktadır.
Çok uzun yazdım yine kızacaksınız. Sözün sonu : Türklüğü doğru kavrayanlar, onu yükseltmek ülküsüne gönül verenler, Allah'ın ayetini doğru kavrayanlar için mesele yok. Filistin ve Azerbaycan üzerinden çakma Türkçülerle, çakma Müslümanların provakasyonlarına dikkat edelim. Ne Türkçülük ne de İslamiyet böyle bir şey değil.